28 Mart 2024 Perşembe
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yerlilerin New York'u

Begümşen Ergenekon

Begümşen Ergenekon

Gazete Yazarı

Antropologların Hudson Nehri boyunca yaptığı araştırmalarda “Eski Yerlilerin” varlığı M.Ö. 9000 yılına tarihlenen Çakmaktaşı ocaklarından anlaşılıyor. M.S. 900 -1500 yılları arasında Reislikler oluşuyor, uzak yerlerle ticaret yapılıyor. New York’ta ise 18 ayrı toplum beliriyor. 1570’de Mohawk, Oneida, Onondaga, and Cayuga Kabileleri (1700’de Tuscarora) bir birlik oluşturuyor. Ortak boncuk para, deniz kabuklarından bayrak sayılan ortak Haiwatha kemeri yapılıyor.

HAIWATHA KUŞAĞI

Yerlilerin New York'u - Resim : 1

Bu kuşaktaki beyaz çizgiler diğer toplumları da birliğe “Büyük Barış Töresi"ne uygun şekilde davet eden “Barış yolunu” simgeliyor. Şehre ilk İtalyan Giovanni da Verazzano’nun 1524’te ayak basıyor. 1609’da Hollandalılar geliyor. 1626’da adına New Amsterdam deniyor. Aynı yıl Manhattan adası 60 Hollanda Gülden’ine bir Belçikalıya satılıyor. Yerliler, toprak ve su ortak mülkiyet olduğu için çok şaşırıyor bu işe. Hollandalı “Doğu Hindistan Ticaret Şirketinin” yol ararken girdiği New York’ta onları karşılayan yerliler; satılık malları, onların toprağı paylaşmak amacıyla getirdiği hediyeler sanıyor. İşte yerlilerin yurtlarından sürülmeleri böyle başlıyor. 1664’te şehir İngiliz hâkimiyetine geçiyor ve York düküne verildiği için New York adını alıyor. 1800’lere doğru NY’de hiç yerli kalmıyor. Bazıları Amerikalılaşıyor, kimi taşınıyor, kimi Long Island ve New Jersey’de kendilerine ait küçük arazilerde yaşıyor. Bazıları da mücadele ediyor. (https://steinhardt.nyu.edu/ s.1-7).

ULU REİSLER ve TOPRAK KAVGASI

Shawnee önderi ve askeri dehası hatip Tecumseh (1768-1813) savaşıyor (Ann McGovern, Native American Heroes, 2013). Reis Keokuk (1780-1858) Sac (Türkiye’de Sak soyadı) ve Fox (Tilki) halkının istilaya karşı koyamayacağını düşünerek Amerikalılarla pazarlık ediyor. Bağımsızlık için kimi Amerikalıların yanında İngilizlere karşı, kimi İngilizlerin yanında Amerikalılara karşı taraf tutuyor. Savaşlar, suçiçeği, kızamık, grip gibi salgınlar, yerlileri kırıp geçiriyor. 1795’te New York’ta Oneida, Onondaga and Cayuga yerlilerinin desteklenmesi için yasa çıkartılıyor ve hükümetin Kuzey NY’de bir akre (İngiliz dönümünü=4046 m.2) toprağı 4 şilingden yerlilere geri satması onaylanıyor. 1880’de yazdığı makalede Bayan Inshata-Theumba “Kızılderili Sorunu” hakkında şöyle diyor: “Bir adam, yani bazı uygarlık meraklılarının dediği gibi çocuk, eşya veya hayvan olmayan kişi mülkü, özgürlüğü, canı için savaşınca ona VAHŞİ, istilacı Avrupalı yapınca KAHRAMAN; Yerliler savaş kazanınca KATLİAM, onlar yenerse ZAFER sayılıyor” (s.8). 1800-1900 arasında Atlantik kıyısındaki ormanlık arazide yaşayan pek çok yerli Batıya göçüyor. Yeni çıkan bir Amerikalılaştırma yasasına göre yerli gelenekleri yasa dışı kabul ediliyor, yerli çocukları ailelerinden alınıp yatılı okula yerleştiriliyor. Amerikan kültürünü, İngilizceyi öğrenmeye ve adetlerini unutmaya zorlanıyor. Madison Square Parkı'nda 17.7.19 Çarşamba günü Martha Redbone adlı sanatçı “Kökler Pjojesi” adlı açık hava konserinde yaşanmış ve Johnny Cash’in bestelediği bir olayı anlattı ve seslendirdi: İki erkek Kızılderili kardeş zorla bir yatılı okula yerleştirilir. Işıklar sönünce korkudan sarılıp uykuya dalarlar. Sabah uyandıklarında gece bütün dişleri çekilmiştir”. Redbone (kızıl kemik) bu öyküyü içli sesiyle bir uzun hava/ağıt makamında okudu.

%C5%9Eark%C4%B1c%C4%B1%20Martha%20Redbone
Şarkıcı Martha Redbone

1940-50 yılları arasında Amerikan hükümeti yerlileri onlara ait arazilerden çıkartıp sorumluluktan kurtulmak için şehirlere yerleştiriyor. Ama buna hazır olmayan yerliler alkolizm, intihar, cinayet kurbanı oluyor. 1960-80 arası ise başta New York olmak üzere 750.000 yerli şehre taşınıyor. Böylece Kızılderili hakları, kendi kaderini kendi tayin etme ve Amerika çapında bir yerli birliği yaratma gayretleri artıyor. 1980’den günümüze kadar ise kendi okullarını açma imkânı, dini inaçlarını yapabilme özgürlüğünü elde ediyorlar. Hâlâ bazı sorunlar yaşansa da çoğu yerli vatandaşların pek çok hakları tanınmaya başlıyor (s.9). Bunlara en güzel örnek Aztalan Prensesi'nin naaşının Milwaukee Müzesi'nden kaldırılarak kendi Aztalan (Lake Mills, Wisconsin’a gömülmesidir (Bkz. Ergenekon Aztalan Prensesi, aydinlik.com.tr 5.7.19). 2012 yılında Amerikan hükümeti bütün yerli toplumlarının 500’ünün bağımsızlığını, adetlerine yasal olarak saygı gösterilmesini; sağlık, eğitim ve emeklilik hizmetlerinden faydalanmasını güvence altına alıyor (Pedro J. Ruiz, Native American Language and Culture in New York, NY Üniv., Albany).

Yerlilerin New York'u - Resim : 3
Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları