Manisa Tabip Odası Başkanı: Askerlerin zehirlenmesinin nedeni kâr düzeni!

Manisa Tabip Odası Başkanı Dr. Hasan Semih Bilgin, "Askeri birliklerin ve kamusal kurumların yemeğinin özel şirketler tarafından kâr amacıyla sağlanması gıda güvenliği açısından sakıncalıdır. Bu ciddi bir gıda güvenliği ve halk sağlığı sorunudur. Eldeki veriler, yemek şirketinin korunduğu algısını yaratıyor" dedi.

Ahmet Çınar

Manisa'daki 1. Piyade Er Eğitim Tugay Komutanlığında eğitim gören erlerin bir ay içinde dört kez zehirlenmesi olayı, gündeme hizmetlerin özelleştirilmesi sorununu getirdi. 

Manisa Tabip Odası Başkanı Dr. Hasan Semih Bilgin, Manisa'daki askeri birliklerde yaşananlara ilişkin değerlendirmelerini soL'a anlattı. Dr. Bilgin, "İlk zehirlenmelerden sonra hâlâ aynı şirketin yemek vermeye devam etmesi, şirketin korunup kollandığı algısını güçlendirmiştir" dedi. 

Sorularımız ve Dr. Semih Bilgin'in yanıtları şöyle:

Kışlada bir ay içinde yaşanan dört zehirlenme olayı, dikkatleri yeniden özelleştirmelere çekti. Askeriye gibi kritik bir kamusal alanda çalışan personelin yemeğinin özel şirketler tarafından üretilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Askeri birliklerin yemeklerinin özel sektör tarafından kâr amacıyla sağlanması, en azından gıda güvenliği açısından sakıncalıdır. Özellikle kamu hizmeti sunulan ve toplu yaşanılan yerlerde kamunun asli hizmet alanlarında hizmetin kamu eliyle verilmesi, kâr amacı olmadan yürütülmesi gerekir.

Zehirlenmelerin sudan olmadığı, Salmonella virüsünden olduğu netleşmiş gibi... Gelen haberler bu yönde... Siz Tabip Odası yöneticisi olarak, kentinizdeki bu olay hakkında neler söyleyebilirsiniz? Size ulaşan bulgular nelerdir? Hastanelerden sağlıklı bilgi akışı sağlanabiliyor mu? Bulgu, teşhis ve benzeri konular sizinle paylaşılıyor mu?

Manisada 20 gün içinde dördüncü kez toplu gıda zehirlenmesi olayının meydana gelmesi vahim bir durumdur. Edindiğimiz bilgilere göre Salmonella bakterisinin etken olduğu bir gıda zehirlenmesi söz konusu... İlk iki olayın kesin etkeni Salmonella olarak açıklandı... Geçtiğimiz hafta sonundakiler de kuvvetle muhtemelen aynı etkenle meydana gelmiş gözüküyor. Çünkü izlediğimiz klinik tablo tıpatıp aynı. Resmi makamlar kısıtlı bilgi paylaşıyor. Hastanelerde çalışan meslektaşlarımızdan da bilgi alıyoruz. Bu arada hepimizin bildiği gibi maalesef konuyu saptırıcı açıklamalar da yapılıyor.

"HİJYEN VEYA GIDA TEDARİK ZİNCİRİNDE SORUN VAR"

Manisa Tabip Odası olarak konuya nasıl müdahil oluyorsunuz, ne şekilde takipçisi olacaksınız?

Konuyu yakından izliyoruz ve belli ki hijyen veya gıda tedarik zincirinde sorun var. Bunun bir halk sağlığı sorunu olduğunu, özellikle askeri sağlık tesislerinin darbe girişimi sonrası gerekçeleri anlaşılmaksızın Sağlık Bakanlığına devri, askeri birliklerde halk sağlığı hizmetlerinde bir boşluk oluşturduğundan bahsedilebilir. Yaptığımız basın açıklaması ile Manisa Tabip Odasının konuya ilişkin değerlendirmelerini kamuoyu ile paylaştık. Önümüzdeki süreçte yeni gelişmeler olursa yine paylaşacağız. 

Pek çok kesim, yemek şirketinin bakanlık-siyaset-bürokrasi üçgeni tarafından korunduğu algısına sahip oldu... Siz de böyle düşünüyor musunuz, bu yönde bir kanaatınız var mı?

Evet, eldeki tüm veriler maalesef böyle bir algı yaratıyor. İlk zehirlenmelerden sonra hâlâ aynı şirketin yemek vermeye devam etmesi ve bu hafta sonu meydana gelen zehirlenmeler sonrası firmanın sözleşmesinin fesh edilmesi ve 30 çalışanının gözaltına alınması kararının gecikmeli alınması da bu algıyı güçlendirmiştir. 

MANİSA TABİP ODASI: BU CİDDİ BİR GIDA GÜVENLİĞİ SORUNUDUR!

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi ve TTB Halk Sağlığı Kolu, Manisa’daki askeri birliklerde ciddi bir gıda güvenliği sorunu yaşandığını açıkladı.

TTB Merkez Konseyi ve TTB Halk Sağlığı Kolu tarafından yapılan basın açıklamasında, Manisa’da yaşanan salgınların Türkiye’de tüm askeri birliklerin gıda kaynaklı salgın tehdidi altında olduğunu gösterdiği belirtildi.

Bu salgınlar silsilesini ortaya çıkaran nedenlerin başında, askeri birliklerde halk sağlığı hizmetlerinin sahipsiz kalmasının geldiğine dikkat çekilen açıklamada, “Halk sağlığı hizmetlerinin olmadığı yerde her türlü bulaşıcı hastalık tehlikesi olduğunu bir kez daha vurguluyoruz” denildi.

Açıklamada, halk sağlığı hizmetlerinin olmamasının aynı zamanda ortaya çıkacak bir bulaşıcı hastalık salgınının kontrol altına alınmasını da zorlaştıracağı uyarısında bulunuldu.

"YEMEK ŞİRKETİ SİYASİ İKTİDARA YAKINLIĞIYLA TANINIYOR"

Askeri birliğe yemek temin eden Rota yemek şirketinin, siyasi iktidara yakınlığı ile bilindiğine ve Manisa dışında Türkiye genelinde 11 büyük askeri birliğe daha yemek sağladığına da dikkat çekilen açıklamada, askeri birliklerde acilen halk sağlığı hizmet yapılanmasının oluşturulması ve taşeron hizmet alımına son verilmesi gerektiği vurgulandı.

İŞTE O AÇIKLAMA

Manisa Tabip Odası Başkanı Dr. Hasan Semih Bilgin'in konuya ilişkin açıklaması şöyle: 

Manisa’daki salgın ciddi bir gıda güvenliği sorunudur!

Manisa’daki askeri birliklerde 17 Haziran 2017’de ortaya çıkan besin zehirlenmesi, son üç haftada aynı yerde çıkan dördüncü büyük salgındır. Mayıs ayının son günlerinde ortaya çıkan ilk salgında, besin hazırlaması ile ilgili hatalar sonucunda hindi etinden kaynaklanan salmonella etkeninin salgından sorumlu olduğu belirtilmiştir. Ancak kısa süre içinde ardı ardına gelen salgın atakları ile olayın münferit olmadığı görülmüştür.

Gıda zehirlenmesine neden olan mikrobiyolojik etkenler ne olursa olsun, ortaya çıkan gerçek Manisa’daki askeri birliklerde ciddi bir gıda güvenliği sorunu olduğudur. Bu gıda güvenliği sorunu ile son üç haftada bir er yaşamını yitirmiş, yüzlercesi hastalanarak sağlık kuruluşlarına sevk edilmiştir. Kalan erlerin çoğu ise yaşadıkları endişe ile bisküvi vb paketlenmiş gıdalara yönelerek kötü beslenmeye itilmiştir.

Askeri birliklere “dışardan hizmet alma” yoluyla yemek temin edilmesinin "doğal" sonucu, taşeron şirketin maliyeti en düşük olan dolayısıyla ucuz ve kalitesiz gıdalara yönelmesidir. Bu nedenle yemeklerin kalitesinin sürekli olarak denetiminin yapılması, yemekleri hazırlayan kişilerin sağlık kontrollerinin yapılması, hijyen eğitimlerinin yapılması, gıda hazırlanan ve sunulan mekanların hijyen açısından gözetim altında olması elzemdir. Ancak GATA’nın ortadan kaldırılmasıyla gıda güvenliği hizmetinin hangi kurum tarafından yürütüldüğü ya da bu hizmetin olup olmadığı da belli değildir. Bunun ötesinde, yemek hizmetinin dışarıdan alınmasıyla askeri birlikleri biyolojik ve kimyasal saldırılara açık hale getirmekte, bu nedenle de daha sıkı bir denetim gerekmektedir.

Manisa’da yaşanan bu salgınlar, Türkiye’de tüm askeri birliklerin gıda kaynaklı salgın tehdidi altında olduğunu göstermektedir. Bu salgınlar silsilesini ortaya çıkaran nedenlerin başında, askeri birliklerde halk sağlığı hizmetlerinin sahipsiz kalması gelmektedir. Daha da önemlisi, halk sağlığı hizmetlerinin olmadığı yerde her türlü bulaşıcı hastalık tehlikesi olduğunu bir kez daha vurguluyoruz. Halk sağlığı hizmetlerinin olmaması aynı zamanda, ortaya çıkacak bir bulaşıcı hastalık salgınının kontrol altına alınmasını da zorlaştırmaktadır.

Diğer yandan binlerce askeri etkileyen bu durum karşısında kamuoyuna yeterli bilgi verilmemiştir. Son olayın ardından Milli Savunma Bakanı, askeri birliğe yemek sağlayan firmanın sözleşmesinin iptal edildiğini açıklamıştır. Ancak bu bilgiler kamuoyunu ve binlerce asker ailesini tatmin eden açıklamalar değildir.

Askeri birliğe yemek temin eden Rota Yemek Firması, siyasi iktidara yakınlığı ile bilinmektedir. Firmanın kamuoyuna yaptığı açıklamada kullandığı dil bu anlamda dikkat çekicidir. İlk salgında askeri birliğe yemek temin eden söz konusu firma ile ilgili bir inceleme ve denetleme yapılarak sonraki salgınların önlenmesi mümkün iken bu yapılmamış, durum çığırından çıktığında sözleşmesi iptal edilebilmiştir. Rota Yemek Firmasının Manisa dışında Türkiye genelinde 11 büyük askeri birliğe daha yemek sağladığı da hatırlanmalıdır.