Sayın Bahçeli’nin il başkanları toplantısındaki tavsiye ve talimatları, aynı zamanda ülkenin geleceğini şekillendirecek bir manifesto niteliğindedir. “Bizim meselemiz vatandır, bizim meselimiz milli bekadır” sözü, zaten her şeyi özetlemektedir.

Yerel seçimler ve Suriye merkezli gelişmeler Türkiye’nin eş zamanlı gündemini oluşturmaktadır. Her iki konu da hayati önemdedir ve çok dikkatli olmak, iyi düşünmek ve doğru karar vermek gerekiyor. Türkiye’de hangi mesele olursa olsun, doğru karar verebilmek için MHP’nin ne yaptığına, Sayın Devlet Bahçeli’nin ne dediğine mutlaka odaklanmak gerekiyor. Sayın Bahçeli’nin açıklamaları, tespitleri, uyarıları ve önerileri, bugüne kadar hep sıkıntıların aşılmasını kolaylaştırmış, Türkiye’yi rahatlamış ve ufkunu açmıştır.

MESELEMİZ VATANDIR

Sayın Bahçeli’nin il başkanları toplantısındaki tavsiye ve talimatları, aynı zamanda ülkenin geleceğini şekillendirecek bir manifesto niteliğindedir. “Bizim meselemiz vatandır, bizim meselimiz milli bekadır” sözü, zaten her şeyi özetlemektedir. Meselesi vatan olanların ne yapması gerektiğini, Sayın Bahçeli’nin şu sözleri ortaya koymaktadır: “İşimize bakalım, davamızın yüzünü ağartmak, mukaddesatımızın onurunu korumak için var gücümüzle çalışıp, çırpınalım. Dedikoduyla geçirecek vakit yoktur. Bekleyecek, gecikecek, geride kalacak hal ve hak da yoktur. Sürekli hareket halinde olacağız. Sürekli bir adım önde bulunacağız. Sorumluluğumuz hakikaten ağırdır, sorumlu olduğumuz bir tarihimiz, bir talihimiz, bir mazimiz, bir atimiz vardır. Vaziyet nazik, vakit dardır. Türkiye’mizin çözmesi gereken, üstesinden gelmesi aciliyet gösteren sorunları vardır ve karşımızdadır. Beka mücadelemizi hafife almak, bela akınına çanak tutmaktır. Unutmayınız, siyasetin doğru olması kadar doğru siyasetin yapılması tarihi önem ve değerdedir.”

GEREĞİ NEYSE ONU YAPTIK

31 Mart 2019’da yapılacak Mahalli İdareler Seçimleri'nin tarihi bir önemi bulunmaktadır. Sayın Bahçeli, il başkanlarına ve bütün Türk milletine seçimlerin neden önemli olduğunu ve MHP olarak ne yapmak istediklerini veciz şekilde anlattı: “Türkiye’nin önünü kesmek isteyenler hazırlık yapıyorlar. Türkiye’ile hesabı bulunanlar hazırda bekliyorlar. Zalimler fırsat kolluyorlar. Hainler ortam yokluyorlar, zehirli hava kokluyorlar. Milli mukavemeti kırmak için zaafımızı ve rehavetimizi gözleyen iç ve dış mihraklara unutamayacakları mübrem bir dersin, altından kalkamayacakları muhkem bir cevabın verilmesini istiyoruz. Milli bekamızı lekelemek isteyenlere sessiz kalamazdık. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Cumhur İttifakı’nın gereği neyse onu yaptık. Siyasetimizi gölgeleyecek hiçbir ilişki ağının içinde olmadık. Birkaç belediye daha alalım diye ilkelerimizi çiğnemedik, el avuç açmadık, aman demedik, beka ağırlıklı siyasetimizi karalamadık. Ya beka ya bela seçiminde, sonuna kadar beka diyeceğimizi, bu uğurda her fedakârlığı yapacağımızı sakın ha aklınızdan çıkarmayınız. Empati yapacağız, mert olacağız, samimi olacağız, ahlaklı olacağız, erdemli olacağız, adam gibi adam olacağız. Millet ne diyorsa ona kulak vereceğiz.”

MİLLİ VE TARİHİ TEHDİT

Güney sınırlarımız boyunca çok tehlikeli ve milli bekamızı doğrudan etkileyecek bir kumar oynanmaktadır. MHP’nin, bu kirli oyunun bozulması için ne söylediği, ne yaptığına bütün dünya şahittir. Sayın Bahçeli, bir defa daha oynanan oyuna ve karşı karşıya kaldığımız tehlikeye dikkat çekti: “Fırat’ın doğusuna yönelik operasyon taahhüdümüz tehir edilmekle birlikte tavsamaktadır. Altını bir kez daha kalın olarak çiziyorum ki, Kürt kökenli kardeşlerimizin kan döken, cana ve mala kast eden hiçbir katille en küçük bağ ve bağlantısı yoktur, olamayacaktır. ABD, Fırat’ın doğusunu baz ve esas alarak bir terör haritası çizmek, özerk bir yapı kurmak, yeni bir Barzani modeli inşa etmek heves ve hedefindedir. Suriye’nin kuzey ve kuzeydoğusunda, Cerablus’tan Derik ve etrafını çevreleyecek ve derinlemesine inecek şekilde Fırat’ın doğusundaki her yerleşim biriminde etnik köken ağırlığına göre bir yönetim tasarımı gündemdedir. Bu, Suriye’nin parçalanması demektir. Bu, Kürdistan’a yeni bir adımdır. Bu, Türkiye için milli ve tarihi bir tehdittir. Bedeli çok ağır olacak bir bölüşüm ve paylaşım süreci önümüzdedir.”,

GERİ ADIM ATMAYIZ

Trump, 20 millik, yani yaklaşık 30 km derinliğinde bir güvenli bölgeden bahsetmiştir. Hükümet ise buna müspet yaklaşmıştır. Sayın Bahçeli’nin bu konuda söyledikleri bir tavsiye değil, hükümetin mutlaka dikkate alması gereken hayati uyarılardır: “Şayet, kurulacak ve oluşturulacak güvenli bölge tamamen Türkiye’nin denetim ve kontrolünde olacaksa, üstelik terörle tavizsiz bir mücadele sürecekse diyeceğim bir şey yoktur. Hatta temennim, bu 30 km’lik güvenli alanın Suriye’nin istikrar ve iç barışa ulaşasıya kadar hâkimiyetimiz altında bulunmasıdır. Güvenli bölge stratejisini biz kurmuşsak, biz hazırlamışsak, biz sahaya ve masaya taşımışsak mesele yoktur. Kuralı koyan, kozlarını kullanan, caydırıcılığını gösteren, yaptırımını ispat eden, siyaset ve diplomasiyle bir adım önde, bir tık üstte yer alan bizsek hiçbir kaygıya da mahal olmayacaktır. Ancak, ABD’nin yazdığı kanlı senaryoya kanıp, terör örgütlerine göz yumacaksak, güvenli bölge diye tampon bölgeye tamam diyeceksek, aynısı Körfez Savaşı’ndan sonra yaşandığı gibi, yeni bir uçuşa yasak bölge kararına zımnen onay vereceksek, herkesi uyarıyorum ki, bugüne kadar yaptıklarımızın üzeri bir kalemde çizilecektir. Tehlike bu kadar ciddi, bu kadar yakındır. Hepsinden önemlisi, Irak ve Suriye’den sonra sırayı, Allah muhafaza, Türkiye alabilecektir. Biz terörle mücadele sürecinde ön şartsız devletimizin ve hükümetimizin yanındayız. Süreç nereye gidiyorsa gitsin, nereye dayanırsa dayansın, neyi gerektiriyorsa gerektirsin, ama haklı davamızdan, beka mücadelemizden kesinlikle dönmemeliyiz, kesinlikle geri adım atmamalıyız.”