Virüsün Verdiği Dersler

Bugün bu virüs belasını biz iyiliğe dönüştürebiliriz. Nasıl mı?. Unuttuğumuz insani özelliklerimizi yeniden ön plana çıkararak...

Virüsün Verdiği Dersler
Virüsün Verdiği Dersler Yonetici
Advert

 

İnsan böyle bir varlık işte!.
Koca koca hikmetlerden, olaylardan ders almaz da gider gözle görülemeyen bir virüsün önünde el-pençe divan durur.
“Korku dağları bekler” der atalarımız. İnsanlar nasıl da terbiye oluyor!.
Hayret etmek hiçten değil. Lakin bu tarih boyu hep böyle olmuştur.
O yüzdendir ki: Nuh Tufanı, Semud felaketi, Firavun ve Nemrut hikâyeleri halâ canlılığını korur.
O zaman niçin ders almıyoruz?. Niçin tehlike gelmeden önce tedbirlere baş vurmuyoruz?.
Neden yumurta kıça dayanınca kıvranıp duruyoruz.
Belli ki bu insanlığın ortak zaafı bu...

Bugün bu virüs belasını biz iyiliğe dönüştürebiliriz.
Nasıl mı?.
Unuttuğumuz insani özelliklerimizi yeniden ön plana çıkararak:
Nedir insani özelliklerimiz:
Adaletli olmalıyız. Merhametli davranmalıyız. Paylaşım yapmalıyız.
Sevmeliyiz, saymalıyız, şefkat göstermeliyiz.


İnsan demek dayanışma demektir.
Toplum insan vücudu gibidir. Nasıl ki her organa vücudun ihtiyacı vardır. Toplumun da birbirine ihtiyacı vardır. En sağlıklı beden organları sağlıklı ve en uyumlu çalışandır. Çünkü her organ birbirine muhtaçtır. Kalın bağırsak pislik doludur, kesip atalım diyemezsiniz. Onsuz ölürsünüz. Bakın en pis organınız bile ne kadar değerliymiş değil mi?.
Toplum da böyledir işte… Uyumlu birbirine sürekli yardım eden organlar gibi…

Bilmeseniz de: Toplum, birleşik kaplar misalidir:
Onun kabı boşalırken sen yardım etmezsen, yarın da senin kabın boşalır. İnsanlık çöl kalır ve mahvolur da bu kimin suçu belli olmaz… Çünkü bu bir “insanlık suçu” olur. İnsanlık suçunda da herkes ceza çeker, bela bulur. Tarihi örnekleri çok… Hiç de, “onlar geride kaldı” demeyin… Düzelmezsek, buluyor ve bulacak…


Evlerinize çekildiniz:
Marketçiye çok ihtiyacınız var değil mi?.
Ya fırıncıya!.
Ya sağlık çalışanına… ve ve…
Balkonlara çıkıp hararetle “sağlık çalışanlarını” alkışlıyorsunuz.
Neden, çünkü onlara bugünlerde çok ihtiyacınız var.
Peki ya bugünlerin tehlikesi geçerse!?.
Yeniden hakaret edecek misiniz, hatta ukalalık yapıp saldıracak mısınız?.

İnsan ne enteresan varlık değil mi?.
Eğer, insan: “İYİLİĞİ” ideal haline getirmezse çok nankör, egoist ve hain olabiliyor.
Bu da yaratılıştaki o derin manaya ters düşüyor.
O terslik de nice felaketler doğuruyor.


Evet…
Felaketlerle – insan egosu arasında çok yakın ilişkiler var.
O yüzdendir ki din kitapları heyecanla Nuh Tufanı ve benzerlerini anlatıp duruyor.

Uzatmadan toplum ne yapmalı, İnsanlık ne yapmalı…
Acilen bunu sorgulamalıyız.
Tabii ki insana yakışanı yapmalı: İnsan olmalı…


Sömürü, vurgun, soygun ve yağmacılık yapmamalı…
Haksızlığa ve adaletsizliğe karşı direnmeli…
Kanun, kural, devlet ve teşkilatlar-kurumlar değerli bunların sağlıklı yaşamasına önem vermeli…

Hele, “İlim” çok çok önemli…
“Oku” diye başlayan bir inancın mensupları olarak acilen İLME sarılmalıyız.
Komşu hakkı, kul hakkı, insan hakkı hassasiyetlerimiz ilklerimizden olmalı…

 

Ya çocuklarımız: Çok iyi yetiştiremediğimiz değerler olarak duruyor, değil mi?.
Sağlıklı geleceğimiz için çocuklarımıza çok önem vermemiz gerektiği öne çıkıyor.

Burada bir hikmet de ortaya çıkıyor:
Virüs çocuklara dokunmadığına göre demektir ki geleceğimiz güvende…
Demektir ki Allah insanlıktan hala umudu kesmemiş…


İşte asıl bu önemli…
Hep birlikte buradan yürümeliyiz…
Eteklerimizdeki tüm taşları dökerek…
Yüreklerimize kutlu değerler yükleyerek…  

 

 

 

 

 

İbrahim Hakkı Gündoğdu Virüsün Verdiği Dersler Nuh Tufanı Semud felaketi Firavun Nemrud İnsanlık Virüs
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg