25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Üç büyükler the end!

Cenap Yener

Cenap Yener

Gazete Yazarı

A+ A-

Görünen köy kılavuz istemez diye güzel bir atasözü vardır. İşte üç büyüklerin durumu aynen böyle! Ben bunları sezonun başından beri söylüyorum. Bu gidişatın sonu maddi manevi hüsran diye. Maalesef dediklerimde harfiyen çıktı çıkmaya da devam edecektir. Fenerbahçe’den başlamak istiyorum. Sayın Ali Koç, gerek yazılarımda gerek ise tv programlarımda seni defalarca uyardım. Dikkat et. Bu holding idare etmeye benzemez diye. Bunları söylerken gazeteci veya yorumcu kimliğimle söylemedim. Tam tersi yıllarca gerek kulüplerde gerekse sportif kuruluşlarda yöneticilik yapmış bir büyüğün olarak söyledim. Üstelik Fenerbahçe’li de değilim. Ama Türk futboluna senin gibi yöneticilerin gerekliliğine dayanarak seni Aziz Yıldırım karşısında elimden geldiği kadar destekledim. Etrafına dikkat et. Seçildikten sonra seni yanlışa sürükleyenler var dedim. Comolli ile bu işin gitmeyeceğini çünkü bu Fransız’ın Fenerbahçe’yi ve seni değil cebini doldurmayı düşündüğü için bunun sonucu olarak da transfer ettiği futbolcuların başta olmak üzere bunların hiçbir tanesinin Fenerbahçe’ye yakışmadığını yazdım ve söyledim. Şimdi ne oldu. Fenerbahçe, ligde ki yeri itibari ile Türk futbol tarihine geçti. Bu sana yakışmadı. Hele Fenerbahçe’ye hiç yakışmadı. Çünkü bazı değerler vardır ki bunlardan vazgeçemezsin, işte Fenerbahçe de Türk futbolunun hatta Türk sporunun yeri doldurulmayacak bir değeridir. Bu iş bu kadar kolay ehli olmayan insanların eline vererek harcanamaz. Yine üzülerek söylüyorum ki bu işi ailenin soyadına yakışır bir biçimde en kısa zamanda toparla. Yoksa kredinde tükenmiştir bunu bil. Sakın taraftarına bu saatten sonra da güvenme her an tepkiler en sert bir şekilde şahsına yöneltilebilir.

★★★

Galatasaray’a gelince de maalesef onun da Fenerbahçe’den farkı yok şu an için sadece puan cetvelinde ki yerleri değişik. Ama artık oda gerek teknik heyeti ile ki başta Fatih Terim olmak üzere gerekse yönetimi ile başta Mustafa Cengiz ve Abdurrahim Albayrak olmak üzere tüm kredilerini tükettiler. Bir takım yenilebilir puan ve puanlar kaybedebilir ama ruhunu kaybedemez. İşte Galatasaray sahada görünen futboluna bakıldığı zaman ne sistemi belli ne de ruhu kalmamış bir görüntü ile oynuyor. Yönetim maalesef camianın hakkını tam savunamıyor. Fatih Terim ise antremanlara kırkbin kişilik bir taraftar topluluğu ile çıkıyor ama ertesi günkü maç da lig sonuncusuna 2- 0’dan ve kendi sahasında puan veriyor. Bunun en önemli getirisi Fatih Terim’e dir. Bazı duyumlarıma göre kafasında başka hesaplar varmış. Galatasaray başkanlığına oynuyormuş. Ama şunu bilsin ki her Galatasaray’ın kongre üyesi gibi onunda başkan olmaya hakkı vardır. Ama o zaman şu andan itibaren Galatasaray teknik direktörlüğünü bırakıp başkanlık için çalışmaya başlayacaksın eğer camiada seni isterse kulübün başına geçersin. Ama burada taraftarı arkana alıp kendine yatırım yapma hakkına sahip değilsin. Tabiri caizse elma ile armutu birbirine karıştırmayacaksın. Sevgili Abdurrahim Albayrak’a da bir çift sözüm var lütfen teknik anlamda Galatasaray’ı her gördüğün tv kamerasına anlatmaya çalışma senin işin bu değil işinin gereği olan şeyleri yap biraz az konuş.

★★★

Beşiktaş’ta ise, sayın Fikret Orman sen Kulüpler Birliği başkanı olabilirsin, ama Galatasaray’ı kamuoyu önünde yalnız bırakmaya ve eleştirmeye hiçbir türlü hakkın yok. Sen kendi takımınla ilgilen. Hatta sen kendi teknik direktörün ile ve iyi gitmeyen takımının sorunlarını çözmeye çalış. Siyasilere şirin görüneceğim diye beyanatlarını da bu yönde verme. Çünkü Türk futbolu bu siyasi oyunlardan ve siyasetin futbolun içine bu kadar girmesinden bu hale geldi. Anladığım kadarı ile de Beşiktaş’ın bu gidişatı Şenol Güneş ile de yol ayrımına geldiğini gösteriyor. Bence bu sene Şenol Güneş ile son çalışma gibi görüyorum. Ama bu arada da şunu söyleyeyim Şenol Güneş de eski konsantrasyonunu kaybetmiş ve oyuna olan müdahaleleri de hiç doğru ve düzgün değil. İşte bunun sonucunda Türk Milli Takım’ı küme düştü üç büyükler de siyasetin ahtapot gibi olan kolları arasında yok olmaya başladılar. Buna bütün spor dünyasının bir an evvel müdahale edip dur demesi lazım. İşte esas tehlike bence budur.