Tüm dünyada olduğu gibi; ülkemizde de koronavirüs (KOVİD-19) vakasını önleyeyecek aşı bulma, aşı geliştirme çalışmaları bünü hızıyla sürüyor.  Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, 6 üniversiteye aşı için çağrıda bulundu. Bunlardan biri de Boğaziçi Üniversitesi. Türkiye, 12 ay içinde yerli aşı geliştirmeyi hedefliyor. Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nesrin Özören ekibiyle birlikte laboratuvarında yaklaşık 10 yıldır aşı üzerine çalışmalar yürütüyor. Özören ve ekibi Çin, ABD, Japonya ve Avrupa’dan patent aldıkları yeni aşı teknolojisini Kovid-19 virüsüne karşı kullanmak üzere TÜBİTAK’tan onay bekliyor. HAZIR TEKNOLOJİMİZ VAR Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank başkanlığında 17 Mart’ta çeşitli üniversitelerde aşı üzerine çalışmaları olan bilim insanları koronavirüs gündemiyle bir araya geldiler. Toplantı sonrasında yerli aşı için çalışmalar hızla başladı. Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Moleküler Biyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Nesrin Özören, hazırladıkları projeyi Aydınlık’a anlattı: “Mikroba karşı vücudumuzda bulunan bir protein olan ASC’nin meydana getirdiği iplik yapılar birbiri üzerine katlanarak yumak benzeri sağlam bir yapı oluşturuyor. Mikroküre dediğimiz bu yapının içine virüsten belirli parçaları koyacağız. Daha önce grip virüsü H5N1 için kullandık. Çin, ABD, Japonya ve Avrupa’dan patent aldık. Bu yapının, farelerin immün yanıtını tetiklediğini biliyoruz. Bu bilgi ve mikroküre yapının sağlamlığı bizim avantajımız. Yürüyen bir bant var. Bantın üstünde daha önce çalıştığımız grip virüsü yerine koronavirüsünü çalışacağız. Bu bakımdan, aşı hızlı gelişebilecek. Ancak yeni virüsle de hayvan deneyleri ve sonra insan deneylerinin de yapılması gerekiyor.” ‘GELECEK YILLAR İÇİN GEREKLİ’ Aşının laboratuvarda çalışıldıktan sonra da hayvan ve insanla üzerinde denenmesi gerektiğini ifade eden Özören, “Doz çalışması ve yan etkiler inceleniyor. En son insanlar üzerinde test ediliyor. 5 yıl sürecek aşı çalışması salgın nedeniyle 12 aya indi. Bu virüs yok olmayacak gelecek yıllarda da dolaşmaya devam edecek. Aşı gelecek yıllarda korunmak için gerekli” dedi. Prof. Dr. Nesrin Özören, projeyi hazırlayıp TÜBİTAK’a teslim ettiklerini söyledi. Özören ve ekibi projenin bu hafta onaylanmasını umuyor. Özören, “Onaylandığında hızla çalışmalara başlayacağız” diye konuştu. ‘İLAÇ ÜZERİNE ÇALIŞAN EKİPLER DE VAR’ Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank başkanlığındaki toplantıya katılan bilim insanlarının yanı sıra başka aşı çalışmaları da devam ediyor. Üniversitelerdeki ekipler, projelerini yazarak TÜBİTAK’a iletiyorlar. Özören, “Toplantıda bir konsorsiyum oluştu. Bu konsorsiyum içindeki ekipler, çalışmaları sırasında birbirinden bilgi ve destek alacaklar. Bunlar arasında ilaçla ilgili çalışacak ekipler de var. Onların çalışmaları 3-4 ay gibi daha kısa süre içinde sonuçlanacak” dedi. İKİ GÜNDE 4 BİN GÖNÜLLÜ Türkiye’de test sürecini hızlandırmak amacıyla biyologlar harekete geçti. Moleküler Biyoloji Derneği, Biyologlar Dayanışma Derneği, Türkiye Biyologlar Derneği, Ekoloji ve Evrimsel Biyoloji Derneği, Tıbbi Biyoloji ve Genetik Derneği bir araya gelerek gönüllü çağrısında bulundu. Türkiye’de üretilen PCR testinin yapılması uzmanlık gerektiriyor. Bütün hastanelerde test yapılamıyor. Bunu gören Moleküler Biyoloji Derneği, 4 dört dernekle birlikte Türkiye çapında biyologlara gönüllü çağrısında bulundu. İki günde 4 bin gönüllü “Ben de varım” dedi. Önceki gün İstanbul’daki laboratuvarlarda 10 kadar gönüllü İl Sağlık Müdürlüğü’nün görevlendirmesiyle çalıştı. BAKANLIKTAN GÖREV BEKLİYORLAR Moleküler Biyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Nesrin Özören, “Ne kadar gizli kalsa da çok kıymetli moleküler biyoloji, tıbbi biyoloji, biyokimya uzmanları olarak bizler de bu ülkede varız. Çoğumuz işsiz de olsa bu zor zamanda ülkemize destek olmak için harekete geçtik. Bu testleri yapabilecek kapasitedeyiz” dedi. Özören, “4 bin gönüllü arasından yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitimi olanları bir grup yaptık. Bunlardan İstanbul’da olanları Halk Sağlığı Müdürlüğü aracılığıyla laboratuvarlarda görevlendirildi” dedi. Özören bundan sonrası için de görev beklediklerini anlattı: “Gönüllü olmak isteyen çok kişi var. Bundan sonra halk sağlığı müdürlüğünden istek gelirse destek vermeye hazırız. Hastanelerde çalışmak için davet bekliyoruz. Gerekirse hızlı test de yaparız.” Türkiye’de aşı için ilk adım Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın koronavirüse karşı mücadelede tüm kurum ve kuruluşların çalışmalarını destekleyeceklerini açıklamasının ardından Hacettepe, Erciyes, Ankara Üniversitesi Kanser Araştırma Enstitüsü, TÜBİTAK MAM ve Acıbadem’de seferberlik başladı. Acıbadem Labcell Hücre Laboratuvarı Direktörü Prof. Dr. Ercüment Ovalı, koronavirüsü atlatmış kişilerden elde edilecek olan immün plazmayı 12 hasta üzerinde denemek için klinik çalışmalara başlayacaklarını duyurdu. Ovalı, “Aşı, klinik test aşamasında aksilik olmazsa mayıs sonunda gelmiş olacak” dedi. Sağlık Bakanlığı geçtiğimiz günlerde Türkiye’de koronavirüse karşı aşı ve diğer çalışmaları yapmak isteyen tüm kurum ve kuruluşlara destek vereceklerini açıklamıştı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Bu anlamda altı üniversite ve bir merkeze çağrı yapıldı ve önümüzdeki günlerde bu üniversite ve merkezlerin ihtiyaçlarına göre hiç bu anlamda herhangi bir kısıtlamaya gitmeden, hepsinin önünü açacak şekilde bir destek sağlayacağız” demişti. O kurumları da şöyle sıralamıştı: “Hacettepe, Erciyes, Ankara Üniversitesi Kanser Araştırma Enstitüsü, TÜBİTAK MAM ve Acıbadem.” Sağlık Bakanlığı’nın destek vereceği kurumlar arasında yer alan Acıbadem Labcell Hücre Laboratuvarı Direktörü Prof. Dr. Ercüment Ovalı’dan müjdeli haber geldi. Prof. Ovalı, “kahramanlar” dediği ekibiyle birlikte çalışmalarını sürdürürken; koronavirüsü atlatmış kişilerden elde edilecek olan immün plazmayı 12 hasta üzerinde denemek için klinik çalışmalara başlayacaklarını duyurdu. Prof. Dr. Ovalı, bakanlıktan onay beklediklerini belirtti. Ovalı, “Aşı, klinik test aşamasında, bir aksilik olmazsa mayıs sonunda gelmiş olacak” dedi. Prof. Dr. Ercüment Ovalı, geçtiğimiz günlerde de sosyal medyadan, “20 güne kadar viral inaktive Kovid-19 konsantre immün plazma koruyucu ve tedavi amaçlı olarak klinikte test etmeye başlıyoruz. Bu amaçla bizler de ABD’de olduğu gibi hastalığı yenen yurttaşlarımızı hayat kurtarmak için plazma bağışına davet edeceğiz” çağrısında bulunmuştu. ‘İlk bulgular çok umut verici’ Çalışmada vücutlarının ürettiği antikorlarla Kovid-19’u yenenlerden alınacak antikorların, vücutları antikor üretemeyen hastalara nakledilmesi esas alınıyor. Prof. Dr. Ercüment Ovalı, 28 kişilik ekibiyle sürdürdüğü çalışmalar hakkında şunları söyledi: “Bakanlığa beş proje sunduk. Bunlar, KOVID 19 immun plazma üretimi, tedavide i-16 blokörünün kullanılması, aşı geliştirilmesi, virüs spesifik T hücre ile hastalığın kontrol edilmesi ve akciğerde akut solunum yolu sıkıntısı tedavisinde kök hücrenin kullanılması. Aşı ve immunglibulin (antikor tedavisi) projeleri onay aldı. IL6 tedavinin bir parçası olarak kullanılıyor. IL16 ile kök hücre altı hastada kullanıldı ve ilk bulgular çok umut verici oldu. Sonuçta önerdiğimiz projeler bir bir hayata giriyor. Aşı da mayıs sonunda klinik test aşamasında bir aksilik olmazsa gelmiş olacak.” Kahramanlarıyla birlikte savaşıyor “Kahramanlar” dediği ekibiyle çalışmalarını sürdüren Prof. Dr. Ercüment Ovalı şunları anlattı: “Salgın nedeniyle personelin yüzde 50’sini izne çıkarmıştık. Kovid-19 ile ilgili sadece proje yapmıştık ve bakanlıktan onay bekliyorduk. Bulut Yurtsever beni arayıp, ‘Hocam bir şey yapamaz mıyız’ dedi. ‘Kovid-19’u hastalardan izole etmeye, aşı üretimine var mısınız? Virüsle temasa hazır mısınız’ dedim. Küçük bir tabur gibi dizilip görev istediler. Labcell’in 28 kahramanı, Derya Kancağı, Gözde Sır, Cihan Taştan, Bulut Yurtsever öncü oldular. İki aya kadar yerli aşıyı ve hiperimmunglobini klinik testler için hazır etmeye söz verdiler. 6 Nisan’da ilk Kovid-19 spesifik immun plazma, 12 hastanın tedavisi için bir klinik çalışmada kullanılmaya başlanıyor. Bakanlığın cevabı yarın belli olacak. Bu ülke hep kahramanların sırtında yükselmiştir. Ah şu çılgın Türkler.”