Yine 3 Temmuz!

Türkiye’de futbol ve siyaset iç içe olageldi. Kenan Evren’in “başkente bir takım yakışır” demesi emir telakki edildi. En kolay yol Türkiye Kupası’nı kazanan takımın 1.Lig’e alınmasıydı. Kupada Ankaragücü’nün yolu açıldı. Ankaragücü, o dönemde iyi takımdı, ancak bir sürpriz yaşanmasına da izin verilmedi. Turgut Özal’ın ligler başladıktan sonra üç Anadolu takımını bir üst lige çıkarması siyasetin futbola doğrudan müdahalesinin bir başka örneğiydi.
Siyasetin futbola müdahalesinde en çarpıcı, en çok bedel ödenen olay ise hiç şüphesiz 3 Temmuz süreci oldu. Üzerine kitaplar yazıldı; komplolar, hapisler, mahkemeler içeren bir süreç. Hatta 12 Mayıs 2012’deki gibi polis ve taraftarın karşı karşıya getirildiği bir deneme bile vardı.
Sonra devran değişti. O zamanın hakim ve savcıları şimdi ya hapiste, ya firari. Spor medyası ise FETÖ’nün üzerine gidilmeyen belki de tek ayağı durumunda. 3 Temmuz’da alevli toplarla haber yapan kurumların başında A Spor’un da içinde bulunduğu camia geliyordu. A Spor’un eski hakem ve kabzımal olan yorumcusu 8 yıl öncesindeki sözlerinin arkasında olduğunu söylüyor; 3 Temmuz’un bir FETÖ operasyonu olduğunun devletin en yetkili ağızlarından teyit edilmesine rağmen.

Söz A Spor’a neden geldi? Fenerbahçe Başkanı Ali Koç alışık olmadığımız bir uygulama başlattı. Kulüp televizyonundan Camiaya Sesleniş adı altında Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütü hakkındaki soruları yanıtlıyor. Son programda basında çıkan “yalan” haberlerden örnekler gösterdi. Programa Fenerbahçe muhabirleri davet edilmişti. Yalan haberlerin büyük çoğunluğu A Spor’a aitti. Koç, “zaten bu nedenle bu programa davet edilmediler” dedi. A Spor, ilk olarak “Koç, A Spor’u hedef gösterdi” şeklinde mesaj paylaştı. Sonra yorumcularından biri, “Koç, A Spor’dan özür dilemeli “ dedi. İnsanın gülesi geliyor. Onca yalan haber veya hakarete varan yorumlardan sonra bir kez bile özür dilemeyi hatırladılar mı diye sormadan edemiyoruz.
Bir insan veya kuruluş mekanına istediğini davet eder. Konu farklı görüşlere yer verilmesi değil. Zira A Spor’un ortaya koyduğu bir görüş yok, tavır var. Mahmut Övür adlı Sabah yazarı bir yazı kaleme aldı. “Sizin demokrasi ve basın özgürlüğü havariliğinize ne oldum?” Diye soruyor. Övür, tartışma programlarının kadrolu elemanlarından biridir. 16 yıldır Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın programlarına bir kez bile muhalif bir ismin çağrılmamasını konu ettiği görüldü mü? Sadece onun değil, herhangi bir Sabah grubu yazarının. Neyse Övür’ün demokrasi ve basın özgürlüğü ifadelerini ciddiye almaya gerek yok. Ancak, Koç’un siyasete atılacağı, Berlusconi hayali kurduğu, Mustafa Koç’un “ananaslı” konuşmalarıyla ilgili yazdıkları var ki asıl amacı ortaya döküyor. Görünen o ki 3 Temmuz ve hesaplaşması bitmedi.