10 Mayıs 2024 Cuma
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yeni Ekonomi Programı çok iddiali ama gerçekçi değil!

Uğur Civelek

Uğur Civelek

Eski Yazar

A+ A-

Sonunda Yeni Ekonomi Programı adı verilen üç yıl vadeli orta vadeli plan ile tanışabildik. Hazine ve Maliye Bakanının sunuşunu dinledik, internet sitesine konulan çalışmayı inceledik. Basına yansıyan iyimser değerlendirmeleri ve yeterince gerçekçi olduğu yönündeki nitelemeleri görünce şaşırdık! Galiba acil ihtiyaçlar ve olumlu gelişmelere olan hasret, etkili ve yetkili kesimlerin analiz yeteneğini köreltmiş! Faizlerdeki yükselişin ardından yeni bir hikaye gereksinimini, açıklanan plan ile gidermek ve buldukları ile yetinmek zorunda kalmışlar!

Dengelenme-Disiplin-Değişim kavramları ile özetlenen programın çok hedefli olduğu dikkat çekiyor. Farklı kesimler, kendi çıkarları açısından daha önemli gördükleri konunun öncelikli olduğunu düşünerek kendini oyalayabilir! Yerleşiklerin ve yabancıların beklentilerini öncelikle düzeltelim, bu sayede kaynak sıkıntısını aşalım derken gerçekçilikten uzaklaşılmış; finansal piyasaların alıp satarak, kısa vadeli tüketim ihtiyacını karşılamaya çalışacağı bir araca dönüşmüş! Edebiyatı etkili, fakat çelişkisi bol bir plan ortaya çıkmış.

Ortaya konan tasarıma göre, 2019 yılı dengelenme yılı olacak ve bu dönemde olumsuzluklar olumluya dönüşecek; 2020 ve 2021 yılları makroekonomik görünüm açısından yeniden ayağa kalkış yılları olacak! Üç yıl boyunca disiplinden ve değişim ihtiyacından vazgeçilmeyecek, hedeflerin yakalanması için dikkatli olunacak ve gereken ek müdahalelerden vazgeçilmeyecek!

Gerçekçi olmayan aşırı iyimser varsayımları ve çok hedefli olunmasını görmezden gelenler, iyi ve pazarlanabilecek bir hikaye yazıldığını düşünebilir! Bizim bakış açımıza göre, söz konusu örtük varsayımlar ve çok hedefli yapı başarısızlık olasılığını ön plana çıkaran olumsuzluklardır. Ülkemiz açısından, iyi niyet başarı için kesinlikle yeterli değildir ve başarısızlığın bedeli çok ağır olmaya adaydır!

Ekonomimiz, küresel ve bölgesel eğilimler olumluya dönüşmeden dengelenebilecek, sorunlarını kalıcı olarak çözerek aşabilecek ve toparlanabilecek bir görünüm sergilemiyor; küresel ve bölgesel gerginliklerdeki dalgalı artışın ne zaman sonlanacağı bilinmiyor ve bu nedenle ülkemiz açısından ciddi bir açmaz yaratıyor. Daha açık ifade etmek gerekir ise dışsal bağımlılıklar sıkıntı yaratabilir; önemli hacimdeki dış finansman ihtiyacı nedeniyle 2019 yılı ortalama dolar kuru 5.60 düzeyindeki varsayımın çok üstünde olabilir ve güven bunalımı derinleşirken ödenmesi gereken maliyetleri taşınamaz hale getirebilir!

Belli bir süre içinde ve dışsal belirsizliklere rağmen, eşanlı olarak çok hedef peşinde koşmak güven vermiyor. Hedeflerden birine ulaşmak için yapılması gerekenler, diğerleri üzerinde ciddi yan tesirler yaratabilir; çok hedefli olunması, yapılması gerekenlerin aksamasına ve uzlaşmazlığa bağlı kararsızlıklar nedeniyle istikrarsızlığın hızla güçlenmesine sebep olabilir. Mesela ekonominin yapısını, cari açığı seri bir şekilde küçültecek şekilde değiştirmeye çalışırsanız istikrarsızlık yaratabilecek bazı sorunların oluşmasına neden olabilirsiniz; iç pazara yönelik sektörlerin sıkıntısı artabilir, finansal yapıyı ve fiyat istikrarını olumsuz yönde etkileyebilir, kamu açıklarının kontrolsüz bir şekilde büyümesi gündeme gelebilir. Ayrıca çok hedef peşinde koşmak, kurallı piyasa anlayışından uzaklaşmayı zorunlu kılabilir!

Anlatılması gereken çok çelişki var fakat yerimiz dar! Bu program hakkında vatandaşlarımızın ve ülkemizdeki yabancı yatırımcıların gerçek düşüncesini öğrenmek istiyor iseniz onlara sorun: 2019 yılı ortalama dolar kuru 5.60 olur mu? Yanıtların çoğu olmaz diyor ve çok daha yüksek olabileceğini iddia ediyorsa, öngörülen hedefleri yakalamak pek olası değil anlamı çıkar! Büyüme yüzde 2.3 seviyesinin çok altında kalır, enflasyon ve işsizlik yükseliş eğilimini sürdürmeye devam edebilir. Cari açık, iç talep zayıflamasına bağlı olarak ithalat azaldığı için geriler; fakat bütçe açığının büyümesi önlenemez. Faizler ise gerilemez ve daha da yükselişi zorlayarak kırılganlığı yeni rekorlara taşımaya devam edebilir.