Parmak uçlarıma kadar sızı,
                Eklem yerleri, omuz bölgeleri...
                En az bir hafta sürer dedikleri,
                Fındık hasadının yorgunluğu bendeki.
                **********
                Zorlayınca 'ben buradayım' diye hiddetlenen.
                Bedenin bir köşesinde hep gizlenen.
                Azı dikkat çekmeyen, fazlası çekilmeyen.
                Yaşamın ta kendisi yorgunluk.
                **********
                Üzerine neler neler söylenmiyor.
                Vallahi zorlasa da hiç itici gelmiyor.
                Hatta ondan kaçsak da nefrete dönüşmüyor.
                'Yorulmayana ekmek yok' dedirten yorgunluk.
                **********
                O bir dost, yoldaş, arkadaş.
                Hedefe giderken en değerli sırdaş.
                Mutluluğu paylaştığın ana, baba, kardeş.  
                Kalplerde, umutlarda dolaşan paydaş.
                Ayakta kalabilmenin anahtarı bir yorgunluk.
                **********
                Zorlayınca hemen uyarısını gösteren.
                İnat edeni inim inim inleten.
                Bazen zorlasan da harekete geçmeyen.
                İleri yaşlarda dilden düşmeyen yorgunluk.
                **********
                Bugünleri kazandıran anlamlı 'yorgunluklar'...
                O yorgunluklara öyle minnet borçluyuz ki,
                O yorgunluklara ne kadar teşekkür etsek azdır.
                Sırtını yasladığın bir ağaç gövdesi, o yorgunlukların ilacı olur da...
                Ya kalp yorgunluğu, beyin yorgunluğu, hele de gönül yorgunluğu...
                Allah o yorgunluklardan bizi uzak eylesin.