Geçmişte yapılan hata ve ya bazılarına göre mecburi görülen Ayasofya’nın müzeye çevrilmesi ile ilgili kararın YENİ TÜRKİYE yolunda eğer mecburiyet olarak kapatıldı ise mecburiyetin kalktığına, hak ve hürriyetlerin alınması olarak bir hata ve zamanın gücünün aldığı karar olarak değerlendiriyorlar ise artık hak ve hürriyetlerin verildiği, şimdi ki halk gücü olan iktidarın da Ayasofya’yı açmasına kapatıldığı zaman gösterdiğiniz saygı ve duruşu göstermeniz gerekiyor.
Sen mabetler içinde mahcup duran yaramsın ,
Seni biz siz koyanlar gülmesin Ayasofya.
Seni Fatih kazanmış bana nasıl haramsın?
Küs bize, küskünlüğün ölmesin Ayasofya...
“İnsanlardan hiç kimse için bu vakıfları eksiltmek, bozmak, değiştirmek, tahlil ve tebdil eylemek, vakfı ihmal edip kendi haline bırakmak, fonksiyonlarını ortadan kaldırmak “asla helal değildir”
ferman, beraat, tomar veya tevliyet hakkı v.s yaparsa, açıkça batıl tasarruflarından birini işler ve ya bu tür tasarrufları tamamen geçersiz olan yazılı kayıtlara ve ya defterlere kaydeder ve bu tür haksız işlemlerini yalanlar yumağı olan hesaplarına alet ederse, açıkça büyük bir haram işlemiş olur.”
Diyen Fatifh Sultan Mehmet Han hazretleri Allahın, meleklerinin ve insanların laneti üzerinde olsun derken kimi kast etmişti? Bir düşün bakalım.
İşte maksadı, Dinsiz kimliksiz, kültürsüz bir Türkiye olanların yaptıkları
Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) tek başına iktidar olduğu 1940-1950'li yıllarda çeşitli bahanelerle bine yakın cami ve mescidi kapattığını bilmeyen var mı?
Birçok cami ise minareleri yıkılarak samanlık ya da hayvan barınağına dönüştürüldü. Baskının şiddetlendiği dönemlerde, camileri iş hanına dönüştüren hayırseverler, Demokrat Parti'nin iktidara gelmesinin ardından ilgili camileri yeniden ibadete açtı. Bu arada, Adnan Menderes de 1957 Adana mitinginde, CHP'nin 800 camiyi kapattırdığını söylemiş; ancak bu konuşma Yassıada Mahkemesi'nde idamına yapılan gerekçeler arasında sayılmıştı.
YENİ TÜRKİYE
Selçuklu’nun ayak seslerini, Osmanlı’nın adalet devrini işaret ediyor, nereden saldırsamın telaşında olanlar, İsrail ve lobilerin desteğini alarak paralel ile el ele apaçık saldırıya geçmiş ve Aydın Doğan’ın dediği gibi “Ak parti Hukümeti yıkılsın da isterse ülke batsın” sözlerinin niyeti ve gayreti içinde olanlar 8 Haziran sabahı daha önce hüsrana uğrayıp apar topar ülkeyi terk eden siyasetçiler gibi gidecebilecek kadar yenilgiyi kabul edebilecek bir ahlaka sahip mi dirler acaba?
Nedir YENİ TÜRKİYE’nin istenmeyenleri? Hürriyet mi? Adalet mi? Din ve kültüre saygı mı? Ülkenin refah seviseyesine çıkartılmak istenmesi mı? Dışa bağımlılığı ortadan kaldırmak mı? Sanayide kendi kendine yeten hatta dünya ya sanayi satan konuma gelmek mi? 3. Boğaz köprüsü, 3. Havalimanı mı? Oklullar, yollar, hastaneler mi? İşte bu anlayış ve ahlak çizgisini bize yeniden yaşatan ve yarın Balkanlar, Ortadoğu, Kafkaslar ve tüm dünya da İslam’ın ve Türkiye’nin hâkim olduğu, camilerinde yasak olmayan bir ulusun şerefli yürüyüşüdür bugün ki Ayasofya heyecanı.
Allah kimseyi bu hukümetin yaptıklarını göremeyecek kadar kör, ezanın zamanında türkçe okutulmasını arşivlerden bulup duyamayacak kadar sağır etmesin .
Çöpleri yollarda kalmış, barajları kurumuş, üniversitelerinde çifte standart uygulanan bir ülkenin mensubu olmayı Yaradanım bir daha bu necip millete nasip etmesin.
Seni kimler ağlattı? Hala durmamış yaşın,
Taşa yasak koyanlar, kulu olmuşlar taşın,
Bir kadir gecesinde arşa değecek başın,
Mağrur dur! Hadis yüzün solmasın Ayasofya...
