Bayraktutan, Yargıtay ile Danıştayın Ciddi Anlamda Sorunları Var!

2017-12-15 05:09:34

Bayraktutan, Yargıtay ile Danıştayın Ciddi Anlamda Sorunları Var!

CHP'li Uğur Bayraktutan:  “Yargıtay ile Danıştayın ciddi anlamda sorunları var. Cübbesinin önünü iliklemeye çalışan bir Danıştay Başkanını kabul etmiyorum, şiddetle protesto ediyorum, kınıyorum” dedi.

CHP Artvin Milletvekili Av. Uğur Bayraktutan, Yargıtay ile Danıştaydaki üye sayısının arttırılması ile alakalı bir düzenlemenin getirileceğini bu düzenlemenin de kanun hükmünde kararname ile yapılacağına dikkat çekerek şöyle konuştu:

“20 Temmuz 2016 tarihinde yürürlüğe giren istinaf mahkemeleriyle alakalı düzenlemede düzenleme yürürlüğe girdiği zaman şöyle bir olay öngörüldü, denildi ki: "İstinaf mahkemeleri yürürlüğe girince Yargıtay ve Danıştayın iş yükü azalacaktır." Gerekçeyi getirdiğinizde -iyi hatırlıyorum- burada gerekçe konuşuluyorken, yüzde 90 oranında Yargıtayın iş yükünün, yüzde 80 oranında da Danıştayın iş yükünün azalacağına ilişkin hükümler içeriyordu.

Değerli arkadaşlarım, bakın, burada bir çizelge var, kasım ayıyla alakalı Yargıtayın ceza dairelerine gelen dosya sayısı 22.292, çıkan dosya sayısı 29.615. Yine, hukuk dairelerine gelen dosya sayısı 10.401, çıkan dosya sayısı 29.199; bu senenin kasımı yani geçen ay itibarıyla söylüyorum değerli arkadaşlarım.

Şimdi, gelinen noktada, 2014'te biz mevcut üye sayılarını artırdık. 2016'da bunları azalttık. Azaltma gerekçelerimizi de ileriye sürdük. Sayın Bakan dikkatli dinliyor mu bilmiyorum? Değerli arkadaşlarım, -şimdi öğrendiğimiz kadarıyla, basına yansıyan bilgilere göre- Yargıtayla alakalı, Danıştayla alakalı bir düzenlemenin getirileceğini artık sağır sultan bile duydu. Anladığımıza göre, bizim öğrendiğimize göre saray gerekli oluru vermiş, Yargıtaydaki üye sayısını 100 artırıyoruz, Danıştaydaki üye sayını da 26 veya 30'a yakın artırıyoruz değerli arkadaşlarım. Şimdi, bu, emme basma tulumbaya döndü; bir çıkıyor, bir iniyor, bir çıkıyor, bir iniyor. Yargıtay ile Danıştayın ciddi anlamda sorunları var ama en önemli sorun… Sayın Bakan, eğer bu düzenleme yapılacaksa ki… Eğer bunu ben biliyorsam Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili olarak, bunu sağır sultan da biliyordur, bu düzenleme vardır. Daha vahim olan bir şey daha var değerli arkadaşlar, bu düzenlemeyi Türkiye Büyük Millet Meclisinden kaçırarak, Türkiye Büyük Millet Meclisinden bu düzenleme geçmeden kanun hükmünde kararnameyle bu düzenlemenin geçeceğine ilişkin bize bir bilgi geldi. Bu doğru mudur değerli arkadaşlarım, AKP Grubundaki milletvekili arkadaşlarımız? Eğer bu şeklide bir düzenleme, yüksek yargıyı düzenleyen bir düzenleme kanun hükmünde kararnameyle düzeltilerek yapılacaksa bunu kabul etmek mümkün değildir değerli arkadaşlarım. Eğer böyle bir düzenlemeyi yaparsanız bu yargı Türkiye Cumhuriyeti'nin yargısı olmaz, bu yargı majestelerinin yargısı olur değerli arkadaşlarım, majestelerinin yargısı olur. O nedenle, Sayın Bakan, bu konuda duyarlı davranmanızı istiyorum. Bakın, Yargıtaya 100 yeni üye alacaksınız, Danıştaya 26 yeni üye alacaksınız. Şimdi, bu düzenlemede, bizim aldığımız bilgilere göre, kürsüde on yedi yıllık sınırı ortadan kaldırıyorsunuz. Diyorsunuz ki: "Kürsüde on yedi yıl görev yapmaya gerek yok." Ne olacak? "Efendim, birinci sınıf hâkim olmak yeterli." Birinci sınıf hâkim olmak için ne kadar görev yapmak lazım arkadaşlar, biliyor musunuz? On üç yıl. Neden on üç yıl? Şimdi bunda bir hinoğluhinlik var, AKP'nin getirdiği her düzenlemede var. Acaba neden on üç yıl Sayın Bakan? Düşündüm, ona da kendime göre şöyle bir yanıt buldum Sayın Bozdağ, o da şundan: 2002'de AKP kuruldu. Bu tarafa doğru koyduğunuz zaman on yedi yıl yetmiyor arkadaşlar, 2019 oluyor. On yedi yıllık hâkim savcılar içerisinde önünü ilikleyen, cübbesinin önünü ilikleyen yeterli sayıda hâkim ve savcı yok. Ne yapsınlar bunlar? E, ne yapacaklar? On üç yıla indiriyorlar ki önünü ilikleyecek hâkim ve savcılar bulsunlar değerli arkadaşlarım. Bunu kabul etmek mümkün değil Sayın Bakan, açık açık ifade ediyorum. Bakın, burada Danıştaydan, Yargıtaydan temsilciler var. Bunu kabul etmek mümkün değil.

Başka bir şey daha var. Şimdiki mevcut sisteme göre, Ceza Genel Kurulunda, Hukuk Genel Kurulunda sabit bir sistem yok, dönüşümlü sistem var, hangi hâkimle muhatap olacağınızı bilmiyorsunuz. Şimdi 100 yüksek hâkimi atıyorlar, sabit sisteme getiriyorlar, burayı şaibeli hâle getiriyorlar değerli arkadaşlarım. Bunlara ulaşabilmek, kime kim tarafından yargılama yapılacağını mevcut sistemde bulmak çok zor. Ama şimdi şunu yapıyorlar: Bakın, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz diye bir yöntemi var -Sayın Bakan, bunu gayet iyi biliyorsunuz- süre diye bir olay yok. Eğer bu düzenlemeyi getirirseniz Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı otuz yıl evvel kesinleşmiş bir hükümle alakalı, bununla ilişkili olarak genel kurula başvurabilir, Ceza Genel Kurulundan istediği gibi kararı çıkartabilir değerli arkadaşlarım. Yapabilir mi? Bu düzenleme geçerse yapabilir. O nedenle, böyle bir tabloyla karşı karşıyayız.

Danıştayla alakalı bir şey söylemek istemiyorum. Ben size bir şey söyleyeyim, ben Artvin'in Milletvekiliyim değerli arkadaşlarım. Benim bildiğim, yöremde çayın taban fiyatını ÇAYKUR genel müdürü belirlerdi. Ben size bir şey söyleyeyim mi? Verin bir kanun teklifi, çayın taban fiyatını Danıştay Başkanı belirlesin. E, bu Danıştay Başkanı değil mi çay toplayan? Çay toplamadı mı bu Danıştay Başkanı? Danıştay Başkanının açıklamalarına baktım, ne demiş biliyor musunuz hanımefendi? "Efendim, bu nisan halk oylaması kuvvetler ayrılığını sağlamlaştırmıştır." Merak ettim, "Bunun hukuk fakültesi mezunu olması mümkün değil." dedim.

Gerçekten de bütün kimlik bilgilerini çıkardım, kimse saygısızlık olarak addetmesin, AİTİA mezunu çıktı Sayın Bakan -ben Ankara Hukuk Fakültesi mezunuyum, gururla söylüyorum- Hanımefendi AİTİA mezunu çıktı. Bir hukuk fakültesi mezunu kuvvetler ayrılığı ilkesiyle alakalı böyle bir düzenlemeyi ortaya koyamaz değerli arkadaşlarım.

Danıştayla alakalı yapılan bütün şeylerde yanlışlıklar var. Cübbesinin önünü iliklemeye çalışan bir Danıştay Başkanını kabul etmiyorum, şiddetle protesto ediyorum, kınıyorum değerli arkadaşlarım

Majestelerinin Danıştayı var bakın, Cerattepe kararında daha önce "Cerattepe'de maden çıkartmak ihanettir." diyen ilgili Danıştay dairesi bugün o kararı neredeyse alkışlayacaktır. Majestelerinin Danıştayı bu işte değerli arkadaşlarım. Bakın, Danıştay ve Yargıtayla alakalı bu düzenlemeleri yapmayın, eğer bunu yaparsanız, buna ilişkin düzenlemeleri yaparsanız bu silah bir gün gelir, bu siyasi iklim tersine döner, o yapmış olduğunuz silahla gelir sizi vururlar değerli arkadaşlarım. Bunu yapmak doğru değil.

2010 referandumunda size yalvarmıştık, "Yapmayın, etmeyin, kurban olalım, bir çeteye yargıyı teslim ediyorsunuz." demiştik. Genel Başkan demişti ki "120 militanı Yargıtaya atamışsınız." Ne oldu arkadaşlar, ne oldu o militanlar? Sayın Bakan, turşusunu mu kuracaksın o 120 militanın, nerede bunlar? Nerede bu militanlar? Nerede bu militanlar beyefendi? O 120 tane… Bir ülkenin yargısını düşünün, 16 bin hâkim, savcısından 4 bin tanesi bakın, dörtte 1'ini Fetullahçı terör örgütüne teslim eden Hükûmete yazıklar olsun diyorum, yazıklar olsun diyorum, yazıklar olsun diyorum değerli arkadaşlarım. Hani diyordunuz ya "O gece beraber bombaları yiyorduk." Sayın Bakan, burada beraberdik o gece, 15 Temmuz akşamı bazılarınız hamaset yapıyorken ben burada bomba yiyordum. Onlara bunları böyle altın tepsiler içinde sunan, onlara otobanı açan sizlersiniz, bizler açmadık değerli arkadaşlarım. O nedenle, buradan bir kere daha Hükûmeti uyarıyorum: Yüksek yargıyla alakalı düzenlemeleri yapmak ateşle oynamaktır Sayın Bakan, ateşle oynamayın, lütfen gereğini yapın, liyakatin gereğini yapın, sadakatin gereğini yapmayın diyorum.”


Serhad Artvin Gazetesi © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.
İnönü Caddesi. Karahan İşhanı No:16/A - ARTVİN -- Tel :0(466) 212 11 29 - Faks: 0(466) 212 38 84 - E-Posta: osengun{at}hotmail.com