Kimse yoğurdum ekşi demez. Bu atasözümüzün bize anlatmak istediği “kendini ve etrafını övenleri” tedbirli, indirimli dinle... Ben atalarımın sözüne uyarım ama daha işe yeni başlamış birinden şüphe etmek istemiyorum. Zaten Cumhurbaşkanı, Azerbaycan’dan dönerken uçakta gazetecilere “Hepsi işinin ehli dürüst insanlar” dedi.
Söz mermidir.
Ağızdan çıkar.
Geri girmez.
Söz, yardımcılığına (yani bugünün başbakanı) getirdiği Fuat Oktay Bey’in “görevlerini kusursuz yapan- ABD’de önemli yerlerde çalışmış- devlet yönetiminde başarılı biri olduğunu” söylüyor, inanmak durumundayız. Dün bu yazıyı yazarken Türk Telekom’un sitesine girip baktım. Siz de bakıp görebilirsiniz. Muhammed Harriri Yönetim Kurulu Başkanı olarak görülüyor. Harriri isminin hemen altında ikinci olarak Fuat Oktay Bey’in adı var ve Bağımsız Yönetim Kurulu üyesi diye yazılmış.
Niçin bağımsız?
Kimden bağımsız?
Türk Telekom’u satın alan Lübnanlı Harriri’den bağımsız olsun, şirket kötü yönetiliyorsa, kârlılıktan zarara dönüyorsa, bankalardan aldığı kredileri iyi kullanamıyorsa, şirketin içini boşaltıyorsa, kârı-kazancı hızlı bir şekilde Lübnan’a aktarıyorsa uyarsın, müdahale etsin, milli servet Türk Telekom’u göz göre göre soydurmasın.
Bunun için bağımsız.

* * *

Peki ne oldu?
Zehir zıkkım öykü oldu.
Türk Telekom kârlıydı.
Altın değerinde şirketti.
2005 yılı kârı:
2.5 milyar TL olmuştu.
Tek kuruş borcu yoktu.
Lübnanlı, yönetimi aldı.
Türk Telekom’u inek yaptı.
Kârını sağmaya başladı.
2006 yılında sağdı.
2007 yılında sağdı.
2008 yılında sağdı.
2013 yılına kadar sağdı.
Türk Telekom’un bu yıllar arasında dağıttığı 11.4 milyar dolar kârının 6.3 milyar doları yüzde 55’in sahibi Lübnan Başbakanı da olan Saad Hariri’nin kasasına gitti.

* * *

Zaten Türk Telekom’u satın alırken Türk bankalarından 4.7 milyar dolar kredi çekmişti. Uyanık Lübnanlı, Türk’ün parasıyla Türk Telekom’u almıştı.
2016 yılına gelindi.
Kâr, zarara döndü.
60 bin çalışanı vardı.
22 bine düşürülmüştü.
2005 yılında 60 bin çalışanı ile yılda 2.5 milyar TL kâr edebilen Türk Telekom, 22 bin çalışanı ile 2016 yılında zarar (724 milyon TL) yazmaya başladı. Şirketin yurtiçinde ve yurt dışında eğitim almış kalifiye kadrosu işlerini bırakmış, bıraktırılmıştı. Alt kademede çalışanlara çok düşük ücret buna karşılık üst kademeye sonradan yerleştirilenlere büyük maaşlar ödeniyordu. Transmisyon, santral ve şebeke konularında hizmet kalitesi dibe gitmişti. Arıza ve tesis süreleri uzamaktaydı. Şirket Türk bankalarından aldığı 4.7 milyar dolar krediyi ödeyemiyor fakat 30 üst yöneticisine verdiği maaşı sürekli artıyordu. Sonunda Lübnanlı, 4.7 milyar dolarlık borcu bankaların sırtına yıktı, Türk Telekom’u zehir zıkkım yeme öyküsü yaptı, bırakıp gitti.

* * *

Cumhurbaşkanı yardımcısı, Türkiye’nin İkinci Adamı, bugünün başbakanı, Türk Telekom’un bağımsız yönetim kurulu üyesi Fuat Oktay Bey, uyanık Lübnanlının, Türkiye’yi yönetenleri, büyük Türk bankalarını, bütün Türk halkını, “kandırmasına” niçin karşı çıkmadı? Karşı çıktı da Fuat Oktay Bey’i dinleyen mi olmadı? Dünün sözü dinlenmeyeni bugün İkinci Adam mı yapıldı?

sozcu-banner-1