Geçtiğimiz hafta bir dizi etkinlikler yaparak Turizm haftasını kutladık. Her yıl düzenli olarak yapılan bu etkinlikler, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından hazırlanan bir program dahilinde yapılıyor. Yaklaşık 34 yıldır bu etkinliklerin içinde Yalova Musıki Derneği olarak görev alıyoruz. Hafızam beni yanıltmıyorsa, 30 sene öncesinde yapılan etkinliklerle, bu güne kadar her yıl tekrarlanan etkinliklere, birbirinin benzeri etkinlikler diyebilirim. Bir rutine dönüşmüş ,bunlar belli standartta yapılan çalışmalar.

Bu etkinliklerin Yalova Turizmine katkısı oluyor mu ? Ve Yalova’ya turist ne için gelir ? diye kendime soruyorum , turizm haftası yapılan bu etkinliklerin Yalova Turizm hareketine ne kadar katkısı varı tartışılabiliriz ama, Yalova’ya turist çekebilmek için o kadar çok artımız var ki.

Herşeyden önce Termal gibi bir İlçemiz var.Kaplıcası yüzyıllardır bir cazibe merkezi olmuş . Su şehri ilan edilmiş bir yer Yalova. Termal kaplıcaları, Roma döneminde, Osmalı döneminde öne çıkmış bir şifa merkezi ve nihayet Atatürk’ün Yalova’ya geliş sebebi de bu kaplıcalar. Doktorlarının tavsiyesi sonucu kaplıcaların şifasından faydalanmak amacıyla Atatürk’ün buraya geliyor ve burayı sevip benimsemesi sonucu da Yalova Türkiye’nin en önemli sayfiye kenti oluyor. Yalova o yıllarda adeta Türkiye’nin yazlık başkentine dönüşmüş . Dönemin siyasetcileri , bilim insanları , sanatçılarına kadar hemen herkezin tercih ettiği bir yerleşim yeri olmuş Yalova.

Yalova’nın 1990 sonlarına kadar kış nüfusu ile yaz nufusu arasında muazzam bir fark oluyordu. Fakat Marmara Depremi sonrası durum değişti. Deprem çok şeyi değiştirdi fakat başka önemli etkenler de söz konusu bu nüfus hareketinde . Her şeyden önce plaj ve deniz tercini insanlar artık Yalova’dan yana kullanmıyorlar , Marmara denizinin bu günkü hali malum…

Deprem sonrası Yalova, kimliğini bir türlü ortaya koyamıyor, Türkiye’nin en ağır sanayi dallarında biri deprem sonrası Yalova’ya taşındı, adeta tersane kenti olduk . Şu an nerdeyse Tuzla’yı solladık bu alanda. Sahip olduğumuz harika sahil şeridimizin önemli bir kısmını tersaneler doldurdu. Oysa hemen dibinde Hersek Lagünü mevcut ,kısa bir zaman sonra kuşlar oraya artık gelmeyecektir. Doga harikası zenginliklerimizden birini yakında kaybedeceğiz gibi gözüküyor , Hersek Lagünü şu an can çekişiyor.Bu bölgeye çok lazımmış gibi birde Termik Santral inşa ettik.

Yeşil alanlarımızı koruyamıyoruz , en verimli topraklarımızı binalarla dolduruyoruz. Çok değil 25 ,30 yıl öncesinin bütün meyve bahçeleri bir, bir bina oldu. Atatürk’ün mirası Üretme Çifliğimizin toprakları üzeri mıcır dökülerek katledildi. En verimli topraklarımızın tam göbeğine arıtma tesisi kuruverdik , Yalova Araştırma Merkezinin arazileri tırtıklana, tırtıklana yok oluyor. Bu alanda yavaş ve sessiz bir yapılaşma olduğundan Yalova halkı işin farkında değil. Bu gidişle çok değil en fazla on sene sonra orada bir karış boş toprak kalmaz. Ataürk’ün Türk tarımını geliştirmek için başlattığı Araştırma ve Üretme merkezleri Yalova’da yakında tarihe karışacak .

Büyük bir övünç kaynağımız olan ormanlık alanlarımız dört bir yandan saldırı altında , bir köşeden taş ocakları , bir taraftan imarlaşma, vahşice ormanlarımıza saldırmakta ,bizler ne yazık ki, elimizdeki bu en önemli değerimize sahip çıkmakta başarılı olamıyoruz. Turizm açısından en büyük potansiyelimiz ormanlarımız. Üç büyük kentin ortasında büyük sanayilerden uzak , halen bakir kalabilmiş Yalova ormanları , turim açısından çok uygun konumda .İzcilik, trakinğ, bisiklet , yamaç praşütü ,bisiklet ve

motokros parkuru olarak bu sporların gözde merkezi olabilir. Günü birlik ulaşım avantajı çok iyi değerlendirilebilir.

Yalova’nın 50.000 lik planları, ormanlarımız ve Gökçe brajımızın geleceği su kalitesinin korunması acısında büyük önem taşımakta .Bu planlar askıya çıktığında bütün dikkatimizi bu yöne vermeliyiz.

Elimizde bulanan mevcut doğal zenginliklerimizi , kültürel ve sanatsal zenginliklerimizi koruyamazsak Yalova’nın turim geleceği yok olur gider. Yaşanabilir bir kent olmanın yolu niteliksiz göçün önünü kesmekten geçiyor. Yalova Üniversitesine bu konuda büyük görevler düşüyor. Bu kentin ufkunu açacak bölümlerin hızla faaliyete sokulması lazım. Bilim ve Sanat Fakültelerine öncelik verilmeli.Yalova Üniversitesi Rektörlüğü nerdeyse 8 aydır vekaleten yürütülüyor 3. vekil rektörü de değiştirdik, dördüncü vekil rektörle yola devam eden bir üniversitemiz var .

Önümüzdeki günlerde ,Termal ve kaplıca tesisleri , Sahil şeridimiz, Ormanlarımız, Su havzalarımız, Yaylalarımız hakkında bol bol yazacağım.Konuyu dağıtmamak için bu bölümleri ileriki günlere bırakarak kaldığımız yerden yazıya devam ediyorum.

Turizm haftası yapılan etkinlikler müdürlüğün sıfır bütçesi ile yapılmaya çalışılıyor. Turizm Yalova’nın öncelikleri arasındaysa bu müdürlüğün turizm alanında tanıtım faaliyetinde bulunması için herşeyden önce yeterli bir bütçeye sahil olması lazım. Bütçesiz turizm tanıtımı nekadar olur ki. İlin turizm hareketine yön verecek kurum bütçesizlikten dem vururken resmiyette işin ne kadar önemsendiğini varın siz tahmin edin artık.

Yalova Musıki Derneği olarak, bizim turizm haftası etkinlikleri içinde yıllardır sürdürdüğümüz konserlerde, Yalova dışından konuk çağırma gayemiz de bir nebze Yalova’ya dışarıdan insan çekebilmek ve Yalova’nın tanıtımına katkı sunmaktır. Konuk olarak gelen korolar yaklaşık 40 kişiden oluşuyor ve bu insanlarla dostluklarımızı pekiştirerek onların daha sonra da yakınları ile Yalova'ya gelmelerine vesile olmaya çalışıyoruz ve bu sayede Yalova Turizmine katkı yapma gayretindeyiz.

Bizlerin bu çabaları gibi münferit çalışmalar tek başına yeterli olamaz. Yalova Valiliği, Yalova Belediyesi,Ticaret Odası ve tüm Sivil Toplum Kuruluşları ile el ele verildiğinde ve doğru öncelikler uygulandığında Turizm şehri olabiliriz.