"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Vicdanlarınız rahat mı?

Hüseyin GÜLTEKİN
24 Eylül 2018, Pazartesi
Başta şimdiki iktidarın bazı mensupları olmak üzere, Yeni Asya’nın dışında her kesimden insanlar, sitayişle bahsettikleri malûm cemaatin okullarına çocuklarını gönderdiler. Gayet iyi niyetle o okullarda yetişen bir çok genç, bir taraftan dinlerini öğrendiler, diğer taraftan da iş güç sahibi oldular.

15 Temmuz hain darbe teşebbüsü ile, söz konusu cemaate karşı başlatılan linç hareketiyle, suçlu suçsuz ayrımı yapılmadan binlerce aileyi mağdur duruma düşürdüler. İyi niyetle o cemaatin saflarına katılan, okullarında okuyan gençler ve aileleri de hayal kırıklığına uğradılar.

Haksız hukuksuz bir şekilde kendilerine veya yakınlarına yapılan bu muamelelere karşı, “dinimizi öğrenerek, vatana millete faydalı bir insan olmanın ötesinde başka bir art düşüncesi olmayan bizim gibi gençlerin maruz kaldığı haksızlıkların, yıllarca taraftar olduğumuz bu iktidarın eliyle yapılmasını anlamış değiliz” diyerek deyim yerinde ise bunalıma girdiler. 

Zalim elbette zalimliğini yapacak. Tarih boyunca bu böyle olmuş. Siyasî iktidarın bizim gibi darbecilerle uzaktan yakından hiçbir ilgisi olmayan insanları darbeci, vatan haini olarak damgalaması olacak iş değildi. Bundan vazgeçtik, adaleti dağıtmakla vazifeli bazı hâkim ve savcıların da bize reva görülen bu haksızlıklara hukuksuzluklara “dur” diyememeleri bütün umutlarımızı yerle bir etti. Olup biten bu zulümlere, bu haksızlıklara alkış tutarak destek veren dindar olarak bildiğimiz çevrelerin tavırları da bu keyfi uygulamaların tuzu biberi oldu” diyorlar, bunalımdaki gençler. 

Bir de bazı gençlerin olup bitenler karşısında içine düştükleri dehşet verici bunalımlarını ifade eden beyanlarına bakın: “Haydi hepsi bir tarafa, Yüce Allah zalimlerin yaptıkları bu zulümlere nasıl müsaade ediyor? Vatana, millete ihanet eden, darbeye karışan kim olursa olsun elbette cezasını çeksin. Ama bizim gibi darbe ile uzaktan yakından hiçbir ilgisi olmayan on binlerce insanların cezalandırılmasına Cenâb-ı Hak nasıl müsaade ediyor? Demek oluyor ki bu memlekette dindar olmanın ve dinî değerlerin hiçbir kıymet-i harbiyesi yokmuş. Bilâkis zararı var ki bunlar başımıza geliyor..” diyerek, bazıları namazlarını terk ediyor, bazı tesettürlü genç hanımlar da açılmak suretiyle dinî değerlerle aralarına mesafe koyuyorlar. Doğrusu bunları öğrenince içim burkuldu, yüreğim yandı.

Yaşanmakta olan musîbetin sebebini bilemedikleri ve kader boyutunu da hesaba katamadıkları için darbecilerle hesaplaşmak adına “kurunun yanında yaşı da yakmak”  insanların dinden ve devletten soğutuyorlar. Bu zulümlere seyirci kalmakla yetinmeyip alkış tutan sözde dindarlar vicdanınız rahat mı?

Okunma Sayısı: 4462
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Nejdet

    24.9.2018 22:34:50

    Söz anlatmak çok geride kaldı Allah akıbetimizi hayırlı eylesin

  • metin

    24.9.2018 18:02:57

    Sorgulamadan zanla insanları yaftalamak işten atmak suçlamak zulümdür.Allah'ın yeryüzünde halife olarak yarattığı insana değer vermemektir.Ortadoğu toplumlarının kendini müslüman sayanların en büyük hastalığıdır.''İnsana değer vermemek'' önce suçlayalım sonra delillere bakarız demek zulümdür.Bir topluluğa kininiz sizi adaletsizliğe sevk etmesin ayetine muhalefettir.Kaleminize yüreğinize sağlık.Allah ülkemizde sizin gibi vicdanlı insanları çoğaltsın.

  • Gündüz Alp-3

    24.9.2018 14:54:45

    Mesela, yargıya güvenin %30'lar seviyesine düşmesi, namaz kılanların oranı on-on beş sene önce %40 iken bugün %14'lere gerilemesi hepimize bir şeyler söylemiyor mu? Keyfilik hukuka galebe çalmış ve hürriyetçi demokrasi ve parlamenter sistem riyaset-i şahsiyeye kurban verilmiş ise, ülkenin iç-dış sorunlarının sorumluları 16 yıldır ülkeyi tek tabanca idare edenler değil de -mevhum- dış güçler ise, toplumsal kutuplaşma ile barış ve huzur berhava edilmiş ise, nepotizm ve despotizm yönetim tarzı haline getirilmiş ise, 80 milyonu etkileyen siyasal, sosyal ve ekonomik anlamda ülkede ciddi bir kriz yaşanıyorsa...bütün bunlara rağmen salt "dindar" argümanıyla arka çıkıp yanlış icraatlar "dindarlık" adına alkışlanıyorsa sorgulanacak o kadar çok şey var ki. Dindarı bile dinden soğutan dindarların "dindar" iktidar döneminde türemesi de geleceğimizi tehdit eden bir başka vahamet olarak karşımızda durmaktadır. Allah(cc) akıl, fikir, iz'an ve insaf versin.

  • Gündüz Alp-2

    24.9.2018 14:32:37

    Bugün dindarlar daha vahim bir noktaya getirilmiştir. Zulme ortak olmanın yanı başında, iktidarın hata ve kusurlarını örtmenin ötesinde onda hikmet arayan, her ne diyorsa delilsiz doğru olduğuna inanan, şahsına toz kondurmayan, ölümüne deyip kefen giyecek kadar fanatik ve radikal unsurlar haline gelen taraftarların bu aşamadan sonra, hak ve hakikate ve vicdanlarının sesine kulak vereceklerine artık ihtimal vermiyorum. Acı da olsa bunlar yaşadığımız gerçeklerdir. Peki, dindarlıkla örtüşmeyen bu eylem ve söylemlere sahip insanlar nasıl ve kimler tarafından bu (acımasız ve fanatik) hale getirildi? Asıl üzerinde durulması gereken sorun budur bence. İktidarın "dindar"olması maalesef ülkeyi ve insanları dindar yapmıyor. Ve her dindarın/müminin sıfatı da her zaman mümince olmuyor. Daha önce yürekleri yakan zulüm sürecinden sonra şimdi de cepleri yakan ekonomik kriz sürecinde bile gerçeğe karşı özellikle ehl-i hak ve hakikati duyarsız hale getiren şey nedir diye cidden merak ediyoruz.

  • Gündüz Alp

    24.9.2018 14:13:04

    Sayın Gültekin, bu minvalde özellikle ehl-i vicdan, hak ve hakikate hitap eden belki onlarca yazı yazdınız. Fakat vicdanlar mı köreldi yoksa kutsallar mı değişti nedir, iktidara "dindar" argümanıyla destek veren, alkış tutan "dindarlarda" gözle görülür bir değişiklik maalesef olmadı. Hatta -gözlemlerimize göre- daha da fanatik hale geldiler. Mesela, bu süreçte hepimizin duyduğu "ağaç kökü yesinler" bile diyebilen dindarlar çıktı. Çünkü süreci başlatanlar, daha baştan acımasızlığını "cadı avıysa cadı avı" diyerek ortaya koymuşlardı. Ve başlangıçta maalesef ehl-i hak ve hakikat bildiğimiz cemaat ve stk'lardan -Yeni Asya camiası hariç- hiç kimse, hakkın hatırını âli tutan, hakkaniyetli bir tavır ortaya koyamadı, zulme "dur" deme medeni cesaretini gösteremedi. Tarih bunu gelecekte yazacaktır. Ve bu zulümlü süreç, dindarları hem birbirine düşürmüş hem de dine karşı adavet duygularının uyanmasına sebep olmuştur.

  • Osman Yıldırım

    24.9.2018 10:47:33

    Hüseyin Hocam; Bunların büyük bir çoğunluğu vicdan muhasebesi yapma gibi bir hassasiyetleri yok. Sevdikleri bir yönetici var. Peşin kabulle "O NE YAPARSA DOĞRU YAPAR" hiç ama hiç yanlış yapmaz gibi bir ön yargı ile hareket etmekteler. O zam da yapsa zülüm de yapsa hatta hatta bütün insanları hapse de tıksa doğrudur gibi bir varsayımla hareket etmekteler vebunlardan vicdan muhasebesi filan beklenmez. Nediyelim Allahferaset ve izanversin inşallah. Kaleminize sağlık.

  • g@L!p

    24.9.2018 07:22:47

    Tam da yaşadıklarımıza ve düşüncelerimize tercüman olmuşsunuz , başka söze gerek yok. Allah razı olsun.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı