Ya Kebikeç, kâğıdı koru!
Bir çiçek Kebikeç? Ranunculus Asiaticus!
Acem Düğün Çiçeği...
Tarihte el yazması kitapların ilk sayfasına “kebikeç”, “yâ kebikeç” gibi ibareler yazılıyor. Süryanice’de bu sözcüğün haşeratı yok etmekle görevli bir meleğin veya kitap kurtları şeyhinin adı olduğu ve üzerine yazıldığı kitaba haşeratın, o melekten korktuğu yahut şeyhlerinin adına saygı duyduğu için zarar vermediği rivayet edilir. Başka bir rivayete göre ise Kebikeç; yine kitap kurtlarını etkileyen tılsımlı bir söz veya duadır.
Kitapları haşeratın tahribinden korumak amacıyla eski çağlardan beri tedbirler alındığı bilinmekte. Bunun için bazı bitkilerin suyu veya yağı kullanılmıştır. Kim bilir, belki kitapları koruyan o çiçektir.
Derya Özel üç sene önce çıkan “Bana Masal Anlat-Anadolu Masalları” kitabının hemen ilk sayfasına yazmıştı “Ya Kebikeç! Kâğıdı koru!” diye. O zaman merak edip araştırmış, not almışım bu sözcüğü. Bugün yazarın ikinci kitabından söz edecekken o notu aradım buldum.
İlk kitapta bize masaldan, mitolojiden, destandan bahseden, masalın genel özelliklerini, bölümlerini, türlerini, metotlarını anlatan, önce tekerlemeler söyleyen ve Anadolu’da gezmeye başlayıp masallar biriktiren, onları güzel, duru diliyle bizlere aktaran Derya, geçtiğimiz günlerde çıkan “Anadolu Masalları-2” kitabında Anadolu’yu yürüyüşüne devam ediyor.
Derya Özel, kitabında “Masallar çocukları uyutmak, büyükleri uyandırmak için anlatılır” dediğinde emin oluyoruz ki bu masallarla uyuyacak çocuklar yarının uyutulamayacak büyükleri olacaklar.
“Ben bir şey duydum
Kulağıma koydum
Kulağımdan çıkardım
Altın tasa koydum”
Devamını ben getireyim;
Ya kebikeç, o kitabı koru
Altın tasa aç bu yolu
Okuyana önerdim
İki kitap, sade, duru...
Yazarın ilk kitabı Destek Yayınları’ndan, ikincisi ise Nemesis Kitap’tan çıktı.
***
Bu köşede çok kere yazdım, yazmaya da devam edeceğim!
Yeniköy’de yan komşusunun köpeği Nero’yu bahçelerine girerek, kurşunlayarak katleden iş insanı Alp Erkin ile ilgili hazırlanmış bir iddianame maalesef hâlâ yok. İnsanlar sahte delillerle apar topar cezaevlerine atılırken, cinayetin afedersiniz nal gibi video görüntüleri olmasına karşın bu adam elini kolunu sallaya sallaya geziyor. Katilin Berg Elektrik adlı bir şirketi olduğunu daha önce gündeme getirmiş, Amerikan devi Eaton Corp. adlı şirketin Türkiye distrübütörü olduğunun da altını çizmiştik. Eaton Corp. basında çıkan haberler üzerine Berg Elektrik ile anlaşmasını feshettiğini duyurmuştu. Bunun üzerine Berg Elektrik’in fabrikasından Eaton tabelası indirilmişti. Ancak şimdi o tabela yerinde başka bir tabela asılı: Westinghouse-PGBU. Bilin bakalım Westinghouse kimin markası? Eaton Corp.’un!
Acaba bu firma yetkilileri kendilerini cin, bizleri aptal mı sanıyor? Sosyal medyadan bir açıklama yapıp “Anlaşmamızı sonlandırdık” deyip aradan bir kaç ay geçtikten sonra ‘nasıl olsa unutulmuştur’ mantığıyla yeni tabelalarını mı astırıyorlar?
Buradan size söylüyorum; unutulmadı, unutulmayacak! En önemlisi: unutturulmayacak!
***
İçinde bulunduğumuz şu sıkıntılı günleri en zor geçiren sektörlerden biri bizimkisi; müzik sektörü. Bu dediğime bile “millet açlıktan ağlıyor, adamların derdi şarkı söylemek” diye cevap verecek andavallar olacaktır ama inanın artık bunlara kafayı takmamayı öğrendik. Beynimizin oraları zımparalandı. Sektörün sıkıntılarını defalarca yazdık, ettik, bu konuda çalışmalar da sürüyor. Ama bunlardan bahsetmeyeceğim bu sefer.
Şu ‘en umutsuzluğa kapıldığımız’ mutsuz dönemlerimizde bile bir şeyler üretebilen arkadaşlarım var! Onları gördükçe, duydukça seviniyorum. Bu dönemde çıkan güzel işlerden birisi ise Gözde Öney’in “Gitmek” adlı teklisi. Şarkının sözü ve müziği Gözde’ye ait. Düzenlemesini ise Efe Demiral yapmış. Şarkının videosunu sevgili dostum, balet Can Tunalı çekmiş, üzerine bir de kendi koreografisinde Gözde ile dans etmiş. Bu güzel videoyu kurgulayan ise Okay Aynur. Ben bu çalışmayı çok sevdim!
Şarkıyı ilk günden ezberledim. Tüm emeği geçenlerin de gözlerinden gözlerinden öperim. İyi ki varsınız...
Tanıtımından alıntıyla “Sessiz ve yalnız gidişlerin, buruk vedaların, yarım kalanların, söylenmeyen son sözlerin, dargınların, kırgınkların şarkısı ‘Gitmek’” içinde barındırdığı tüm melakoliye karşın şu dönemde gelecekle ilgili umut oluyor bize.