Uyku farkındalığın (uyanıklığın) ve çevreye yanıtın geri dönüşümlü olarak azaldığı, periyodik ve fizyolojik bir durumdur. Uyku yalnızca vücudun dinlenmesini sağlayan hareketsizlik hali değil, bizi bir sonraki güne hazırlayan aktif bir yenilenme sürecidir. Bu yüzden de uyku, sağlık ve yaşamımızın iyi bir şekilde devamı için olmazsa olmaz öneme sahiptir. İnsan her yaş dönemlerinde farklı uyku sürelerine ihtiyaç duyar. Yeterince uyuyan insanların dinlenmeden uyanmaları, hatta neredeyse uyumadan önceki durumlarından daha yorgun ve bitkin uyanmaları bir konuyu gündeme taşımıştır. O da uyku kalitesidir. Uyku kalitesi, son yıllarda uyku süresinden daha önemli olduğu kabul edilen ve çok sayıda çalışma yapılan bir konudur. Uyku kalitesi, zihinsel ve fiziksel sağlığımızı, hayat kalitemizi korumamıza yardım eder ve başarımız hatta güvenliğimiz için gereklidir.

Uyku beynin bir fonksiyonu olup farklı süreçleri içermektedir. Uykunun en küçük birimi olan döngüde 5 ayrı safha bulunur ve bu döngü bir gecelik uykuda 5-6 kez tekrarlanır. Bu safhaların her birinde göz hareketleri, kas tonusu, vücut hareketleri ve beyin aktivitesi birbirinden farklı olduğu gibi her bir safhanın oranı ve fonksiyonu da birbirinden farklıdır. Rüyalar her safhada görülmez ve görüldüğü safhaya göre birbirinden ayrılır. Yapılan çalışmalarda uyku kalitesinin, çocuk ve erişkinlerde büyüme gelişme ve akademik başarı üzerine etkisi ortaya konulmuştur. Uyku kalitesi dediğimiz olgu, beynimizin bir gecelik uykuda yaşamak zorunda olduğu normal kalıp ya da modeldir. Bu modeli bozan faktörler uyku kalitesini olumsuz etkiler. Uyku kalitesini ölçmede bir takım ölçekler geliştirilmiştir. Bunlardan biri 'Pittsburg Uyku Kalitesi İndeksi'dir. Bu indekste sorulan sorularla uyku kaliteniz tespit edilebilmektedir. Eğer uzun süren uyku kalite sorununuz varsa, mutlaka profesyonel yardım alınmalıdır. Uyku kalitesini etkileyen bazı faktörler vardır. Öncelikli olarak fiziksel koşullar; oda sıcaklığı, ışık oranı, nem, ses, oksijen miktarı, uygun yastık, yorgan ve yatak kullanımı gibi faktörlerdir. Bunlarla ilgili tedbir almak kolay ve hekim yardımı olmaksızın değiştirilebilir. Bir başka faktör, duygu durumu; uyku kalitesini etkileyen en önemli faktördür. Sevinçlerimiz, üzüntülerimiz, kimseyle paylaşamadıklarımız bizi uyutmayabilir. Bu sorunları uyumaya gitmeden önce ya çözmeliyiz ya da bir sonraki gün görüşmek üzere rafa kaldırmalıyız. Eğer bunu kısa sürede başaramıyorsak kesinlikle profesyonel yardım almalıyız. En son faktör; sağlık durumu, ağrı ve uyumaya engel olan sağlık problemleri, yediğimiz ve içtiğimiz gıdaların oluşturduğu etki, uyku kalitesini olumsuz etkiler ve mutlaka kısa süre içerisinde çözüme kavuşturulmalıdır. Türkiye'de yapılan çalışmalarda, genç erişkin ve erişkinlerin %50'sinde uyku kalitesi bozuk olarak bulunmuştur. Bu oldukça yüksek bir rakamdır. Uykuyu sessiz ve önemsiz bir dönem kabul edip göz ardı etmek hayatımızdaki birçok şeyi olumsuz etkiler. Bu konuda toplumda bir farkındalık oluşturup kontrol edilebilir faktörlerin düzeltilmesi ile sorunun büyük bir kısmını çözebiliriz. Unutmamak gerekir ki uyku bir sonraki günün yatırımı ve ruh-beden sağlığımızın aynasıdır.