Eskiden üçtüler...

'Görmedim, duymadım, bilmiyorum' ...

Sonra bunu yapmanın getirisinin çok olduğu ortaya çıktı...

'Konuşmuyorum' eklendi...

Ardından 'yazmıyorum ve okumuyorum'...

Ve en son...

'Düşünmüyorum'...

Böylece muhteşem 7'li oluştu...

***

Formül hayatın her alanında geçerli...

Muska (!) gibi...

Sizi her türlü tehlikelerden korur...

Dua (!) gibi...

Her işinizi yoluna sokar...

Torpil (!) gibi...

Her kapıyı açar...

***

Özellikle sonradan eklenen dörtlü daha etkili...

'Konuşmayınca' saygılı...

'Yazmayınca' uyumlu...

'Okumayınca' söz dinleyen...

'Düşünmeyince' aranan adamsınız...

Hayat sizin için güzel (!)...

***

Mesela memlekette ne olup, bittiğiyle ilgili okumazsanız, düşünmezsiniz...

Düşünmeyince, konuşamaz ve yazamazsınız...

Böylece canınızı da sıkmazsınız...

Üstelik 'takdir edilen' olmak da cabası...

İş yerini düşünün...

Size "Sadık bir görev adamı" derler...

Kuruma ne katkı yaptığınızı kimse sorgulamaz...

Siyasette "Partinin neferi" lakabıyla anılırsınız...

Herkes sizi sever, işinizi halleder...

Sivil toplumda "Uyumlu kendi halinde iyi insan" kabul edilirsiniz...

Dinsel açıdan 'aranılan mürit' sizsiniz...

Cennete (!) giden ilk biletin talihlisi olarak akıllara ilk siz geldiğini duyarsınız...

***

Haa...

İşletmede sizi yönetici yapmazlar...

Partide bayrak asmaktan, kalabalık oluşturmaktan öteye yol yoktur size...

Sivil toplumda yönetimlerin daimi üyesi olursunuz o kadar...

Ama ahirette...

"Oku- anla-düşün" emrinin hesabından...

"Görmedim, duymadım, bilmiyorum, konuşmuyorum, yazmıyorum, okumuyorum ve düşünmüyorum" 7'lisiyle yırtar mısınız?

Bilemem...

Ama bu 7 mutlulukla pek alakası olmayan biri olarak şu tahminde bulunabilirim ki...

Çok zor!

Ama şunu kesin olarak söyleyebilirim...

Evlatlarınız, mezarlarınızı ziyaret ettiğinde...

Formülün ilkinin...

Yani 'Duymuyorum'un...

Gerçek olmasını çok isteyeceksiniz ama çok!