Yalnızlık (II)

21 Temmuz 2017 Cuma

Son günlerde medyanın gündemine düşen konulardan biri de “Türkiye’nin yurtdışındaki imajı”. Bilindiği gibi bu imaj olumsuz, giderek daha da olumsuzlaşıyor. Buna örnek olarak bu ay başında yapılan, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile süregelen tam üyelik müzakerelerinin “insan hakları ihlalleri” nedeniyle askıya alınmasının önerildiği Kati Piri Raporu’nun Avrupa Parlamentosu’nda yapılan oylamasının sonuçlarını gösterebiliriz. Bu oylamada 638 parlamenterden 97’si çekimser kalırken, 447’si öneri lehinde, 64’ü ise aleyhinde oy kullanmıştı.
Hoş, bu kararın bağlayıcı bir yanı yok; kararı bu oylama sonucunu değerlendirecek olan Avrupa Birliği Konseyi verecek. Fakat bu sonuçlar Avrupa’da esen rüzgârların Türkiye aleyhine döndüğünü göstermesi açısından önemli.
Öbür taraftan hemen her gün Avrupa’nın önde gelen gazete ve dergilerinde Türkiye’deki siyasi iktidarı eleştiren yazılar yayımlanıyor, görsel medya kanallarında Türkiye’den giderek artan dozda olumsuz olarak söz ediliyor. Yalnızca Avrupa’da mı? Amerika Birleşik Devletleri’nin New York Times, Washington Post gibi saygın gazetelerinde kanlı FETÖ liderinin yazılarına, röportajlarına yer veriliyor.

***

Burada önemle üzerinde durulması gereken bir nokta var. Gerek Avrupa’da gerekse ABD’de giderek artan muhalefet ülke olarak Türkiye’ye karşı değil, başta Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere iktidarın yönetici katlarına.
2002-2005 yılları arasında Türkiye’de demokratikleşmenin öncüsü olarak değerlendirilen Sayın Erdoğan son yıllarda Batı’da, iktidarı tek başına elinde toplamak çabasında olan “muhteris”, “ürkütücü” ve “baskıcı” bir siyasal kişilik olarak görülüyor.
Kullandığı, belki sultanlıklar, diktatörlükler, emirliklerden oluşan Ortadoğu coğrafyasında etkili olabilecek dili Batı’da etkili olmuyor, tam tersine tepki topluyor.
Ne var ki Sayın Başbakan da bakanlar da kendilerine bu dili örnek alıyorlar. Sonuçta hiçbir talebimiz Batı tarafından karşılanmıyor. ABD Adalet Bakanlığı Fethullah Gülen’in iadesi için gönderdiğimiz 80 klasör kanıta göz bile atmıyor. Türkiye’nin tüm itirazlarına karşın PKK bağlantılı PYD Suriye’de ABD’nin en yakın askeri müttefiki durumunda. ABD, gerçekleştirdiği operasyonlarda Türk askerini değil, PYD güçlerini tercih ediyor.

***

Kanlı 15 Temmuz darbe kalkışmasının başarısız kalmasıyla birlikte helikopterle Yunanistan’a kaçan FETÖ’cü sekiz askerin sığınma başvuruları kabul edildi. Oysa tek başına “çalıntı” askeri helikopter bile sığınma başvurusunun reddi için bir neden/gerekçe olabilirdi. Yunan yargısı tersine bir kararla darbeci askerlerin sığınma başvurularını onayladı.
Almanya 15 Temmuz sonrası asker sivil yüzlerce FETÖ’cü kaçağın cirit attığı bir ülke durumuna geldi. Ne Yunanistan ne de Almanya Türkiye’nin iade taleplerine olumlu yaklaşıyor.
Gerekçe hep aynı: Türkiye’deki insan hakkı ihlalleri ve sanıklar yargılanırken evrensel adil yargılama kurallarına uyulmayacağı kuşkusu.
Devlet, iktidar bir yana biz toplum olarak ne yapacağız?
(Devamı gelecek çarşambaya...)  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları