Umutlar ve gerçekler ve terk edilmemesi gerekenler

25 Haziran 2018 Pazartesi

Ağır ağır verilen kararlar...
Zamana bırakılan değişimler...
Yerli yersiz tereddütler...
Küçüklü büyüklü hesaplar...
İnançlar, alışkanlıklar, inatlar...
Kaderi, küçük farklarla birbirine bir yaklaşıp bir uzaklaşan yüzdeler arasında gidip gelen bir ülkenin karnesine böylesi olağanüstü durumlarda düşük not olarak yazılır.
İstediğiniz kadar “Aslında kazandık” deyin...
Ve gerçekten de bu olağanüstü şartlarda çıkan sonuçlar “gerçekten kazandığınızın” işareti olsun...
İktidar hızla kan kaybetsin, eski saltanatı kalmasın, geleceği kararsın...
Yine de siz kaybederek kazandığınız ve kazanarak kaybettiğiniz şeyin ne olduğunu doğru tespit etmediğiniz sürece gerçekten kaybedersiniz.
Seçim gecesi saat 22.00’de muhalefet lideri mütemadiyen “Sandıkları terk etmeyin” diyorsa, müşahitler “Sandıkları tek etmeyin” diyorsa, seçmenler “Sandıkları terk etmeyin” diyorsa...
Herkes birbirine terk etmekten ve terk etmemekten bahsediyorsa...
Ve bir ülke topluca “terk etmek ya da etmemek” üzerine düşünmek zorunda kalmışsa, artık bir şeyleri anlamak gerekir.
Hep görmezden gelinen ve mütemadiyen tekrarlanan bir hata yine yapılıyor demektir.
Çoğunluk yine bu hatayla yüzleşmek istemeyecek.
Ve önü arkası düşünülmeden kapılan heyecanlarla yetinilerek geçirilen süreler meselenin çözümüne hayal edildiği gibi hizmet etmeyecek.
Politik meseleleri, tüm hayati meseleler gibi, karamsarlık ve iyimserlik arasında sündürmeye alışık zihinler, olana bitene gerçeğin penceresinden bakmaya yanaşmayacak.
Tüm tereddütlerinizle birlikte, alışkanlıklarınıza, korkularınıza, boş vermelerinize, kaygısızlığınıza, inançlarınıza, ahlakınıza ve hamasi umudunuza hırsla sahip çıkarsanız, nihayetinde zararla baş başa kalırsınız.
Bir seçime değil bir savaşa girermiş gibi gerginleşen bir ülkede...
Seçim sonuçları eğer bir ölüm kalım meselesiyse...
Ölmek ve kalmak tam olarak ne demek iyice düşünmek gerekir.
Seçim gecesi saat 22.00’de, dilden dile dolaşan ve “sandıkları terk etmeyin” diyen bir cümle ne anlama gelir, onu da düşünmek gerekir.
Bu ülke...
Tedirgin bir seçimin gölgesinde, kendi kaderini tayin mi ediyor, sabote mi, defalarca sormak gerekir.
HDP’nin bu seçimlerde barajı aşıp Meclis’e girmesi ne kadar sevindiriciyse...
İlk turda Millet İttifakı’nın, Cumhur İttifakı’nı büyük bir farkla ezip geçmiş olmaması da o kadar düşündürücü olmalıdır.
Sandıkta bir devrim yaşanmaması içimize oturmadığı sürece, silkinemeyeceğimiz bir uyku sersemliğinin gölgesinde geçecek nice seçimlere girip girip çıkacağız ülkece.
Şimdi eğilip bir bakın...
Ayağınıza dolanan ve yüzde altmışlık bir oranla iktidarı sırtınızdan atmanıza engel olan nedir?
Bundan sonra nasıl bir akılla bu iktidar sınırlarda dolaşmayan bir fark yaratılarak hızla alaşağı edilir?
Sandıkları terk etmeyin.
Umudu da terk etmeyin.
Ama bu arada gerçekleri sakın görmezden gelmeyin.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yanık saraylar 4 Ağustos 2021
Patron çıldırdı 30 Temmuz 2021

Günün Köşe Yazıları