YÖK'ün öncelikli alımlarda plansız yönetimi kadroların verimli kullanılmasını engelliyor

Bilindiği üzere, "Öğretim Üyesi Dışındaki Öğretim Elemanı Kadrolarına Yapılacak Atamalarda Uygulanacak Merkezi Sınav İle Giriş Sınavlarına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik"in 15 inci maddesinde yer alan; "Öğretim üyesi dışındaki öğretim elemanı kadroları için Cumhurbaşkanı kararıyla belirlenen ilave atama izinlerinin en fazla yüzde yirmisi kadar ilave atama izni, Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenen öncelikli alanlarda araştırma görevlisi kadrosunda lisansüstü eğitim yaptırılması amacıyla yükseköğretim kurumlarına tahsis edilebilir." düzenlemesi çerçevesinde; devlet üniversitelerine Aralık ayı içerisinde Cumhurbaşkanı kararı ile 535 kişilik atama izni tahsis edildi.

Söz konusu atama izinleri, 180 adedi Hukuk olmak üzere; Eczacılık, Ebelik, Mimarlık, Psikoloji, Hemşirelik, Otizm Spektrum Bozukluğu Eğitimi, Özel Eğitim, Odyoloji, Dil ve Konuşma Terapisi gibi alanlarda insan kaynağı yetiştirilmek üzere devlet üniversitelerine tahsis edildi.

Bu kadroların üniversitelere aynı dönemde tahsis edilmesi ve Cumhurbaşkanı Kararı çerçevesinde kadroların 31 Aralık 2019 gününe kadar ilan edilmesi gerektiğinden bazı üniversitelerin sınav tarihleri ister istemez aynı güne denk gelmiştir. Başvuru koşullarının da standart olduğu bu ilanlara aynı kişilerin müracaat etmesi sebebiyle bir üniversitede sınava girecek adayların listesi diğer üniversitelerle de büyük bir oranda benzerlik göstermektedir.

Örneğin, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi ile Yozgat Bozok Üniversitesi Hukuk Fakültelerine öncelikli alanlar kapsamında alınacak araştırma görevlisi kadrolarının sınavları 24 Ocak 2020 Cuma günüdür. Mimarlık alanında ise Kafkas Üniversitesi, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi ve Sinop Üniversitesinin sınav tarihleri 24 Ocak 2020 olarak aynı güne denk gelmiştir.

Ön değerlendirme sonuçlarına göre birden fazla üniversitede sıralamaya giren adaylar aynı gün farklı illerde olamayacakları için yalnızca sınava girebilecekleri bir ili seçeceklerdir. Bu durum da bazı kadrolarda sınava girecek sayısının oldukça azalmasına ve sınavlarda akademik rekabetin oluşmasını engelleyecektir.

Halbuki, eski Öğretim Üyesi Yetiştirme Programında (ÖYP) olduğu gibi öncelikli alan alımlarında da puan esasına (ALES, Yabancı Dil) göre merkezi yerleştirme yapmak suretiyle sınava girmeye hak kazanan adaylar üniversitelere doğrudan bildirilmiş olsa sınavların aynı gün olması sorunu hiçbir sorun yaratmayacaktır. Ancak, mevcut sistemde üniversiteler birbirinden bağımsız ve habersiz şekilde aynı koşullarda/aynı dönemde ilana çıkması kadroların etkin ve verimli kullanılmasını engellemektedir.

Bu bağlamda, önümüzdeki yıldan itibaren Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından öncelikli alan alımlarında ön değerlendirme aşamasının merkezi başvuru usulüyle yapılarak sınavların yine üniversitelerce yapılmasında fayda görülmektedir.

Yavuz Selim KAPLAN