Yürümek

22 Haziran 2017 Perşembe

Adalet Yürüyüşü birinci haftasını doldurdu.
Sevgili Altan Öymen 85. yaşını bu yürüyüşte kutladı.
Dün de “Usta” Genco Erkal ve KOAH hastası olmasına rağmen yürüyüşe katılan Emre Kongar kortejde yer aldılar.
Baykal daha büyük zorlamaları(!) bekliyor: “Yeni zorlamalar olursa yürüyecek milyonlar” olacakmış.
Milyonlar yürüyünce o da zahir yürüyecek.
Ama Baykal gibi milyonları beklemeyen yaşlı başlı insanlar, sağlık sorunlarına aldırış etmeden bir haftadır Ankara’dan İstanbul’a yürüyenlere katılıyor.
Ancak böylesine zorlayıcı bir yürüyüşün gerektirdiği kuralları acaba yeterince dikkate alıyorlar mı?
17 yıl önce trafik canavarına yitirdiği kızı Selin için Ankara-İstanbul yolunu kateden Boray Uras, Kılıçdaroğlu’nu uyardı. CHP liderinin bu gidişle yolun sonunda “ayak tırnaklarını kaybedeceğini” söyledi ve spor ayakkabı yerine -isabetli bir tavsiyeyle- “asker botu” giymesini önerdi.
Medyamız Kılıçdaroğlu’nun “ayakkabı markası” ile meşgul.
Oysa yürüyüşe katılanların ayakkabı markası değil, ne tür ayakkabı giydikleri önemli.
Kılıçdaroğlu’nun yanındaki herkes elbette ki İstanbul-Ankara arasındaki 430 km’nin tamamını yürümeyecek. İsteyen “adalet yürüyüşü”nün belli bölümlerine dönüşümlü olarak katılıyor.
Gene de yolu baştan sona yürüyen/yürümek isteyen oluyorsa onlar acaba bu inisiyatife nasıl hazırlanıyor? “Önlemler” babında onlara yol gösteren birileri var mı?

Pratik bilgiler
İspanya’da yaşadığım yıllardan Katolik hacıların yürüyerek katettikleri uzun “Santiago de Compostela” çile yürüyüşlerini hatırlıyorum.
Hacı kafileleri yağmur güneş demeden 800 km. yol yürürlerdi. Hiç kimsenin ayak tırnağının düştüğünden bahsedildiğini duymadım. Bunun nedeni bu yürüyüşlerin sistemli, planlı, programlı olarak örgütlenmesiydi.
Uras’ın dediği gibi örneğin kimse sıradan yürüyüş ayakkabısıyla yola çıkmazdı. Hacıların çoğu, bugün de ayak bileklerini kavrayan “dağcı botu” ve baston kullanıyor. Yanlarında vücut ağırlıklarının yüzde 10’unu aşmayan birer sırt çantası bulunuyor. 60 kiloluk kişinin çantası -misal- en fazla 6 kilo oluyor.
Bu çantada yolu göğüsleyecek tüm ihtiyaçlar bulunuyor: Diş fırçası, sabun, şampuan, tuvalet kâğıdı, peştamal; güneş-toztoprağa karşı yemeni, güneş kremi, şapka, rüzgârlık, gece yıkanıp asılacak iç çamaşırları, mandal, pamuklu çorap, aspirin, uyumak için kulak tıkacı, teknik kumaştan yapılmış gömlek ve ince pantolon...
Yol için önerilen saatler ise şöyle: Sahurda kalkılacak. Ve en geç 5.30-6’da yola çıkılacak. En sıcak saatleri yolda geçirmemek için 14.00 gibi yürüyüş sonlandırılacak.
Saatte ortalama 4 km’den günde en fazla 20 km. yürünecek. Sabah çok güçlü bir kahvaltı yapılacak. Ama öğlen dolu mideyle yürümemek için sandviçle geçiştirilecek. En doyurucu yemek ise akşam yenilecek.
Enerji için yemiş-kuru meyve atıştırılacak ve dehidratasyonu önlemek amacıyla bol bol su içilecek.
Kaslar, omuzlar her dinlenmede esnetilecek. Ayaklara özel ihtimam gösterilecek.
Pişik, kabarcık oluşmasını önlemek için yeni ayakkabıdan sakınılacak. Gece yatmadan ayaklar nemlendirici/vazelin, limonla ovulacak. Buna rağmen kabarcık oluşursa ayaklar gece ılık tuzlu, sirkeli suya sokulacak. Ve “sterilize edilen” bir iğneyle kabarcıklar delinecek.
Yüzyılların pratiğine sahip “Santiago de Compostela” yolcularının uzun yürüyüş tecrübelerinden damıtılan öneriler bunlar.
Yazıyı sevgili okurum eski Adana Barosu Başkanı Mengücek Çıtırık’ın yolladığı bir Nâzım şiiri ile bitiriyorum:
“Yürümek;
yürümeyenleri
arkanda boş sokaklar gibi bırakarak,
havaları boydan boya yarıp ikiye
bir mavzer gözü gibi karanlığın gözüne
bakarak yürümek!...
Yürümek;
dost omuz başlarını
omuzlarının yanında duyup
kelleni orta yere
yüreğini yumruklarının içine koyup
yürümek!...
Yürümek;
Yolunda pusuya yattıklarını,
Arkadan çelme attıklarını bilerek yürümek...
Yürümek;
yürekten
gülerekten
yürümek...”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024
31 Mart’ın bahsi 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları