"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yeni Asya’yı desteklemek vicdan borcumuz değil mi?

Ali FERŞADOĞLU
16 Temmuz 2018, Pazartesi 00:10
İman, Kur’ân’ın bu hakikatlerini savunan ve müsbet hareket eden Yeni Asya’yı yıpratmaya çalışan “ifsat, zındıka komitelerine” karşı desteklemek hepimizin vicdanî borcu değil mi?

Helâl olarak kazanılmış 10 lira, haram yollarla kazanılmış 100 bin liradan, 100 milyon liradan daha büyük değil midir? İşte Yeni Asya’nın tirajı az da olsa, helâl fikir, müsbet ve meşrû düşünceler üretiyor. Savunduğu yönetim sistemi, mealini vereceğimiz şu âyetlere dayanmıyor mu?

“Meşrûtiyet, cumhuriyet, demokrasi, ‘İşlerde onlarla istişare et.’ (Âl-i İmran Sûresi: 159.); ‘Onların işleri şûrâ iledir.’ (Şûra Sûresi: 38.) âyet-i kerîmelerinin tecellisidir ve meşveret-i şer’iyedir. O vücud-i nuranînin kuvvete bedel, hayatı haktır, kalbi marifettir, lisanı muhabbettir, aklı kanundur, şahıs değildir.” (Eski Said Dönemi Eserleri, Münâzarât, s. 209.) Yeni Asya, eskiden de bunu savunuyordu, şimdi de bunu savunuyor Bediüzzaman şöyle demiyor mu: “Eskiden hâkim bir şahs-ı vahit idi… Şimdi ise, zaman cemaat zamanıdır. Hâkim, ruh-i cemaatten çıkmış az mütehassıs, sağırca, metin bir şahs-ı manevîdir ki, şûrâlar o ruhu temsil eder.” (Eski Said Dönemi Eserleri, Sünûhat, s. 486.)

Ve yine, şöyle bir cumhuriyet sisteminin yerleşmesi için mücadele vermemiş midir? “Cumhuriyet ki, adalet ve meşveret ve kanunda inhisar-ı kuvvetten ibarettir. (İnhisar-ı kuvvet: Güç ve kuvvetin sınırlandırılması; kuvvetin kontrol altına alınarak hukukî çerçevede kullanılmasıdır.) Ve dahi, “Meşrûtiyetin sırrı, kuvvet kanundadır, şahıs hiçtir. İstibdadın esası, kuvvet şahısta olur, kanunu kendi keyfine tâbi edebilir, hak kuvvetin mağlûbu.” dememiş midir? (Eski Said Dönemi Eserleri, Münâzarât, s. 221.) Bugünkü sistemi ve uygulamaları bu ölçülere ve prensiplere vurursak, ortaya nasıl bir acube-i hilkat ortaya çıkar? “Hem de, mağlûp biçare bir reise yahut müdahin (dalkavuk) memurlara veyahut mantıksız bir kısım zabitlere itimat edilirse ve dinin himayesi onlara bırakılırsa mı daha iyidir; yoksa efkâr-ı âmme-i milletin (kamuoyunun) arkasındaki hissiyat-ı İslâmiyenin mâdeni olan, herkesin kalbindeki şefkat-i imâniye olan envâr-ı İlâhînin lemeâtının (İlâhî nurların parıltılarının) içtimalarından ve hamiyet-i İslâmiyenin şerârât-ı neyyirânesinin imtizacından hasıl olan amûd-u nuranînin (nuranî sütunun) ve o seyf-i elmasın (elmas kılıncın) hamiyetine bırakılırsa mı daha iyidir, siz muhakeme ediniz. (Bediüzzaman, Münâzarât, s. 44.)

İşte Yeni Asya, 12 Eylül darbe-i münafıkanesinin adil olmayan seçim sistemi, korkutma, şantaj, hile, sindirme ile kazanılmış haram bir iktidarı asla savunmaz. Daima müsbet, adaletten, hukuktan, demokrasiden, meşrûtiyetten, cumhuriyetten yana olmuştur. Olmaya da devam edecektir!

Peki, iman, Kur’ân’ın bu hakikatlerini savunan ve müsbet hareket eden Yeni Asya’yı yıpratmaya çalışan “ifsat, zındıka komitelerine” karşı desteklemek hepimizin vicdanî borcu değil mi?

Okunma Sayısı: 4647
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı