22 Eylül 2019 20:15
Son Güncellenme Tarihi: 23 Eylül 2019 11:15

Vip Giyim işçileri: Baskılara rağmen sendika hakkı için mücadele ediyoruz

Darıca'daki Vip Giyim'de sendikalaşma mücadelesi veren kadın işçilerle yaşadıkları süreci konuştuk.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Ali DOĞAN
İstanbul

DERİTEKS Sendikasının uzunca bir zamandır örgütlenmeye çalıştığı, Darıca’daki VİP Giyim’de patronun sendikal çalışmayı öğrenmesinin ardından işten atmalar başladı. İşten atmaların durdurulması için DERİTEKS’in defalarca görüşme talebi VİP Giyim patronu tarafından yanıtsız bırakıldı. Çoğu kadın 550 işçinin çalıştığı fabrikada sendikal mücadelenin de örgütleyicisi olan kadınlarla çalışma koşullarını, fabrika içerisinde yaşadıklarını, örgütlenme mücadeleleri ile taleplerini konuştuk.

Yıllardır aynı fabrikada çalıştıkları halde birbirlerine fabrika giriş çıkışlarında selam vermenin dışında hiç yan yana gelmediklerini ifade eden kadın işçiler, “Ancak haklarımız için bir araya gelip sendikaya üye olmaya başlayınca birbirimizi daha yakından tanıdık, birbirimize daha fazla güvendik. Her yeni üye olan arkadaş diğerinin üye olduğunu duyunca önce şaşırdı, sonra da mutlu oldu” dedi.

ÇALIŞMA KOŞULLARI VE BASKILAR BİZİ BIKTIRDI

Nimet Özkaya 1997 yılında beridir VİP Giyim’de çalıştığını söylüyor. “Tam 22 yıldır bu fabrikada çalışıyorum, ben buraya ilk başladığımda burası iyi bir fabrikadır ve sosyal haklarım olacak diye işe başladım. Darıca’da en iyi ücreti veren fabrikaydı. Ya da bize öyle geliyordu. İşe ilk başladığım dönemlerde çalışma yaşamını çok iyi bilmiyordum, sosyal medya bu kadar yaygın değildi. Çevremizde ise bu meseleleri bilen insanlar yoktu ya da biz bilmiyorduk. Bundan dolayı da birçok şeyi sonradan öğrendik. Ben bu fabrikaya başladığımda gömlek bölümünde sadece 40 kişi çalışıyorduk daha sonra ceket ve pantolon bölümü başladığında fabrikada kişi sayısı artınca baskılar da artmaya başladı. Çünkü patron daha fazlasını kazanmak istiyordu. Biz işçilere düşen ise sadece fabrikaya gelip çalışmak, ay sonunda ise maaşımızı almanın dışında hiçbir şey sorgulamamaktı. Fabrikada sosyal hakkımız yoktu. Hatta konuşma özgürlüğümüz bile yoktu. Konuşacak olsak muhatap bulamıyorduk. Bir şey olduğunda ise ‘İnsan kaynakları sakın konuşmayın patron duymasın, çok kızar’ deyip bizi başından atıyordu. Ben bütün sıkıntılarımı anlatmak istememe rağmen insan kaynakları tarafından engellendim. Bizimle hep insan kaynakları müdürü konuşuyor. O da bizim sonlarımızı çözmüyordu” diyor.

İşçilerden Gülistan Güner de benzer sorunlar yaşadığını anlatıyor: “Özellikle temizlik konusunda defalarca uyarılarda bulundum, şikayet kutusu koymuşlar ama kutuya yazıp attığımız hiçbir şikayetin bize geri dönüşü olmadı. Hatta yazdıklarımız okunmadı bile. Sendikalı olunca bize döndüler. Geçen gün bir piknik yapıldı fabrikada. Bir müdür geldi ‘Bayağı bir şikayet varmış, bunları patron bilseydi çözerdi’ deyince biz de ‘Size anlattık hatta bu konuyla ilgili eylem yaptık. Siz de geldiniz ama çözmediniz’ dedik. Patronun mesailerimizden de haberi yokmuş bize ustabaşıları akşam mesaidesin dediklerinde kimse itiraz edemezdi. İşimiz var desek de kesinlikle kalacaksın, ben seni listeye yazdım itiraz istemem diyorlardı.”

İŞTEN ATILMA KORKUSUYLA SUSUYORDUK

Seher Turgay ise “Yemekler ve temizlik konusunda çok ciddi sorunlar yaşıyorduk. Ama bunlardan önemlisi psikolojik şiddet görüyorduk. Ustalar tarafından bunlar yapılıyordu. Örneğin bir sorun olduğunda onların dediğinin dışında bir şey söylediğimizde hemen bağırıp çağırıyorlardı, hakaret ediyorlardı. Biz bunlara bir şey diyemiyorduk, oturup ağlıyorduk. Sinirlerimiz bozulsa da işten atılma kaygısından dolayı susuyorduk” dedi.

Özlem Turgan Nimet de “14 yaşından beri buradayım. Çevrede en iyi tekstil fabrikasıydı. Kadınlar için en iyi yer orasıydı. Bundan dolayı bu fabrikada çalışmayı tercih ettik. Ama zaman geçtikçe burada yaşadığımız sorunlar büyüdü. Sorunlarla ilgili defalarca imzalar topladık. Ama ustalar bu topladığımız imzaları yırtıp atıyorlardı, hiçbir şekilde sesimizin yukarıya gitmesine müsaade etmiyorlardı. Ama fabrika müdürlerinin hepsinin bu olaylardan haberi vardı” diye konuştu.

7 aydır bu fabrikada çalıştığını söyleyen Aysel Alp, “Burada çalışma koşullarının ağırlığının yanı sıra mesela fabrikada bir havalandırma yoktu. Yazın sıcakta bayılanlar oldu. Bu koşulların değişmesi için mücadele ettik ve sendikalı olduk” dedi.

HASTA OLSAN BİLE İZİN YOK

Kadınlar günde 10 saat çalıştırıldıklarını söylüyor. Fazla mesai olduğunda ise sabah 8’de başlayan iş akşam 20.30’da bitiyor. Çalışanların çoğunu kadınların oluşturduğu fabrikada, hiçbir sorunlarının çözülmediğini anlatıyor kadınlar.

“Hiçbir sorunumuz işin önüne geçemezdi. Buna özel günlerimiz de dahil. İş yoğunsa iki elin kanda olsa da o fabrikaya geleceksin. O iş yetişmiyorsa senin hasta olmanın bir önemi yok. Ben işimi isterim diyorlardı. Hastaysan ağrı kesiciyi al, makinede beş dakika dinlen çalışmaya devam et.”

HEMŞİRE VAR İSG UZMANI VAR AMA YETKİ PATRONDA

“Fabrikada hemşire var. Bizi yöneticilerin izni olman hastaneye sevk etmiyorlardı. İşyerimizde iş güvenliği uzmanı var ama patronun dediğinin dışına çıkmıyordu. Örneğin kesimhanede bir usta parmağını kesim motoruna kaptırdı ama parmağını sarıp çalışmaya devam etti. Raporlu olan arkadaşlarımızı zorla işe çağırıp çalıştırıyorlardı.”

KADIN ERKEK ARASINDA ÜCRET AYRIMI VAR

“Fabrikada kadın işçilerle erkek işçiler aynı işi yapmalarına rağmen farklı ücret alıyorlardı, erkek işçilerin ücreti daha fazlaydı. Gerekçe ise onlar ev geçindiriyorlar kadınlar ise eve yardım ediyorlar diyorlardı. Ama biz aynı işi yapıyoruz dediğimizde ise beğenmiyorsanız kapı orada diyorlardı.”

ASGARİ ÜCRETİN DIŞINDA OLAN ZAM 5 TL

“Maaşımıza zam yapılsın diye biz yılardır uğraştık. Devletin verdiği asgari ücretin dışında zam yapmadılar. Biz devletten zengin değiliz dediler. Bize yapılan zam çok komik rakamlar oluyordu, 5 ya da 10 lirayı geçmiyor. Bunun adı da düzeltme oluyor. Tabi yüksek zam alanlar da oluyordu. Onlar da müdürün yakınında olanlardı.”

‘MÜLTECİ İŞÇİLERİN DE HAKKI YENİYOR’

Sendika faaliyetlerinin arından fabrikanın pantolon bölümünde Suriyeli işçilerin kayıt dışı çalıştırıldıkları kadın işçilerin iddiaları arasında. Kadın işçiler, “Denetlemeye geldiklerinde arabaya bindirip başka bir yere götürüldüler. Fabrikaya müfettişler geleceği zaman ya sigortasız işçiler izne gönderilir veya soyunma odalarına kitlenirlerdi. Müfettişler gittiği zamanda tekrar çalıştırırlardı. Burada mülteci işçilerin hakları da yeniyor. Onların sigortaları yok kaçak çalıştırılıyorlar. Devletin buna çözüm bulması gerekiyor ki onlarda sendikalı olsunlar, hakları da yenmesin.”

SENDİKAYA ÜYE OLDUK DUYULDU BASKILAR DA BAŞLADI

Kadınlar bundan 5 yıl önce sendikal çalışmaya başlamış: “Sendikaya üye olduğumuzu öğrenince müdürler gömlek bölümünde daralmaya gidiyoruz dediler ve işten çıkarmalar başladı. Sendikalı olup olmadığımızı öğrenmek için e-devlet şifrelerimizi istediler. Hatta bu sebepten dolayı da bir arkadaşımızı işten çıkardılar. Kimi ustabaşıları bantta dolaşıp sendikalı olup olmadığımızı soruyorlardı. Değiliz dediğimizde açın e-devletinizi bakacağım diyorlardı. Bir de çalışan arkadaşlara sendika üyesi isen istifa et senin maaşına zam yaptıracağım diye vaatlerde bulunulmaya başlanmış. Geçtiğimiz gün sendikamız fabrika önüne geldi, yönetim fabrikayı tatil etti. Burada basın açıklamasına katılan arkadaşlarımızı işten çıkardılar. Şimdi de yeni işe aldıkları işçilerin e devletlerini istiyorlarmış.”

‘HAKLARIMIZ İÇİN MÜCADELE EDİYORUZ’

Sendikalaşma çalışmaları başlayınca patronun vaatlerde bulunduğunu belirten kadın işçiler, “Geçen bir bölümü pikniğe götürüp konuşmalar yapmış, demek ki mücadele edince bu işler olur. Biz doğru yoldayız. Kaybettiğimiz haklarımızın peşindeyiz. Bizi köle gibi çalıştırdılar, haklarımız yendi bu fabrikada. Biz çalışırken yemekler yenmiyordu, haftanın beş günü dışarda yemek yediğimiz zamanlar oldu. Birçok arkadaşımız iş kazası geçirdi, meslek hastalıklarına yakalandı. Biz bunlar için mücadeleye başladık ve kazanacağız. Biz işten atılmış olabiliriz, işçi arkadaşlarımız içeride mücadeleye devam ediyorlar. Onlar içeride biz de dışarıda ev ev dolaşarak bu mücadeleyi kazanacağız. Patronlar cebini dolduruyorlarsa bizim hakkımızı versinler ve sendikayı kabul etsinler” dedi.

AİLELERİMİZ DE BİZİMLE BERABER

Ailelerinden de destek aldıklarını belirten işçiler, “Bunun sebebi bu insanlar bizim nasıl çalıştığımızı biliyorlar, tabi ki destek olacaklar. Biz karar verdiğimiz için onlar da bizim yanımızdalar. İçimizde evli ve çocuklu olan arkadaşımız var. Bu arkadaşımız çocukları okumasına rağmen, borçlu olmasına rağmen geri adım atmadı. Zaten kaybedecek neyimiz var. Aldığımız bir asgari ücret bunu her yerde alırız” diye konuştu.

BİRLEŞİRSEK KAZANIRIZ

Bu mücadeleye inanarak başladıklarını dile getiren işçiler şunları söyledi: “İnancımız tam. Bizim işçi arkadaşlarımıza çağrımız, bize destek olsunlar. Yanımızda olsunlar. İçerdeki arkadaşlar da bütün baskılara rağmen sendikaya üye olmaya devam ediyorlar. Biz işçiler birleşirsek kazanacağız.”

İşçilerin anlattıkları üzerine bilgi almak için aradığımız VİP Giyim İnsan Kaynakları Müdürü Şinasi Meriç, konuyla ilgili muhatabın şirket patronunun olduğunu, onun da şirkette bulunmadığını ifade etti.

ÖNCEKİ HABER

İBB genel sekreter yardımcılığından istifa etti, bakan yardımcılığına atandı

SONRAKİ HABER

Demokrasi Nöbeti 35’inci gününde: Tarihin çöp sepetine gideceksiniz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...