"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Üç kitap.. Üç bakış.. Üç okuyuş...

Orhan Ali YILMAZ
18 Eylül 2021, Cumartesi
Cenab-ı Hakk’ı bize tanıtan, bildiren deliller/kanıtların, hadsiz/hesaba gelmeyen, sayılamayacak kadar çok, hem de çeşitlilikte olduğundan bahseder Üstad Hazretleri Arapça Reşehât’ında.

Hatta bir kıyas olsun diye, başka bir yerde, şu meşhur ibareye yer verir: “Etturuku ilellâhi bienfâsilhelâık…”

Yani, Allah’a ulaşacak/ulaştıracak şu yollar, aslında, gördüğümüz/bildiğimiz ya da bazılarımız için, tahmin ettiğimiz şu mahlûkatın nefesleri sayısıncadır…

Yalnız, Büyük Bürhanlar ve Küllî Hüccetlerin/Delillerin, şu “üçe” tekabül ettiği /denk geldiğinden bahisle konuya başlar...

Onların birincisinin de, şu gözümüzle gördüğümüz/müşâhede ettiğimiz, o, yalnız kendisine has, o en vurucu, en yeni, o en güncel, en orijinal tabiriyle “Kur’ân-ı Mücessem” olarak tesmiye ettiği/isimlendirdiği, bütün Külliyatı’nda, her yerinde, başkalarına, başka kitaplara tamamen muhalif olaraktan, adeta âşıkâne, hep ondan bahsettiği şu Kâinat Kitabı olduğunu,

İkincisinin ise, şu Kâinat Kitabı’nın Âyetu’l-Kübrâsı/En Büyük Âyeti bulunan, bildiğimiz şu Peygamberlik Silsilesi’nin, o en son halkası olmakla tezâhür/ tebeyyün eden; hem de Cenâb-ı Hakk’ın, şu âlem-i şehâdette, o paha biçilemez kıymette, saklı/gizlenmiş hazineleri hükmünde olan Esmâu’l- Hüsnâsı’nın kapılarını açacak, işte gözümüz önündeki o bütün âsârı/eserleri, hem de şu en haşmetli risâleti ve velâyeti gibi, iki muhteşem kanadının pervâzıyla zülcenaheyn bulunan, yegâne en değerli anahtarı olmak hüviyetiyle mümtaz/seçkin kılınan Muhammed-i Arabî (asm) olduğu,

Üçüncüsünün de, şu Kâinat Kitabı’nın ne anlama geldiğinin en büyük müfessiri/açıklayıcısı olmakla serfiraz bulunan, hem de Cenâb-ı Hakk’ın, insanlara karşı, kendisini tarif etmesi bakımından en büyük hücceti/delili sayılan, işte; ondan sonra, başkaca hiçbir kavle, hiçbir söze ne ihtiyaç ne de gerek duyulmayan/bulunmayan, şu; değil her bir kelimesinde, belki her bir harfinde, bir değil, belki bin hikmet, görebilen, görmek isteyen için muhakkak bulunan, “Kelâmullah” ünvanıyla müsemma kılınan Kur’ân-ı Hakîm ki…

Bir de, bunlara, kendi tabiriyle “Fıtrat-ı Zişuûr” olarak, hem tarif, hem de tavzih ettiği/açıkladığı, bir dördüncü Küllî Delil olan “Vicdân”ı, hem ilâve hem tâ’lîk hem de ilhâk eder sonrasında…

Kâinat.. en mükemmel, en sanatlı, en süslü, tam da okuyabilenin anlayış, hem de kavrayış derecesiyle bağlantılı, bir taklidi/nazîresi hiçbir şekilde, asla mümkün olmayan, en derin, en geniş anlamlı bir kitap şeklinde dizayn edilmiş/düzenlenmiş; ama an şart ki; görebilene...

Özellikle Âyetu’l Kübrâ’sı, hem de Risâle-i Münâcât’ında, bu asırda, tam da bir “Kör Deha” ile tabir ettiği şu Dinsiz Felsefe, hem de şu tamamen Seküler Bilim tarafından, gâyet haksız, hem de insafsız olarak gasp edilmiş/çalınmış/talan edilmiş bulunan, o en büyük makro âlem sayılan yıldızlar, uzay âleminden tutun, ta o en küçük mikro âlem olan zerrelere/atomlara varıncaya kadar Cenab-ı Hakk’ın şu mülkünde, hiçbir şeyi, hiçbir yeri, hem de hiçbir istisna bırakmaksızın, her yeri, her şeyi, Allah namına yeniden bir, hem fetih, hem de zapt eder; bildiğimiz şu şirke, ne tesadüfe ne de tabiata, zerre miktar olsun, asla, ne bir yer, ne de girebileceği, saklanabileceği, kendisini saklayabileceği, muhtemel, herhangi, tek bir delik dahi bırakmaz, şu birinci Büyük Küllî Delil’i tafsil sadedinde.

Ve konuyu, haklı olarak, hem de bu konuda “liyakat” noktasında en büyük pay/hak sahibi olarak, bütün detaylarıyla inceleyen, hem de şâhitlerini dinleyen, delillerini toplayan, karîneleri dikkate alan, hem de şüpheleri gideren, şu En Yüksek Mahkeme’deki en Yüksek Hâkim/Yargıç konumu, hem de edası ile, değiştirilmesi mümkün olmayan, hatta teklif dahi edilemeyen son kararını, ilgili “kesin” hükmünü, hem de “müjdesini” ise şöylece verir: 

“Tesadüf, Şirk ve Tabiat’tan teşekkül eden Fesad Şebekesi’nin Âlem-i İslâm’dan nefiy ve ihrâcına, Risâle-i Nur’ca verilen karar infâz edilmiştir...”

Okunma Sayısı: 1707
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı