26 Mart 2017 12:24

Neredeyse tutuklanmayan HDP yöneticisi kalmadı!

Referanduma böyle gidiliyor: HDP'nin 13 milletvekili, 27 il ve 84 ilçe eş başkanı, 750'yi aşkın yöneticisi ve 85 belediye başkanı tutuklu.

Paylaş

HDP Sözcüsü Osman Baydemir tutuklu HDP'lilerle ilgili verileri paylaştı: “Temmuz 2016’dan bugüne değin 37 HDP il eş başkanı, 97 HDP ilçe eş başkanı tutuklandı. Şu anda yönetimde olan 27 il ve 84 ilçe eş başkanımız tutuklu bulunmaktadır. 13 milletvekilimiz, 2 MYK, 5 PM üyemiz ve 750’yi aşkın il ve ilçe yöneticimiz tutuklu. 85 belediye başkanımız tutuklu, 70’i aşkın belediyemize de kayyım atandı” şeklinde bilgiler paylaştı. 

HDP Sözcüsü Osman Baydemir, partisinin MYK toplantısının ardından toplantı gündemi ve gündemdeki gelişmelere ilişkin basın toplantısı düzenledi.

OLAY OLDUĞUNDAN FARKLI GÖSTERİLDİ'

Türkiye’de ilan edilen bir yıllık OHAL rejimi ile beraber gelişen baskılara rağmen Newroz alanlarını dolduran yurttaşlara teşekkür ederek konuşmasına başlayan Baydemir, Newroz günü polislerce vurularak öldürülen Kemal Kurkut’a ilişkin de konuştu. Baydemir, “ Newroz’da Diyarbakır’da işlenen cinayeti MYK’mız bir kez daha kınamaktadır. Maalesef olay ilk gerçekleştiği andan itibaren, olduğundan farklı gösterildi” diye konuştu. 

“Bir gazetecinin çekmiş olduğu fotoğraflar ile, bunun güvenlikle ilgili olmadığı, Newroz’u sabote etme niyeti olduğu bir kez daha açığa çıktı” diye sözlerine devam eden Baydemir, “ Bir kez daha özgür basın geleneği hakikatin karartılmasının önüne geçmiş oldu. Kemal Kurkut’un faillerinin cezalandırılması ve arkasındaki tüm saikin açığa çıkarılması için HDP olarak çabalarımızı sürdüreceğiz. Aileye sunduğumuz hukuki destek de devam edecek” dedi. 

‘HAYIR İRADESİNİN ORTAYA ÇIKTIĞI BİR NEWROZ OLMUŞTUR’

Newroz alanında buluşan milyonların aynı zamanda 16 Nisan’a dair güçlü duruşu ortaya koyduğuna dikkat çeken Baydemir, “Hayır iradesinin ortaya çıktığı bir Newroz olmuştur. 2017 Newroz’u hayırlı bir Newroz olarak kaydedilecektir. 2017 Newroz’u 2013 Newroz’unun ruhuna sahip çıkan bir Newroz olmuştur. 2017 Newroz’u yakın gelecekte Türkiye siyasal yaşamında büyük değişimlere tanıklık edeceğimizin işaretlerini içermektedir. 2 yıldır dayatılan ‘Çökertme Planı’nın 2017’nin 21 Mart’ında çöktüğünün göstergesidir” diye belirtti. 

‘KAMPANYAMIZIN STARTINI KANDIRA VE EDİRNE CEZAEVİ ÖNÜNDE VERECEĞİZ’

HDP’nin “Hayır” kampanyasının planlamasına ilişkin de bilgi veren Baydemir, HDP MYK’sının bugün itibari ile “Hayır” kampanyasına ilişkin detaylı bilgileri kamuoyu ile paylaşacağını söyledi. Baydemir, “Bildiğiniz gibi kampanyamızın ana hatlarını 3 ilde eş zamanlı paylaştık. Önümüzdeki süreçte toplam 15 miting düzenleyeceğiz. Final mitingimiz de Diyarbakır’da olacak. Kampanyamızın startını 29 Mart’ta Edirne ve Kandıra cezaevi önünde vereceğiz. Eş genel başkanlarımızın rehin alındıkları cezaevleri önünde başlayacak” dedi. 

TUTUKLU HDP’LİLERİN VERİLERİ

Baydemir, kendi partilerinin uzun süreden bu yana baskı ve saldırı politikası ile karşı karşıya olduklarına dikkat çekerek, “Uzun bir zamandır partimize yönelik partimizi işlevsiz kılmaya ve bir nevi fiili olarak kapattırmaya yönelik baskı ve saldırı politikasıyla karşı karşıyayız. Ama hukukun üstünlüğü hukukun günü yanında adeta zorbanın hukuku zorbalığın dayatmasıyla karşı karşıyayız. Uzun bir zaman dilimidir partimizin bütün faaliyetleri yasak kapsamına alınmıştır. Temmuz 2016’dan bugüne değin 37 HDP il eş başkanı, 97 HDP ilçe eş başkanı tutuklandı. Şu anda yönetimde olan 27 il ve 84 ilçe eş başkanımız tutuklu bulunmaktadır. 13 milletvekilimiz, 2 MYK, 5 PM üyemiz ve 750’yi aşkın il ve ilçe yöneticimiz tutuklu. 85 belediye başkanımız tutuklu, 70’i aşkın belediyemize de kayyum atandı” şeklinde bilgiler paylaştı. 

‘TÜRKİYE HALKLARININ KURTULUŞU 16 NİSAN’A ARALANAN KAPIDIR’

HDP ile ortak yürüyen en az 10 bin insanın gözaltına alındığını ve 5 bin civarında insanın tutuklu olduğunu belirten Baydemir, “HDP olarak toplumun bu dayatılan baskı politikasına boyun eğmeyişinin ifadesi olan Newroz ve Newrozla gelişen büyük moralle 16 Nisan’a hazırlanıyoruz. Türkiye halklarının kurtuluşu da 16 Nisan’a aralanan kapıdır. Merkez Yürütme Kurulumuzun bütün referandum anketlerinden hayırlı sonuçların çıkmasından duyduğu heyecanı halklarımızla paylaşmak istediğini belirtmek isterim” dedi. 

‘OHAL REJİMİ VE BASKISI ALTINDA GERÇEKLEŞECEK REFERADUM GAYRİ MEŞRUDUR’

Baydemir HDP’nin “Hayır”ının sadece HDP açısından değil tüm yurttaşların aydınlık geleceği ile ilgili olduğunu belirterek, “Bugün OHAL rejimi ve baskı politikası altında gerçekleşecek referandum ahlaki ve hukuki zemin açısından gayrı meşrudur. Bu gayrı meşru ortamda topluma 2 seçenek sunuldu. ‘Hayır’ı seçenlerin tutuklandığı, baskılara maruz kaldığı bir atmosfer içinden geçiyoruz. TBMM’nin 3’üncü büyük siyasi partisinin Eş Genel Başkanları ve milletvekillerinin tutuklu olduğu bir atmosferde referanduma gidiyoruz. Medyanın neredeyse muhalefete tamamen kapandığı bir ortamda referanduma gidiyoruz. 16 Nisan’dan itibaren çıkacak ‘Hayır’lı sonuca bütün ekranların Hayır’a pencerelerini açacağı bir zemine doğru gidiyoruz” ifadelerinde bulundu. 

‘BU BİLE FAŞİZAN BİR ORTAMDA BULUNDUĞUMUZUN GÖSTERGESİDİR’

HDP faaliyetlerinin ulusal basına hiç yansımadığına vurgu yapan Baydemir, şöyle devam etti: “1 ile 20 Mart tarihleri arasında 17 ulusal kanalın verileri incelendiğinde Cumhurbaşkanı 169 saat canlı yayınlarla topluma hitap etmiş. AKP 302, CHP 47, MHP 17, HDP ise sıfır saniye yansımış. 20 günde HDP’nin faaliyeti ulusal kanallara hiç yansımamış. Bu bile faşizan bir ortamda bulunduğumuzun göstergesidir. Böyle bir ortam içinde referandumun, paketin tasdik edilmesi bir meşruiyet sorunu ortaya çıkaracaktır. Bugünün ‘Hayır’ cephesinin maruz kaldığı uygulamalara baktığımızda 1982 Anayasasının halka sunulduğu dönemle benzer saldırılarla karşı karşıya olunduğunu görüyoruz. O gün ‘Evet’ çıkmasına rağmen 1982 anayasası hiçbir zaman bir meşruiyet zemini elde edemedi. Bu atmosfer içinde çıkacak tasdik sonucu meşruiyet krizini beraberinde getirecektir.”

“Mevcut hükümetin an itibari ile içeride geliştirdiği baskı politikası yetmiyor olacak ki dışarıda adeta bir Haçlı - Hilal savaşı başlatmanın gayreti içindeler” diyen Baydemir, “Bu gayretle toplumun düşünce dünyasını etkilemek suretiyle OHAL’i kurumsallaştıracak, anayasallaştıracak bir rejimin inşası için ülkeyi dış dünyadan tamamen kopartacak bir politikanın sözcülüğü yapılmaktadır. Hemen hemen her seçim döneminde AKP iktidarı ve hükümet sözcüleri vize muafiyetiyle ilgili demeçler verirler. Bu referandumda da AKP hükümeti ülkeyi öyle bir hale getirdi ki diplomatik pasaportlarla yurt dışına çıkamayan bir ülkenin yurttaşları olduk. İçerideki insanların umutları hayalleri alındığı gibi yurt dışında yaşayan Türkiyeli yurttaşlarımızın da çifte vatandaşlıklarının elinden alınacağı bir atmosfere doğru gidiyoruz. O yüzden ‘Hayır’ hepimizin ‘Hayır’ıdır”

‘ELBETTE Kİ HDP KÜRT COĞRAFYASINDAKİ ZULÜMLERE HAYIR DEMEKTEDİR’

HDP’nin referandumda’ ‘Hayır’ demesi için birçok nedeninin olduğuna dikkat çeken Baydemir, “Elbette ki HDP Kürt coğrafyasındaki zulümlere ‘Hayır’ demektedir. Kürt seçmeni Eş Genel Başkanlarının cezaevine konulmasına ‘Hayır’ diyecek. Belediyelere kayyum atanmasına, şehirlerin yıkılmasına ‘Hayır’ diyecektir. Kendi dilinin yasaklanmasına, tekçiliğe ‘Hayır’ diyecektir. Tek adamlık, kulluktur. Kulluk ancak ve ancak Allah’adır. Onun dışındaki tüm tekçi anlayışlar şirktir. Türkiye toplumu tek dilli değildir, Türkiye toplumu tek kültürlü değildir. Çoğulcudur. Bütün bu çoğulluğu tekliğe indirmek şirktir. Kürt halkı bir kez daha tekçiliğe ‘Hayır’ diyecektir” ifadelerini kullandı. 

‘AYM’ YE İÇTİHADINA SAHİP ÇIKMA ÇAĞRISIDA BULUNACAĞIZ’

Baydemir son olarak, “Her şart ve koşulda HDP barışın özgürlüğün ve adaletin nihai hayat bulması sürecinin çaba göstericisi olacaktır. Bir kez daha cezaevinde bulunan Eş Genel Başkanlarımız, milletvekillerimize, belediye başkanlarına, aydınlara, gazetecilere, akademisyenlere, özgürlüğü elinden alınan her bir mahkuma Newroz’un bize yüklediği yükle aramızda olacaklarının çabasını göstereceğimizin çabasını ortaya koyuyoruz. Yarın AYM önünde bir kez daha hukuka adalete, AYM’ye içtihadına sahip çıkma çağrısında bulunacağız. Biz AYM’den bir ayrıcalık, bir tolerans istemiyoruz. AYM’nin içtihadının gereğini yerine getirmesi çağrısında bulunuyoruz. Hukukun, mahkemelerin yargının siyasi iktidarın sopası olmamasını istiyoruz. Toplumun adalete olan inancının sarsıldığı bu günlerde bir kez daha AYM kararı ile aydınlık bir geleceğe kapı aralamanın fırsatını buluruz” dedi. (DİHABER) 
 

ÖNCEKİ HABER

Bitlis'in 7 köyünde sokağa çıkma yasağı

SONRAKİ HABER

Yozgat'ta Sinan Oğan'ın toplantısına saldırı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa