"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Vazgeçilemeyen hastalık, kavmiyetçilik

Naci TEPİR
15 Kasım 2018, Perşembe 00:19
Yakın tarihte, 1789 Fransız İhtilâli ile ortaya çıkan, gittikçe önce Avrupa’ya, daha sonra bütün dünyaya yayılan ve insanlığı mahvetmeye devam eden bu öldürücü hastalık, dünyanın, hususuyla da ülkemizin başına büyük bir belâ olmuştur.

Bidayette Çarlık Rusya’sı (Rus Krallığı), 19. asrın başlarında (1805’den itibaren) önce Sırpları sonra Yunanlıları kışkırtarak, Osmanlı Devleti’ne karşı isyan ettirdiler. Neticede, Sırp ve Yunan devletlerini kurdurarak Osmanlı Devleti’nden ayırdılar. Daha sonraki yıllarda, Osmanlı’nın en sadık tebaası (vatandaşı) olan ve asırlarca ünsiyet etmiş ve refah içerisinde yaşayan Ermenileri kışkırtmaya başladılar. Neticede isyan eden Ermeniler, hem kendilerini perişan ettiler, hem de Müslüman halkımıza büyük zulümlerde bulunmuşlardır. 

Bir yandan bu bölücü kışkırtmalar devam ederken, diğer taraftan İngilizler ve Fransızlar da boş durmuyor, Osmanlı Devleti’nin iç işlerine karışıyorlardı. 

Bilhassa İngilizler, Arapları Osmanlıların aleyhine kışkırtıyorlardı. Bütün bu menfi faaliyetlerle ırkçılık mikrobu, ülkemiz açısından büyük zararlara yol  açmıştır. Diğer taraftan 1. ve 2. Dünya Savaşlarının çıkmasında da büyük rol oynamıştır! İşte, bu gün ülkemizin başına büyük bir belâ olan terörün elindeki en büyük koz, -Resmî ideolojinin de maalesef benimsediği- Tarihî ırkçılık hastalığıdır! 

IRKÇILIĞIN RESMİYETE YANSIMASI

Bilindiği gibi, ülkemizde halkın tahsil ihtiyacını temin ve idare eden eğitim ve öğretim sisteminin bu gün resmiyetteki ismi “Millî Eğitim”dir. Önceleri bu isim “Maarif”1 olarak telâffuz edilmekte idi. 1960 darbesinden sonra, ırkçılık fikrini ön plana çıkaran Millî Eğitim ismi verilmiştir. Yani, ülkemizde eğitim ve öğretim işlerini yürüten devlet dairesinin ismi, önceleri “Maarif Vekâleti” iken, 1960’dan sonra “Millî Eğitim Bakanlığı” olarak değiştirilmiştir. Bu elbette ki tesadüfi olmamıştır! 

Kendi menfaatleri icabı, ülkemiz üzerinde büyük emeller besleyen ve büyük oyunlar oynayan ezelî düşmanlarımızın (Darbeler de onların desteği ile yapılmıştır.) ve kurtarıcı maskesi altındaki onların hain yerli işbirlikçilerinin plânıdır. Bunların vahşi metotları “böl, parçala, yut” prensibine dayanmaktadır. Bunun da en kolay yolu, tefrikacılık veya bölücülüktür! Bu iş için en tesirli silâh da menfi milliyetçilik olan “ırkçılık” veya “kavmiyetçilik”tir. 

YETKİLİLERİN ÜZERİNDEKİ MESULİYET VE VEBAL

Gittikçe kangrene dönüşen ve çok büyük maddî ve mânevî kayıplara yol açan bu hastalığa engel olunması şarttır! Engel olmanın biricik yolu ise “Müsbet Eğitimden” geçmektedir! Aksine, birçok yönden büyük zararlara yol açan bu çürük sistemin devamında hiçbir maslahat ve fayda yoktur! Meselâ, iki sene önce kaldırılan “Andımız” isimli o hoyrat parçanın tekrar tatbike konulması, hangi düşünce ve maslahata dayanmaktadır? Kimlerin arzusudur? Yoksa, kuru bir aferin almak için mi?!

Müsbet eğitim ise, her türlü militarist fikir, görüntü ve yasaklardan ayıklanmış, maddî ve mânevî yönüyle olgun, hür düşünceli aydın vatandaş yetiştiren ve bütün insanlığa yarayışlı olan bir eğitim sistemidir. 

Asıl tedbir de budur!

Dipnot:

1- Maarif; tahsil ile kazanılan ilim, bilgi, malûmat, kültür, marifetler ile bu işleri yürüten devlet dairesine verilen isim.

Okunma Sayısı: 1286
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı