“Anlaşamıyoruz ama yine de seni seviyorum” dedi kadın. 
“Anlaşamıyoruz ama ben de seni seviyorum” dedi adam. 
“Peki ne yapacağız?” dedi kadın. 
“Bilmiyorum sen söyle ne yapacağız?” dedi adam. 
“Bir gün sen beni alttan al, bir gün de ben seni “dedi kadın. 
“Peki” dedi adam. 
Bu konuşmadan sonraki gün kadın, “kocam nasıl olsa bugün ben ne yaparsam yapayım beni alttan alacak” düşüncesi ile aylardır aklında olan bir düşünceyi yapmaya koyuldu. Eşinin kullanmasını istemediği kıyafetlerini bir poşete doldurup maddi durumu iyi olmayan birine verdi. Kadın o kadar kurnazdı ki; kocasının kısasa kısas yapacağını adı gibi iyi biliyordu... O günün akşamında gardolabını açan adam kıyafetlerinin eksildiğini fark edince sinirlendi. Karısına bir gün öncesinde tüm kıyafetlerinin dolabında ütülü bir şekilde asılı olduğunu ve şimdi nerede olduklarını sordu. Kadın işin aslını anlattı ve adam verdiği sözü hatırlayarak avuçlarını sıkarak bir şey söylememek için kendini zor tuttu. O akşam eşiyle muhatap olmamak için erkenden yattı. 
Ertesi sabah erkenden kalkan adam karısının ne kadar kıyafeti varsa bir poşete doldurdu ve eşi uyanmadan apar topar evden çıktı. Kadın uyandı ve eşinin evden çıkmış olduğunu anlayınca gardobını açıp baktı; “oh be kurtuldum şu eski kıyafetlerden” dedi kendi kendine. Yeni kıyafetler almak için güzel bir bahane bulmuştu. 
Adam akşam eve geldiğinde karısının çok neşeli olduğunu fark etti. O gün alttan alma sırası kadındaydı. Eşi ne yaparsa yapsın sinirlenmeyecekti. Ve işin tuhaf yanı evlendikleri günden bu yana –iki yıl- her gün kendisini sinir eden kocası o gün sinirini bozacak herhangi bir şey yapmamıştı. Bunun sevinci ile konuşmaya başladı. 
“Yarın alışverişe gidiyoruz öyle değil mi sevgilim?” dedi kadın. 
“O da nereden çıktı?” dedi adam. 
“Sen benim kıyafetlerimi bende senin kıyafetlerini başkalarına verdik, alışverişe çıkmazsak ne giyeceğiz söyler misin?” dedi kadın. 
“Ben üzerimdeki kıyafetleri yıkar yıkar giyerim, sen düşün” dedi adam. 
“O halde yarın kendim için kıyafetler alırım” dedi kadın. 
“Kıyafetlerin annenin evinde, ha illa ki alışveriş yapmak istiyorsan parasını da annenden istersin” dedi adam. 
“Hayvansın” dedi kadın. 
“Sende kurnaz olduğunu zanneden bir zavallısın” dedi adam. 
“Biz sahiden anlaşamıyoruz ve senden nefret ediyorum” dedi kadın. 
“Biliyorum” dedi adam, “bunu bir telefon mesajında da söylemiştin, sahi o mesajı hangi kafayla bana gönderdin? Asıl göndermek istediğin kişi ben miydim?” dedi adam. Sorduğu soruların cevaplarını alamadı. O gece yalnız uyudu, uyandığında alttan alması gereken bir kişi hayatında olmayacaktı.