|
Valla iyi yedik

Unutulmaz bir maç izledik Salı akşamı.

Bir tarafta yıllardır göze hoş gelen futbol ekollerinden midir, tıpkı bizim gibi esmer ve sıcakkanlı insanlar oluşlarından mıdır yoksa TV ile ilk tanıştığımız yıllarda tribün oluşturarak izlediğimiz Brezilya dizilerinden midir bilinmez içten içe sempati beslediğimiz Brezilya; diğer tarafta ne onlarla ne de onlarsız, iç içe geçmişliğimiz ve özellikle de gurbetçilerimiz sebebiyle hep bir tarafından bize yakın olan Almanya.

Güzel bir maç olacağını belki de erken final olacağını tahmin ettiğimiz ve heyecanla televizyonlarımızın başında yerimizi aldığımız bir futbol resitaliydi beklediğimiz. Evet unutulmaz oldu ama böyle bir maç ve sonuç en çılgın komplo teorisyenlerinin bile tahminlerinin çok uzağındaydı.

Yapımında 130 bin kişilik olarak tasarlanmış, 1997 yılında 132 bin 834 seyirci ile ulaşılması zor bir dünya rekoruna ev sahipliği yapan ancak Dünya Kupası öncesi standartlara uygun hale getirilmek için 61 bin seyirci kapasitesiyle restore edilen meşhur Mineirao Stadı"nda ezici bir üstünlükle ev sahip takım taraftarları yerlerini almıştı. Maç öncesi milli marşlarını hep bir ağızdan ve coşkuyla söyleyen Sambacılar, ne yalan söyleyelim bize hepimizde elim bir hatırası olan İsviçe maçını hatırlattı. Nitekim sonuç da bizimkinden çok daha büyük bir hayal kırıklığı olarak tarihteki yerini aldı.

Gol oldu, tekrarını izlerken çayımızı almaya kalktık yine gol oldu, bir telefonumuza baktık yine gol oldu, neler oluyor böyle dedik yine gol oldu. Bu böyle devam etti ilk yarı boyunca. Sonrası malum. Kabullenilmiş ve geri dönüşü olmayan zafer ve hezimetlerin ortak özelliği olarak iş mizaha dönüverdi hem sosyal medyada hem de arkadaş sohbetlerinde. Keşke 5"te devre olsaydı diyen mi dersiniz yoksa RTÜK"ü göreve çağıran mı ararsınız? Futbolseverlerin tekmili birden konuyla ilgili espriler üretmeye başladı. Zeki milletiz vesselam, çok başarılı olanları da vardı aralarında.

Maç bittiğinde hem şaşkınlık hem de olağanüstü bir durumla karşı karşıya olduğumun bilinciyle garip bir hoşnutluk hali içerisindeyken, gözümün önüne çok sevdiğim bir Yiğit Özgür karikatürü düştü. Malum karikatüristler ve mizahçıların en önemli özelliğidir çoğumuzun farketmediği ufak detayları gözlemleyebilmeleri. Tıpkı her annenin birbirinden habersiz bir şekilde eve gelen çocuğunu gördüğü halde "Geldin mi yavrum?" sorusunu sorması gibi çok lezzetli bir yemek sonrası ortak tepkimizdir "valla iyi yedik!" benzeri sözler sarfetmek. Yiğit Özgür bu karikatürü resmedene kadar belki farkında da değildik bu garipliğimizin.

Portekizceye çevirip Brezilyalı dostlarımıza gönderebilsek bu karikatürü biraz zaman sonra, hoşlarına mı gider sinirlenirler mi bilmiyorum ama ertesi günkü takım kahvaltısından sonra bu sahnenin bir benzerinin canlanması ihtimali oldukça komik geliyor insana:

Sırayla Brezilyalı futbolcular elleri de hafif göbeklerinin üzerinde söze giriyorlar:

-Yalnız iyi yedik!

-Baya yedik!

-Fakat ne yedik bee!

-Kabul edelim güzel yedik!

10 yıl önce
Valla iyi yedik
İş sağlığı ve güvenliğine devlet desteği
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!