Yedi düvele karşı milli takım

Milli takımımız, Arnavutluk karşısında zor da olsa aldığı galibiyet ve deplasmanda da son dünya şampiyonu Fransa’ya karşı elde ettiği beraberlik ile grup lideri oldu. Milli takımımızı teknik yönden çok fazla eleştirmek istemiyorum. Bana göre gerçekten mücadele eden, maçı 90 dakika bırakmayan, genç ve son yılların en iyi milli takımı olarak görüyorum. Bu arada Şenol Güneş’i de tebrik ediyorum.

Eksiklerimiz yok mu? Tabii ki var... Bir kere pozisyon üretemiyoruz, böyle bir sıkıntımız var. Ayrıca Şenol Güneş, Burak Yılmaz’a 90 dakika iyi tahammül etti. Halbuki İngiltere Premier Ligi’nde top koşturan Cenk Tosun gibi bir santrforun bana göre daha önce oyuna alınması lazımdı. Hatta ilk 11’de de onunla başlanması gerekiyordu. Bunların hiçbiri şu anki Barış Pınarı Harekatı’ndan önemli değil elbette. Harekattan dolayı asker selamı yapan aslan gibi çocuklarımıza karşı çıkanları esefle kınıyorum! Çünkü Türkiye, sınır ötesinde kendi güvenliği için teröre karşı yapmış olduğu harekatında yüzde yüz haklıdır. Bunu kendi menfaatlerinden dolayı hiçbir şekilde kabul etmeyen dünya ülkelerine şunu hatırlatmak istiyorum; herkes ilk önce evinin önünü süpürecek. Bütün dünyanın belası durumuna gelen ve kendini jandarma ilan eden, demokrasi bahanesiyle başta Irak, Vietnam ve Afganistan olmak üzere birçok ülkeye hiç de geçerli olmayan nedenler ile giren ve oraların halkını darmadağın eden ABD’yi; kendi menfaatleri için Libya’ya nedensiz olarak saldırarak orayı şıhların ve şeyhlerin eline bırakan, petrol delisi olmuş ve sadece bu çıkarlar için ülke halkına hâlâ zulmeden Fransa’yı esefle kınıyorum...

Taa Osmanlı döneminden itibaren yardım ettiğimiz başta Fransa olmak üzere Avrupa ülkeleri, benim on bir tane aslanımın gol sonrası Mehmetçiklere destek amaçlı vermiş olduğu asker selamı sevincini bahane ederek; UEFA adlı kime hizmet ettiği belli olmayan kuruluş da Türk milli takımını disiplin kuruluna sevk ederek, topladığımız puanları bile geri almak için çaba içerisine girdiler. Ayrıca, şu anda Avrupa’nın önemli kulüplerinde futbol oynayan Türk çocuklarımız da hedef alındı. Almanya’daki futbol takımları gurbetçi futbolcularımızı, Juventuslular da Merih Demiral’ı hedef göstererek Nazi Almanyasının ve Mussolini İtalyasının geçmişteki baskılarına benzer şeyleri uygulamaya başladılar. İşte zaten bunların gerçek yüzü de buydu...

Sizler ne yaparsanız yapın, Türk milleti asker doğmuştur, asker olarak da hayatına devam edecektir! Çünkü biz Türkler göğüs göğüse çarpışmaya alışık bir milletiz. Sizin gibi kalleşçe arkadan vurmaya alışık değiliz! Gerek Atatürk’ümüz ile birlikte Kurtuluş Savaşı’nda gerekse Atalarımız olan ve bütün dünyaya zamanında hakim olmuş (ki kuyruk acınız da bunlardan dolayı) Osmanlılar ile sizlere gereken dersleri vermiştik. Ancak siz ders almamışsınız, şimdi bizimle baş edemeyeceğinizi biliyorsunuz, sporu da siyasete sokarak illegal yollardan ve ekonomik olarak bizim üstümüze gelmeye çalışıyorsunuz. Bunun sonuçları, tarihe de baktığınız zaman hep hüsran ile neticelenmiştir.Yine hüsran ile neticelenecek, bunun böyle bilinmesi gerekir!

Ülkemizin içinde de bazı münafıklar, sportif olarak Şenol Güneş’i siyasi olarak da harekattan dolayı mevcut iktidarı eleştiriyorlar. Ben sadece şunu yazmak istiyorum... Mevcut iktidarı severiz veya sevmeyiz ama şu anda savaşan hepimizin ordusu, bütün dünyanın bize saldırdığı bir anda herkes ülkesine sahip çıkmalı, ordusuna sahip çıkmalı, memleketine sahip çıkmalıdır!