Giriş

Havayolu taşımacılığı günümüzde büyük kitlelerin oldukça geniş alanlar dahilinde ulaşımını sağladığı bir sektör haline gelmiştir. Sektörün ve yolcu miktarının büyümesiyle, taşımacılıktan kaynaklı hukuki uyuşmazlık sayısı da artmaktadır.

Havacılık uluslararası bir sektör olduğu için havayolu taşımacılığına uygulanacak hukuk kuralları da nispeten uluslararası bir boyut arz etmektedir. Sivil havacılığa dair uluslararası normlara uygun ulusal hukuk normlarımız yürürlükte bulunsalar da uluslararası uçuşlarda durum karmaşıklaşabilmektedir.

İşbu yazımızda gerek iç hatlar, gerekse dış hatlar dahilinde yapılan yolculuklarda yaşanan; uçağa alınmama, alt sınıfta uçma, rötar ve iptaller sebebiyle yolcuların sahip oldukları tazminat hakları ile bunların talebi halinde uygulanacak hukuk, uygulamadan da örnekler verilerek ortaya konulmaya çalışılacaktır.

Uygulanacak Hukuk

Konuya dair çokça uluslararası sözleşme ve sair düzenleme bulunmakla birlikte, havayolu yolcu taşıma sözleşmesinde taraflarının borç ve yükümlülüklerini düzenleyen esas sözleşmeler; Varşova Konvansiyonu(Lahey Protokolü ile değişik) ve bu sözleşmenin daha da geliştirilmiş yeni bir versiyonu olan Montreal Konvansiyonu’dur. Her iki sözleşmeye taraf olan devletler genellikle aynı olmakla birlikte, Montreal Konvansiyonu’na taraf olmayan devletlerle irtibatlı uçuşlardan kaynaklı uyuşmazlıklar halen Varşova Konvansiyonu hükümlerine göre çözümlenmektedir. Öyleyse her iki sözleşmenin de yürürlükte olduğu söylenebilir.

Sivil havayolu taşımacılığına uygulanacak esas normlar uluslararası normlardır. Anayasa md. 90 gereği zaten durum böyle olmakla birlikte taşımacılık uluslararası yapılıyor ise ister istemez zaten bu uluslararası normlar gündeme gelmektedir. Burada dikkat edilecek husus şudur; Montreal Konvansiyonu gibi bazı sözleşmeler münhasır olarak uluslararası taşımacılığa ilişkindir. Uluslararası normlar ile paralel düzenlemeler içeren 2920 s. Türk Sivil Havacılık Kanunu ve ilgili yönetmelikler ise genel olarak ister uluslararası ister ülke içi olsun Türk hava sahası üzerinde gerçekleşen sivil havayolu taşımacılığına dair hükümler içermektedir.

Dolayısıyla iç hat uçuşlarından doğan tazminat davalarında Türk Sivil Havacılık Kanunu ve ilgili yönetmelikler uygulama alanı bulurlar.

2920 s. Kanun md. 106 gereğince, iç hat taşıma sözleşmelerinde TSHK’nın eksik bıraktığı hususlarda uluslararası mevzuat öncelikle uygulama alanı bulur. Uluslararası  mevzuat hükümlerinde de boşluk olduğu zaman TTK hükümleri uygulanacaktır.

Sivil havayolu taşımacılığından kaynaklanabilecek tazminatlar; cismani zararlar, kargo-bagaj-yük taşımacılığından kaynaklı zararlar, gecikmeden yahut uçuş iptalinden kaynaklı zararlar, havalimanında meydana gelen zararlar yahut sair zararlardan kaynaklanabilir. Uluslararası normlar özellikle kargo-bagaj taşımacılığı ve gecikme ile cismani zararlardan kaynaklı tazminatları düzenlemiştir. Uçağa alınmama ve uçuş iptalinden kaynaklanan tazminatlar ise Havayolu ile Seyahat Eden Yolcuların Haklarına Dair Yönetmelik(SHY Yolcu) ve Yolcu Hakları Uygulama Esasları Genelgesi hükümlerince düzenlenmiştir.

Bu konudaki mesele şudur; uluslararası normlar yolcuların sahip oldukları tazminat haklarını düzenlerken yetkili mahkemeyi ve tazminatın üst sınırı(çekme hakkı kuralı) gibi belli başlı hususları ‘’çatı norm‘’ olarak ulusal düzenlemelerin üzerinde bir bağlayıcılıkta belirlemektedir. Rötar durumu, bagaj hasarları ve gecikmeleri konusu buna örnektir.

Uçuş iptali gibi bazı durumlarda ise uluslararası çatı normlarda bir düzenleme bulunmadığından uyuşmazlık ulusal düzenlemeler çerçevesinde çözümlenecektir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi de 2014/8627 s. kararında uçuş iptaline yönelik uluslararası bir düzenleme olmadığından genel hükümlerin (TTK dolayısıyla TBK) uygulanması gerektiğine hükmeden yerel mahkeme kararını onamıştır.

Konumuz aşağıda, uygulanacak hukuk kuralları da belirtilerek yalnızca Türk menşeli şirketler tarafından bizzat yahut anlaşmalı olarak yapılan hava taşıma sözleşmeleri açısından değerlendirilecektir.

Yönetmelik(SHY-Yolcu) Türkiye’den kalkış yapan yabancı firmalar dahilinde yapılan uçuşları da kapsayan hükümler içerse de yabancı şirketlere karşı açılacak davalarda uluslararası düzenlemelerin ötesinde milletlerarası özel hukuk kuralları ile özellikle yabancı ülkenin havacılık mevzuatı değerlendirilerek hareket edilmelidir. Konumuz açısından düşünürsek, Avrupa Birliği üyesi ülkeler için büyük ölçüde yönetmelik hükümlerine paralel düzenlemeler içeren mevcut bir Tüzük(261/2004)  bulunmaktadır ve tüzüğe AB mevzuatına erişilebilen resmi internet sitesinden kolayca ulaşılabilmektedir. Fakat tek tek ülke mevzuatlarını değerlendirme imkanımız bulunmadığı için aşağıdaki açıklamalar Türk menşeli şirketler ile yapılan havayolu yolcu taşıma sözleşmeleri açısından değerlendirilmelidir.

Uçağa Kabul Edilmeme, İptal ve Rötar Kavramları

TTK md. 850 ve diğer maddeleri taşıma sözleşmelerini genel olarak düzenlemişse de hava taşıma sözleşmesine dair özel hükümler Montreal Konvansiyonu md. 3 ve 2920 s. Kanun md. 107’de bulunmaktadır. Bu özel hükümler yolculara verilecek bilet ve içeriğini belirler. Her ne kadar bu hükümlerde biletlerde bulunması gereken zaruri unsurlar arasında ‘’uçuşun yapılacağı zaman‘’ kaydı yer almasa da mantık gereği biletlerde bu kayıt yer almaktadır. Biletin bulunmaması hava taşıma sözleşmesinin olmadığına kanıt olamaz ise de bir uçuşun iptal edildiğini, yolcunun uçağa alınmadığını ya da uçuşun rötarlı gerçekleştiğini kanıtlayabilecek temel delillerden biri bilet ve üzerinde yer alan uçuş bilgileridir.

Uçağa kabul edilmeme, iptal ve rötar kavramları öncelikle SHY-Yolcu bağlamında, daha sonra ise Montreal Konvansiyonu ve genel hükümler bağlamında açıklanacaktır.

SHY-YOLCU :

Yalnızca motorlu ve sabit kanatlı hava araçlarıyla taşınan yolcular için geçerli olan bu yönetmelik; (Hava araçları sınıflandırması için bkz. Hava Aracı Milliyeti ve Tescil İşaretleri Talimatı ve ekli tablolar)

Türk menşeli hava taşıma işletmelerinin ülkemiz havaalanlarına/havaalanlarından, yabancı menşeli hava taşıma işletmelerinin ise Türkiye’deki havaalanlarından gerçekleştirdikleri tarifeli/tarifesiz tüm uçuşlarda, ilgili uçuş için onaylanmış rezervasyona sahip olan ve ;

1) Hava taşıma işletmesi, tur operatörü veya yetkili bir seyahat acentesi tarafından önceden ve yazılı olarak (elektronik ortam da dahil olmak üzere) belirtilen saatte ve öngörülen şekilde veya

2) Havayolunun bileti satışta belirttiği süreden önce veya herhangi bir zaman belirtilmediği takdirde, yolcuların ilan edilen hareket saatinden en geç kırk beş dakika önce,

-6 ncı maddede belirtilen uçuş iptalleri durumu haricinde uçuş öncesi kontrole (check-in) başvuran yolcuları, bir hava taşıma işletmesi veya tur operatörü tarafından, sebebe bakılmaksızın, bilette belirtilen uçuştan başka bir uçuşa aktarılmış olan yolcuları, ücretsiz seyahat eden yolcular ve doğrudan veya dolaylı olarak halka açık olmayan indirimli biletle seyahat eden yolcular ile biriktirilen mil veya puanlarla seyahat eden yolcuları kapsar.

Uçuş iptali haricinde herhangi başka bir nedenle paket turun iptal edilmesi durumunda bu yönetmelik hükümleri uygulanmaz. Fakat iptal durumunda yolcuların Paket Tur Sözleşmeleri Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikte yer alan hakları etkilenmeyecektir. ( md 2/3 )

Uçağa Kabul Edilmeme :

SHY Yolcu md. 4’teki tanımına göre uçağa kabul edilmeme; sağlık, emniyet, güvenlik, uygun olmayan seyahat belgeleri gibi sebeplerle uçuşa kabul edilmemeleri için makul gerekçelerin bulunduğu durumlar hariç olmak üzere, uçuşa kabul edilmek üzere onaylanmış rezervasyon kaydı olan geçerli bir bilete sahip olmalarına rağmen yolcuların uçağa kabul edilmemesini ifade eder.

Yolcular, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalar ile TSHK hükümlerine; meydan otoritesi ve taşıyanın talimatına uymak zorunda olup, can ve mal güvenliğini ve yolculuğun disiplin ve intizamını bozacak her türlü eylem ve davranıştan kaçınmakla yükümlüdür.(TSHK md. 104) Emniyet ve güvenliğe dair özellikle Tokyo Sözleşmesi md. 8 ve TSHK md. 100 vd. maddelerde kaptan pilota yolcuyu zorla uçaktan indirmeye varan yetkiler verilmiştir. Vize ve sair durumlardan dolayı uçağa alınmama hadiseleri de Hava Yolu Taşıyıcılarının Yükümlülüklerine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ve sair mevzuat dahilinde belirlenmiştir.

Örneğin yargıya yansıyan bir olayda, yolcunun oturma izninin bulunmaması sebebiyle yabancı ülkeye kabul edilemeyecek olmasından dolayı yolcu uçağa kabul edilmemiş, mahkeme uçağa kabul edilmeme durumunu hukuka uygun bulmuştur. Mahkeme kararı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2017/4641 s. kararı ile onanmıştır.

Olağan olmaması gerekirken olağanlaşan ve hukuka aykırı kabul edilen bir durum olarak overbooking, uçağa kabul edilmeme meselesinde yaygın olarak yaşanmaktadır. Sistemin aynı bileti birden fazla yolcuya satması(overbooking) neticesinde yolculardan birine yeni bir bilet ayarlanamaması nedeniyle yahut keyfi biçimde uçuşa alınmayan yolcu, haksız olarak uçağa kabul edilmemiş sayılacaktır.

Overbooking konusunda sistem hatasına dayanılabilir ise de Yolcu Hakları Uygulama Esasları Genelgesine göre; sistem hataları, müşteri hizmetleri, personel hataları, acente veya satış ofisi kaynaklı yolcu mağduriyetleri hava taşıma işletmesi tarafından giderilmelidir.

Uçuş İptali :

SHY Yolcu md. 4’teki tanımına göre uçuş iptali, önceden planlanmış olan ve en azından bir yerin rezerve edildiği bir uçuşun gerçekleştirilmemesini ifade eder.

Uçuşun iptali olağanüstü sebeplerden kaynaklanmışsa şüphesiz ortada haksız bir iptal olduğundan söz edilemez. Olağanüstü sebepler SHY-Yolcu’ya göre ; uçuşu icra eden hava taşıma işletmesinin çalışmasını etkileyen özellikle siyasi istikrarsızlık, ilgili uçuşun gerçekleştirilmesine uygun olmayan meteorolojik şartlar, doğal afetler, güvenlik riskleri, beklenmedik uçuş emniyeti noksanlıkları ve grev gibi durumları ifade etmektedir.

-Hava muhalefeti sebebiyle uçuş iptalinde kusur doğmayacağı yönünde örnek karar için bkz. ; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/19149 k.

Önemli olan husus şudur; uluslararası ve ulusal düzenlemeler gereğince hava araçlarının gerekli teknik kontrolleri yapılmak zorundadır. Yolcu Hakları Uygulama Esasları Genelgesi de haklı olarak genel prensipler bölümünde teknik arıza ve operasyonel nedenlerin olağanüstü durum olarak kabul edilmeyeceğini belirtmiştir. ( Bu yönde örnek karar için bkz. ; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/8950 k. )

Ancak zararın önlenmesi için gerekli her türlü tedbirin alındığı durumlarda olağanüstü sebeplerden dolayı zarar meydana gelirse taşıyıcı zarardan sorumlu tutulmamalıdır. Enteresandır ki Yargıtay bir kararında uçağa kuş çarpmasını olağanüstü sebep olarak saymamıştır.( 11. Hukuk Dairesi 2018/129 k. ) Kanımızca bu gibi durumlar uçuş güvenliğini etkilediğinden böyle durumlarda uçuş iptal edilmez veya geciktirilmez ise esasen hukuka aykırı davranılmış olacağını ve hava trafik güvenliğinin, insan hayatının tehlikeye atılmış olacağını düşünüyoruz.

Genelgeye göre olağanüstü sebepler resmi bilgi ve belgeyle ispat edilir. Hizmet hakkı kapsamındaki faturalarda uçuş numarası ve tarih olmak zorundadır. Elle müdahale edilen belgeler geçersiz kabul edilir.

Yolcular, tarife değişikliğinden 2 haftadan daha az sürede haberdar edilirler ise bu durum uçuş iptali başlığı altında değerlendirilir ve iptal hükümleri uygulanacaktır.

Belirtmek gerekir ki belirli bir saati aşan rötarların uçuş iptali sayılacağına dair genelge hükmünün iptali için açılan davada İDDK. 2016/1226 s. kararıyla yürütmenin durdurulmasına karar vermiştir. Ancak belirli bir uçuşun çok uzun bir süre sonra yapılması mümkün değildir. Uçağın çok uzun süreler park halinde apronda tutulması olağan akışa aykırıdır. Durum böyle olunca da ister istemez uzun süreli rötarlar sonucu mecburen uçuş iptal edilerek ya yeni bir uçuş ayarlanacaktır ya da salt iptal ile yetinilecektir. Genelgedeki bu düzenleme dava sonucunda iptal de edilse pratikte aşırı uzun süren rötarlar mecburen iptal ile sonuçlanacak ve iptale dair hükümler uygulanacaktır.

Rötar(gecikme) :

Rötar, yapılacak uçuşun bir takım dış etkenler yüzünden zamanında yapılamamasını ifade eder. Gecikmenin ne zaman iptal sayılarak tazminat doğuracağını net biçimde belirten genelge hükmünün yukarıda belirttiğimiz üzere yürütmesi durdurulmuştur. Halihazırda rötara dair ulusal mevzuatımızda iptal ve kabul edilmemeye bağlanan türden maktu bir tazminat bulunmamaktadır. Ancak bu rötar sebebiyle meydana gelen zararlardan tazminat alınamayacağı anlamına gelmemektedir. Böyle bir durumda aşağıda açıklanacağı üzere (çekme hakkı/SDR bağlamında sınırlı bir tazminat olsa da) Montreal Konvansiyonu ve genel hükümler dahilinde tazminat taleplerinde bulunulabilir.

Talep Edilebilecek Tazminat Hakları

Uçağa haksız olarak kabul edilmeme, alt sınıfa alınma, rötar ya da haksız iptal durumlarında yolcu maddi-manevi zarara uğrayabilir. Bunun neticesinde de farklı tazminat hakları doğmaktadır. Bu tür durumlara dair tazminatları özel olarak düzenlediği için en başta SHY Yolcu bağlamındaki tazminatlar ve daha sonra da gerek hava hukuku gerekse genel hükümler (TTK, TBK, TKHK vb.) bağlamında SHY Yolcu tazminatıyla karşılanamayan veya bu miktara ek maddi tazminatlar, nihayetinde de manevi tazminat hakkı açıklanacaktır.

SHY Yolcu Tazminatı (Yönetmelikte Belirtilen Maktu/Nispi Tazminat)

Alt hizmet sınıfına yerleştirme:

Uçuşu icra eden hava taşıma işletmesinin bir yolcuyu biletin satın alındığı hizmet sınıfından daha alt bir hizmet sınıfına yerleştirmesi durumunda, bilet ücretleri arasındaki farkı iade edecektir. Buna ilave olarak;

-1500 kilometre (1500 km dahil) veya daha kısa uçuşlar için bilet ücretinin % 30’u,

-1500 ile 3500 (3500 km dahil) kilometre arası uçuşlar için bilet ücretinin % 50’si,

-3500 kilometreden daha uzun uçuşlar için bilet ücretinin % 75’i,

tutarındaki paranın yedi gün içerisinde nakit olarak veya elektronik banka havalesi, banka ödeme emirleri, banka çekleri ile veya yolcunun imzalı mutabakatı olması durumunda seyahat fişleri ve/veya diğer hizmetler şeklinde yolcuya ödenmesi zorunludur.

Üst sınıftan alt sınıfa yerleştirme durumunda ücret iadesinde, biletin satın alınma tarihindeki fiyatlar dikkate alınır.

Uçağa alınmama(kabul edilmeme):

SHY Yolcu md. 5 gereği; Uçuşu icra eden hava taşıma işletmesi, bir uçuşta uçağa kabul edilmeme durumunun öngörülmesi halinde, öncelikle ilgili yolcu ile uçuşu icra eden hava taşıma işletmesi arasında mutabık kalınacak menfaatler karşılığında rezervasyonundan feragat edecek gönüllüler bulmak için duyuru yapar. Gönüllülere, 9. madde hükümlerine uygun olarak yardımcı olur.(bilet iadesi, yeni uçuş ayarlama vd.) Söz konusu yardım, bu fıkrada öngörülen menfaatlere ek olarak gerçekleştirilir.

Rezervasyonu olan geriye kalan diğer yolcuların uçuşa kabul edilmelerine olanak verecek yeterli sayıda gönüllü çıkmadığı takdirde, uçuşu icra eden hava taşıma işletmesi, yolcuları kendi iradeleri dışında uçağa kabul etmeyebilir. Yolcuların iradeleri dışında uçuşa kabul edilmemeleri durumunda, uçuşu icra eden hava taşıma işletmesi derhal 8 inci, 9 uncu ve 10 uncu maddelerde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmek zorundadır. (İlgili maddeler tazminat hakkını, yeni uçuş ayarlanmasını ve yeme içme-iletişim-barınma vb. hizmetlerden ücretsiz yararlanma hakkını içermektedir.)

Neticede uçağa alınmama durumunda yolcu aşağıda belirtilen miktarda maktu bir tazminata hak kazanır. Bununla birlikte 9. maddeye  yapılan atıf nedeniyle yolcuların haksız olarak uçağa alınmama durumunda ayrıca yolculara bazı seçenekler sunulur;

-Bilet ücretinin tamamının satın alınmış olduğu fiyat üzerinden nakit olarak veya elektronik banka havalesi, banka ödeme emirleri, banka çekleri ile ödenmesi veya yolcunun imzalı mutabakatı olması durumunda seyahat fişleri ve/veya diğer hizmetler şeklinde en geç yedi gün içinde iade edilmesi; ayrıca yolcunun seyahatinin ilk başlangıç noktasına ilk fırsatta dönmesini sağlayacak bir dönüş uçuşunun ücretsiz sağlanması.

-Benzer taşıma şartları altında, en erken fırsatta son varış yerine güzergah değişikliğinin sağlanması.

-Son varış yerine, boş koltuk durumuna bağlı olarak, yolcunun uygun göreceği daha sonraki bir tarihte, benzer taşıma şartları altında güzergah değişikliğinin yapılması.

Bir şehir veya bölgeye birden fazla havaalanının hizmet etmesi durumunda, uçuşu icra eden hava taşıma işletmesinin rezervasyonu onaylanmış olan yolculara alternatif bir havaalanına bir uçuş teklif etmesi halinde, uçuşu icra eden hava taşıma işletmesi, yolcunun o alternatif havaalanından rezervasyonun yapılmış olduğu havaalanına veya yolcu tarafından kabul edilen başka yakın bir varış noktasına transfer edilmesine ait masrafı karşılamak zorundadır.

Böyle bir durumda maktu tazminata ek olarak bilet bedeli, başlangıç noktasına dönüş ücreti vb. meseleler de tazminat konusu yapılabilir.

Yine yönetmeliğin 10. maddesinde; uçağa kabul edilmeme-iptal-rötar durumlarında ‘’hizmet hakkı‘’ başlığı altında yeme-içme-barınma-iletişim gibi hususların yolcuya ücretsiz sunulacağı belirtilmektedir. Bu hizmetleri yolcu cebinden karşılamak zorunda kalmış ise bu giderleri de tazminat konusu yapılabilir.

-Uçuş İptali :

Uçuş iptali durumunda da yolcunun öncelikle elde edeceği tazminat hakkı iptal sebebiyle işletmenin ödemekle yükümlü olduğu maktu tazminat miktarıdır.

Yolcu;

-Planlanan hareket zamanından en az iki hafta öncesinde iptalden haberdar edilmedikleri takdirde,

-Planlanan hareket zamanından iki hafta ila yedi gün öncesinde iptalden haberdar edilmedikleri, kendilerine planlanan hareket saatinden en fazla iki saat önce kalkışlarına ve son varış yerlerine planlanan varış saatinden en fazla dört saat sonra ulaşmalarına olanak veren güzergah değişikliği teklif edilmediği sürece,

-Planlanan hareket saatinden yedi günden kısa zaman öncesinde iptalden haberdar edilmedikleri ve planlanan hareket saatinden en fazla bir saat önce ayrılmalarına ve son varış yerlerine planlanan varış saatinden en fazla iki saat sonra ulaşmalarına olanak veren güzergah değişikliği teklif edilmediği sürece,

Uçuşu icra eden hava taşıma işletmesinden tazminat alma hakkına sahiptir.

Yolcular iptalden zamanında haberdar edilse de yahut tazminat hakkı doğuracak biçimde zamanında haberdar edilmese de hava taşıma işletmesi kendilerine olası alternatif ulaşım yolları hakkında bilgi vermek zorundadır. Bu alternatif ulaşım yollarının teklifi zorunluluğu yönetmeliğin 9. maddesinde de belirtilmiştir.

Uçuşu icra eden hava taşıma işletmesi, tüm tedbirleri almasına rağmen olağanüstü hallerin iptale neden olduğunu kanıtlayabildiği takdirde 8 inci madde hükümlerine göre tazminat ödemekle yükümlü olmaz. Hangi hususların olağanüstü hal sayılıp sayılmayacağını yukarıda belirtmiştik. Lakin bu halde de 9. madde hükümleri gereğince bilet bedeli iadesi veya alternatif uçuş vb. teklifler sunulmak zorundadır.

Yolcunun uçuşun iptali konusunda haberdar edilip edilmediği ve ne zaman haberdar edildiğine ilişkin ispat yükümlülüğü uçuşu icra eden hava taşıma işletmesine aittir. Yolcu iletişim bilgisinin, hava taşıma işletmesince talep edilmesine karşın hava taşıma işletmesine verilmemesi veya yanlış verilmesi durumunda, hava taşıma işletmesi sorumluluktan kurtulur.

Maktu tazminatın yanında uçağa kabul edilmeme durumunda belirttiğimiz bilet bedeli iadesi, başlangıç noktasına ulaşım ve sair hususlar ile hizmet hakkına dair konularda da yolcunun hakları bulunduğundan, bunlar yerine getirilmez ise bu hususlar da tazminat konusu yapılabilir.

Maktu tazminat miktarı :

* Tazminat alacaklarının Türk Lirası cinsinden karşılığı hesaplanırken biletin satın alındığı, yani bilet için ödemenin yapıldığı güne ait Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz satış kuru esas alınır.

* Tazminat nakit olarak, elektronik banka havalesi, banka ödeme emirleri veya banka çekleri ile ödenebilir. Ancak, yolcunun imzalı mutabakatı olması durumunda seyahat fişleri ve/veya diğer hizmetler şeklinde de ödenebilir.

* Uçuşa kabul edilmeme veya iptal durumunda mesafeyi belirlerken, planlanan son varış noktası esas alınır. ( Son varış noktası: Uygun olan bağlantılı uçuşlar dikkate alınmamak şartıyla önceden planlanan varış zamanına uyulabileceği farz edilirse, biletin üzerindeki varış noktasını ya da direkt bağlantılı uçuşlar olması durumunda son uçuşun varış noktasıdır )

Örneğin Münih aktarmalı New York uçuşunda, İstanbul-Münih uçuşu X Havayolu şirketince iptal edilir ise tazminata konu mesafe İstanbul-Münih arası mesafe değil, aktarma dikkate alınmaksızın İstanbul-New York arası mesafe olacaktır.

* Uçuş mesafeleri hesap edilirken büyük çember yöntemi(great circle distance) kullanılır. Çünkü dünya küre biçimde olduğu için uçuşlarda eğimli bir rota çizmek mesafeyi kısaltmaktadır. İki konum arası düz bir çizginin mesafesi, çember yöntemiyle hesaplanan mesafeden daha uzun çıkacağı için bu konuya özellikle dikkat etmek gerekir. Ayrıca belirtmek gerekir ki yönetmelik mesafeyi çember yönteminin sonucunda ortaya çıkan mesafeye indirgemekle, uçağın gerçekte yol alacağı hava koridorundan da bağımsız bir mesafe ortaya çıkarmış bulunmaktadır.

Çember yöntemi hesap: (DİSTij=3962.6*arccros((sin(Yi)*sin(Yj))+(cos(Yi)*cos(Yj)*cos(Xi-Xj))) X, radyana dönüştürmek için 57.3 ile çarpılmış derece olarak ölçülmüş olan boylam; Y ise -57.3 ile çarpılmış enlem değeridir.)

İç hat uçuşlarda maktu tazminat miktarı;

-100 Avronun Türk Lirası cinsinden karşılığı

Dış hat uçuşlarda maktu tazminat miktarı;

- 1500 kilometre veya daha kısa tüm uçuşlar için 250 Avronun Türk Lirası cinsinden karşılığı

- 1500 ile 3500 kilometre arası uçuşlar için 400 Avronun Türk Lirası cinsinden karşılığı

-3500 kilometreden daha uzun uçuşlar için 600 Avronun Türk Lirası cinsinden karşılığı

Yolculara, 9 uncu madde uyarınca rezervasyonu yapılan uçuşun planlanan varış zamanını;

a) 1500 kilometre (1500 km dahil) veya daha kısa uçuşlar için iki saati

b) 1500 ile 3500 (3500 km dahil) kilometre arası uçuşlar için üç saati

c) 3500 kilometreden daha uzun uçuşlar için dört saati

aşmayan alternatif bir uçuş ile son varış yerlerine güzergah değişikliği teklif edilmesi halinde, uçuşu icra eden hava taşıma işletmesi, birinci fıkrada öngörülen tazminatı % 50 oranında düşürebilir.

Belirtmek gerekir ki bu teklifi kabul edip etmemek yolcunun insiyatifindedir. Teklifi kabul etmez ise yukarıda belirttiğimiz bilet bedeli iadesi vb. hususları isteyebilecektir. Fazla mağduriyet yaşatmayan alternatif çözümlerin teklifinde tazminatın düşürülmesi dürüstlük gereğidir ve yönetmelik hükmü de bunu yansıtmaktadır.

Rötar :

Belirtmek gerekir ki SHY-Yolcu’da rötara bir tazminat bağlanmamıştır. Yukarıda belirttiğimiz üzere uzun süren rötarı iptal sayan Genelge hükmünün de yürütmesi durdurulmuş durumdadır. Fakat detayları ilgili yönetmeliğin 7. maddesinde belirtilen durumlarda ‘’hizmet hakkı’’ olarak yeme-içme-iletişim-konaklama gibi hizmetler yolculara ücretsiz sunulur. Bu masrafları yolcu cebinden karşılamışsa bunlar bir tazminat konusu yapılabilir.

Bunun haricinde rötar en az beş saat olduğunda bilet bedeli iadesi (en geç yedi gün içinde) ve  yolcunun seyahatinin ilk başlangıç noktasına ilk fırsatta dönmesini sağlayacak bir dönüş uçuşunun ücretsiz sağlanması seçeneğinin sunulması gerekir.

SHY-Yolcu bağlamında rötara bağlanan haklar bunlar olmakta birlikte, rötar durumu esas olarak Montreal Konvansiyonunda düzenlendiği için bu meseleye aşağıda daha detaylı değineceğiz.

Bazı Önemli Hususlar :

*SHY-Yolcu uyarınca yolculara karşı olan yükümlülükler, özellikle taşıma sözleşmelerinde yer alan hükümler ile sınırlandırılamaz, kısıtlandırılamaz veya bu yükümlülükler için muafiyet tanınamaz.

*Yolcuya, hakları bu Yönetmelik hükümlerine uygun olarak bildirilmediği takdirde ve bu nedenle yolcunun bu Yönetmelikte öngörülmüş olandan daha düşük bir tazminatı kabul etmesi durumunda dahi, yolcu ek tazminat elde etmek amacıyla yetkili mahkemeler veya kurumlar nezdinde gerekli girişimlerde bulunma hakkına sahiptir.

*Uçuş iptali vb. durumlardan acente değil havayolu işletmesi sorumludur. Husumetin havayolu işletmesine yöneltilmesi gerekir. (11. Hukuk Dairesi 2019/2603 k.)

*Anlaşmalı taşıyıcı ve fiili taşıyıcı zarardan müteselsilen sorumludur. (Montreal Konvansiyonu md. 39-40-41 vd. / TTK md. 888 vd.) (Örneğin, X Havayolu’ndan alınan bilete konu uçuş fiilen Y Havayolu ile yapılıyor ise konvansiyonda belirtilen şartlar var olduğu sürece bir işletmeden tahsil edilemeyen zarar diğer işletmeden de tahsil edilebilir)

Montreal Konvansiyonu ve Genel Hükümlerden Doğan Maddi Tazminat

Yukarıda SHY-Yolcu(yönetmelik) bakımından yolcuların sahip olduğu bir takım tazminat haklarını belirttik. Bu haklar zaten işletmelerin web sitelerinde de yayınlanmış, yolculuktan önce broşür ile de verilen şeffaf nitelikteki herkesin ulaşabileceği düzenlemelerdir. Döviz kuru sebebiyle 300-400 Euro nispeten yüksek bir rakama ulaşmakla birlikte uçuşunu gerçekleştiremeyen veya geç gerçekleştiren bir yolcunun bu miktarın çok ötesinde bir zarara uğrama olasılığı vardır. Özellikle iş seyahatlerinde ya da tatil seyahatlerinde sonucun böyle olması olasıdır. Gecikme dolayısıyla uğranılabilecek zararlara karşı seyahat sigortası yapılabilmekteyse de poliçe limitleri genel olarak yüksek zararları karşılayabilecek düzeyde değildir.

Burada her duruma ayrıca değinmek yerine SHY-Yolcu tazminatına ek taleplerin genel gerekçelerini ve spesifik olarak rötar sonucu meydana gelen zararlar açıklanacaktır.

Genel olarak ;

SHY-Yolcu md. 13 gereğince yolcuların SHY-Yolcu tazminatına ek olarak diğer kanun ve düzenlemelerden doğan tazminat talep etme hakları saklı tutulmaktadır. Eğer yolcunun iptal/kabul edilmeme/rötar durumlarından SHY-Yolcu tazminatı ile karşılanamayan bir zararı ortaya çıkmış ise yolcu bunu genel hükümler uyarınca talep edebilecektir. Bu miktarın daima toplam zarardan düşüleceğini öngören bir düzenleme bulunmadığı için yolcular SHY-Yolcu tazminatına ek olarak da zararların karşılanmasını genel hükümler dahilinde talep edebilirler.

İade edilmemiş ise şüphesiz bilet bedeli, verilmemiş ise dönüş masrafları ve havalimanına gidişte verilen taksi ücreti de talep edilebilir. Dış hat uçuşlarında söz konusu olan vize vb. masraflar talep edilebilir. Uçuşun gerçekleşmemesi sebebiyle ifa edilemeyen iş nedeniyle yoksun kalınan kar da talep edilebilir. Bunun gibi meydana gelen bir çok zarar kalemi mevzu bahis olabilir.

Örnek olay : 23 Kasım 2013 saat 00:35 seferinin iptal edildiği ve üç yolcuya 22 Kasım 2013 gününe yeni birer bilet ayarlandığı olayda mahkemece 400’er Euro’dan toplam 1.200 Euro tazminata ve erken gerçekleşen uçuş sebebiyle bir gün fazladan otelde konaklama sebebiyle 2.131,56 TL konaklama masrafına hükmedilmiştir. Yargıtay’ca hüküm onanmıştır. ( Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/1522 k)

Kısacası, yolcuda meydana gelen maddi zararlar ile seyahatini geç gerçekleştirmesi veya hiç gerçekleştirememesi durumları ile bir nedensellik bağı kurulabiliyor ise yolcu zararlarının giderilmesini talep edebilecektir.

Rötar meselesi;

Burada rötar konusuna dair özel bir başlık açmak gerekiyor. Rötar(gecikme) konusu Montreal Konvansiyonunda özel olarak düzenlenmiş hususlardan biridir. Konvansiyonun 19. maddesine göre taşıyıcı; yolcuların, bagaj ve kargonun hava yoluyla taşınmasındaki gecikmelerde meydana gelen hasardan(zarardan) sorumludur. Burada taşıyıcıya kurtuluş kanıtı getirme imkanı sunulmuştur. Taşıyıcı, eğer kendisinin ya da çalışanlarının ve acentesinin hasardan kaçınmak için gerekli kılınabilecek bütün önlemleri aldıklarını veya kendisi ya da çalışanları ve acenteleri için bu tedbirleri almanın olanaksız olduğunu ispatlarsa, gecikmeden kaynaklanan hasar için sorumlu olmayacaktır.

Esas önemli olan nokta ise gecikmeden doğan zararlardan taşıyıcının sorumluluğunun ilgili Konvansiyon’un 22. maddesi ile belirli bir miktar dahilinde sınırlandırılmış olmasıdır. Bu miktar şuan için 2009 güncellemesiyle 4.694 çekme hakkıdır (SDR/Special Drawing Rights). Birkaç yıldır 7 TL’nin üzerinde bir değerde seyretmekle birlikte SDR’nin TL cinsinden güncel karşılığı için Merkez Bankası’nın sitesine bakılmalıdır.     

İşletmenin çalışanlarının veya temsilcisinin isteyerek ya da muhtemelen zararın gerçekleşeceğini öngörmelerine rağmen dikkatsiz davranarak sebep oldukları zararlarda işletmenin sınırsız sorumluluğu söz konusu olmaktadır.

Netice olarak denilebilir ki; maktu bir tazminat söz konusu olmasa da rötardan dolayı bir zarar meydana gelmiş ise yolcu doğrudan uluslararası çatı normların koruması altındadır. İşletme için de bu korumanın söz konusu olduğunu belirtmek gerekir. Uluslararası normlar gereğince gecikme halinde yukarıda belirttiğimiz üzere işletmenin tazminat sorumluluğu belli bir miktar ile sınırlandırılmıştır. Yukarıda miktarlar belirtildiği üzere üst sınır hiç de öyle yüksek değildir.

Uygulanması gereken hukuk başlığı altında değindiğimiz üzere Montreal Konvansiyonu esas olarak uluslararası uçuşlarda uygulama alanı bulmaktadır. İç hat uçuşlarında ise konvansiyon doğrudan uygulanmayacağı için öncelikle TSHK hükümlerine bakılmalıdır. Uyuşmazlık konusu hakkında TSHK hükümlerinde bir düzenleme yoksa öncelikle uluslararası mevzuata daha sonra ise TTK ve dolayısıyla diğer ulusal mevzuata bakmak gerekmektedir. Belirttiğimiz üzere Rötar konusunda TSHK ve SHY-Yolcu bir düzenleme içermemektedir. Her ne kadar Montreal Konvansiyonu kendi metninde de açıkça belirttiği üzere esas olarak uluslararası taşımalara uygulanacak ise de TSHK md. 106’nın yollamasıyla kanunda belirtilmeyen hususlarda ulusal mevzuattan önce uluslararası sözleşmeler uygulama alanı bulacağından iç hat taşımalarında da eksik hususlarda Montreal Konvansiyonu’na bakılmaıdır.

Öyleyse iç hat taşımalarında rötardan doğan zararlarda Montreal Konvansiyonu ve özel sınırlama hükümleri bir kenara bırakılarak doğrudan TTK, TBK ve sair ulusal mevzuat ile SDR gibi sınırlamaların önüne geçilemeyecektir.

Genel Hükümlerden Doğan Manevi Tazminat

Manevi tazminat istemleri ya doğrudan ortada bir haksız fiil bulunduğu iddiası ile ya da TBK 114/2 gereği sözleşmeye aykırılığın çok ağır olduğuna dayanılarak yapılır.

Meseleyi somutlaştırmak adına yargı kararlarından örnekler ile manevi tazminat konusunu açıklamanın daha doğru olacağını düşünüyoruz ;

- Başka bir yolcunun uçacağı söylenilerek biletli yolcunun uçağa alınmaması haksız fiil teşkil eder. (11. Hukuk Dairesi 2018/7454 k.)

- Overbooking kişilik hakkı ihlali sayılmaktadır. (11. Hukuk Dairesi 2017/1186 k.)

- 1 saat 45 dakikalık bir rötar sebebiyle son vapuru kaçırarak işe geç kalmak gerekçesiyle manevi tazminat talebi örnek bir davada reddedilmiştir ( 11. Hukuk Dairesi 2017/6196 k. )

- Örnek bir kararda uçuşun iptali sebebiyle mali müşavirlik staj sınavını kaçırmak manevi tazminata değer bir durum olarak görülmemiştir. ( Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2013/494 k.)

- Başka bir örnek kararda ise uçuşun iptali sebebiyle hakimlik sınavına giremeyen kişi lehine 10.000 TL manevi tazminata hükmeden yerel mahkeme kararı onanmıştır. Lakin ilgili karara konu olayda, aynı uçaktaki VIP yolcular başka bir uçağa alınırken davacı yolcuya yeni bir uçuş ayarlanmadığı iddiası bulunmaktadır. (11. Hukuk Dairesi 2018/3996 k.)

Görevli Mahkeme

Taşıma sözleşmeleri genel olarak Türk Ticaret Kanunu(TTK) içerisinde düzenlenmiştir. Kanunun 4. maddesi de taşıma sözleşmelerini mutlak ticari davalar arasında saymıştır. Ticari davalarda ise ticaret mahkemeleri görevlidir.

Fakat havayolu yolcu taşımacılığı genellikle tüketiciler tarafından kullanılmaktadır. Bir işlemin tüketici işlemi olup olmadığı 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri ve doktrin/içtihatlar değerlendirilerek ortaya çıkarılmalıdır. İlgili kanunun tanımlar başlıklı 3. maddesinde tüketici ‘’ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi’’ şeklinde tanımlandığı gibi taşıma sözleşmesi de tüketici işlemleri arasında ayrıca sayılmıştır. Ticari veya mesleki olmayan amaç bakımından temel mesele seyahatin gelir elde etme amaçlı ya da iş tecrübesi gibi amaçlarla yapmaması, hizmetten şahsi ihtiyaçlar için yararlanılmasıdır.

Eğer ortada iş seyahati gibi tüketici işlemi sayılmayan bir durum varsa görevli mahkeme ticaret mahkemesidir. Fakat turistik ya da eşi dostu ziyaret amaçlı tüketici işlemi sayılan bir yolculuk varsa dava tüketici mahkemesinde açılmalıdır. (Örnek yargı kararları : Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/281 k. , Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/4560 k. )

Av. Alp Öztekin

(Bu köşe yazısı, www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanmak üzere kaleme alınmış olup, ancak hukuka ve etik ilkelere uygun atıf yapılması suretiyle kullanılabilir. Yazının yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi ve fikri haklara aykırılık teşkil eder)