Yüzlerce insan organ nakli bekleyen 26 bin hasta için koşacak

Yasemin SALİH
Yasemin SALİH İYİLİK FABRİKASI yasemin.salih@dunya.com

Medicana Sağlık Grubu’nun beş yıl önce amatör bir ruhla başlattığı farkındalık hareketi Run For Life (Hayat Kurtarma Koşusu) bu yıl 20 Ekim’de Caddebostan’ta start alacak.

Medicana Çamlıca Hastanesi Genel Müdürü Murat Kaya, Türkiye’de organ nakli bekleyen 26 bin hasta için koştuklarını söylerken, toplumun bu konuya hala uzak kaldığına vurgu yapıyor. “Türkiye’de hala organ bağışı konusunda insanların kafasında soru işaretleri var” diyen Kaya, beş yıl önce tam da bu tabloyu değiştirmek için küçük bir grupla ve tamamen amatör ruhla koşu projesini başlattıklarını anlatıyor. Zamanla hem mekan hem de sayı olarak artan Run For Life koşusuna bugün kayıtlı 2 bin kişi var. Kaya, bu yıl sadece Medicana Sağlık Grubu’ndan 600 kişinin koşacağını da sözlerine ekliyor.

Bağış yapmak yetmiyor, günde 26 kişi ölüyor!

Organ bağışıyla ilgili Türkiye’de hala bazı algıların toplumda aşılamaması bu konuda gelişmiş ülkeler düzeyine gelinmemesinin ana nedeni olarak gösteriliyor. İstanbul Organ Nakli Derneği Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer’e göre ana etken bilinçsizlik. “Sadece toplumsal değil, yasal anlamda da değişiklikler gerekiyor” diyen Kaya, organ nakliyle ilgili dikkat çekici veriler paylaşıyor. Diyor ki, “Türkiye kadavradan organ naklinde son derece gerilerde yer alıyor. Örneğin İspanya’da böbrek yetmezliği teşhisi konulmuş hastaların yüzde 90’ına böbrek nakli yapılır, yüzde 10’u diyalize gider. Türkiye’de ise durum tam tersi. Şu anda sadece beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerden organ alabiliyoruz. Burada da Türkiye’de bazı yasalar söz konusu. Buna göre bir kişi yaşarken organlarını bağışlamış bile olsa, ölümünde eğer birinci derece yakını izin vermiyorsa organları alınamıyor. Bu, dünyanın birçok ülkesinde artık terk edilen bir tutum. Hatta İskandinav ülkelerinde eğer yaşarken aksi görüş bildirmemişseniz, otomatik olarak devlet sizi organlarınızı bağışlamış sayıyor.”

Bilim insanları ve her gün 26 hastanın gerekli organı bulamadığı için ölümüne şahit olan hekimler olarak yasal düzenleme beklediklerini vurgulayan Tuncer, “En azından organ bağışı yapmış yetişkin, özgür bir bireyin organlarının tedavi bekleyen insanlara verilmesini sağlayacak bir yasal düzenleme istiyoruz. Çünkü hasta yakınlarına sorulduğunda biri izin verse diğeri itiraz ediyor. Ve bir yakın bile itiraz etse organ alınamıyor” diyor.

Hayattayken bağış yapıyoruz, kadavra bağışı yüzde 20’lerde

Prof. Dr. Murat Tuncer’in verdiği bilgiye göre Türkiye’de nakillerin yüzde 20’si kadavradan, yüzde 80’i hayatta olanlardan yapılıyor. Yani toplumun büyük bölümü, bir yakınına böbreğini verebiliyor ama onu kaybettiğinde organlarının başkasına gitmesini istemiyor. Tuncer’e göre sanılanın aksine dini endişeler de bu tabloyu açıklamak için yeterli değil. “Çünkü Diyanet daha 1978’den beri organ naklinin dinen bir sorun teşkil etmediğini söylüyor. Diğer yandan Müslümanlık dahil bütün dinlerde hayat kurtarmanın kutsal olduğu belirtilir ve organ nakli özendirilir. İnsanlara bunu anlatıyoruz ancak yine de bilinçsizlik söz konusu” diye anlatıyor bu durumu.

Ve gelinen nokta...Geçen yıl diyaliz makinelerine bağlı 10 bin hasta hayatını kaybetti. Şu anda 26 bin hasta organ nakli bekliyor. Bunun 22 bini böbrek hastası. Bir günde ihtiyacı olan organı bulamadığı için 26 hastayı kaybediyoruz. Geçen yıl yapılan 2 bin 200 beyin ölümü bildirimi yapılmış, bu kişilerin yüzde 20’sinin organları başka birine hayat vermiş. “Halkın yüzde 20’si yakınının organlarının kullanılmasına izin veriyor. Oysa bizim toplumumuzda böbrek yetmezliği oranı yüzde 12” diyor Tuncer.

Bir kişinin organlarını bağışlaması demek sekiz kişinin hayatının kurtulması demek. 20 Ekim’deki Run For Life koşusunda organ bağışıyla sadece o hastanın kurtulması değil, tüm sevenlerinin de hayatlarının değişebileceği anlatılacak. “Belki de bir gün sen ihtiyaç duyarsın” denilecek. Koşuya www.runforlife.com.tr adresi üzerinden kayıt yaptırılabiliyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar