13. Ağır Ceza Mahkemesi"nin kararıyla şike davası yeniden görülecek. Vatana ve millete hayırlı olsun efendim. Her zaman olduğu gibi yine futbolun hayata dair öğretici yanlarından birine daha tanık oluyoruz şu günlerde. Mesela memleketin aradığı "çatı aday"ın aslında Aziz Yıldırım olduğunu öğrendik. Aziz Bey"in mahkeme kararından sonra yaptığı teşekkür açıklaması, tıpkı şike yasasının değişmesi sırasında ortaya konulan bir mutabakat benzerinin bu kararda da oluştuğunu gösteriyor. Bir mahkeme kararı sonrası bir kulüp başkanı, Cumhurbaşkanı"na Başbakan"a, Muhalefet liderlerine, Anayasa Mahkemesi Başkanı"na ve milletvekillerine teşekkür ediyor kimse de "nasıl yani?" demiyor. Belli ki büyüklerimizin üzerinde anlaştıkları tek isim, Aziz Yıldırım…

Gazetelerimiz, televizyonlarımız, internet sitelerimiz de pek mutlu. "Şike yokmuş yahu. Lay lay lom" havası esiyor. Oysa; ne geçtiğimiz hafta sızdırılan savcı mütalaası ne de mahkeme kararı, öyle diyor. Hatta mahkeme kararı "kumpas yoktur", "belgelerde sahtecilik yoktur" diyor. Yani sportif yargı anlamında "kahrolası düşman UEFA"nın" elini güçlendiriyor bu kararlar. Ama ne gam, manipülasyondan kim ölmüş… Kaldı ki aynı gazeteci ağabeyler, kardeşler bilmezler mi daha geçen ay ABD"de bir spor yöneticisi sevgilisinin gizli kaydettiği telefon görüşmelerinden dolayı ömür boyu men cezası aldı.

Aslında herkes biliyor ki bal gibi şike var. Kendi adıma 2011 senesinin kupasının ne olacağını hiç umursamadım. Şike davasının, futbolun üzerinden kolay para ve iktidar elde edilen halden bir nebze sıyrılabilmesini umut ettim. Tam tersi oldu. Kelimenin tam anlamıyla "irtica hortladı." Türk futbolundaki "kurulu düzen" mensupları sağlam bir direnişe geçti. İdeolojik ayrımlardan bağımsız adına "futbol ailesi" denilen yapının, partiler, cemaatler, dernekler ve örgütler üstü güçlerini gördük. "Güneş Dil Teorisi" ve "Onlar Kürt değil kart kurt sesi…" hikâyesinden sonra, "Sahaya yansımayan şike" icat eden ülke olduk. Yetmedi, yetmeyecek de...

Çünkü "mızrak çuvala sığmıyor." Açık açık "şike serbest kardeşim" demedikçe de yetmeyecek.

Ya Türk futbolu temizlenme iradesi gösterecek veya kendimize güldürmeye devam edeceğiz vesselam.