Tutuklu gazeteci Tunca Öğreten: Varsa iddianameniz, bir dal alırız

25 Aralık 2016 sabahı gözaltına alınıp 24 gün sonra ‘terör örgütü üyeliği’ suçlamasıyla tutuklanan Diken’in eski editörü Tunca Öğreten, hapisteki 34’üncü gününde bir mektup kaleme aldı. Hâlâ iddianame hazırlanmamasına tepki gösteren Öğreten, “Varsa iddianameniz, bir dal alırız. Ne de olsa sevgiliye, İstanbul’un sokağına, dostun omzuna, uykunun huzurlusuna, şarabın kırmızısına harman kaldık” dedi.

Öğreten’in Diken’de yayımlanan 20 Şubat tarihli mektubu şöyle:

“Bugün 20 Şubat Pazartesi. Ayıptır söylemesi, 58 gündür tutsağız. Tutuklama kararını yüzümüze okumak için duruşmaya ara veren 8’inci Sulh Ceza Mahkemesi hakiminin biz salondan çıkarken ‘bir hışımla cep telefonuna sarılması’nın üzerindense 34 gün geçmiş.

Sıradaki paragraf, sabaha karşı evlerimizi bastırıp telefondan bilgisayara, not defterinden ses kayıt cihazına her türlü gerece el koydurtan ve buna rağmen “Delilleri kararttınız” diye bizi tutuklatan hakim ve savcılara gelsin…

Sevgili hakim ve savcılar… Hatırlarsınız, daha dün bırakın biat ettiği hocaefendisini, adliyedeki çaycı görünümlü ‘imam abi’sinden talimat alan meslektaşlarınız bugün ya tutuklu ya da kaçak konumunda. İktidar semalarında sert rüzgarlar eser, bilirsiniz. Yani aslında göklerden inen bir karar yoktur. Demokrasi tanrısı her an halkın gittiği sandıkta tecelli edebilir. Bu gerçeği bile bile ‘FETÖ’cü hakim ve savcılarla aynı kariyere sahip olmak bir çılgınlık değil midir? Yarın onlarla benzer bir pozisyona düşeceğinizi biz adliye dışından görebiliyorken, siz nasıl oluyor da sarayın koridorlarında bu gerçeken bihaber dolaşabiliyorsunuz?

Bilen bilir… Mukadderatçı ve teslimiyetçi jargondan pek anlamam ben. O yüzden eski bir dostun cezaevinde postaladığı bir Sezai Karakoç şiiriyle devam etmek istiyorum. Belki size bir şey ifade eder bu şiir…

Onlar sanıyorlar ki,

bizden kurtulsalar mesele kalmayacak.

Halbuki bizden kurtulsalar,

vicdan azabından kurtulamayacaklar.

Vicdan azabından kurtulsalar,

tarihin azabından kurtulamayacaklar.

Tarihin azabından kurtulsalar,

Allah’ın gazabından kurtulamayacaklar…

Demem o ki; artık yeter! Varsa iddianameniz, bir dal alırız. Ne de olsa sevgiliye, İstanbul’un sokağına, dostun omzuna, uykunun huzurlusuna, şarabın kırmızısına harman kaldık!”

Üç gazeteci tutuklanmıştı

Öğreten’le birlikte gözaltına alınan kapatılan DİHA’nın haber müdürü Ömer Çelik ve BirGün gazetesi çalışanı Mahir Kanaat da ‘örgüt üyeliği’ suçlamasıyla tutuklanmıştı.

Kapatılan DİHA’nın muhabiri Metin Yoksu, Yolculuk gazetesinin yazı işleri müdürü Eray Sargın ve ETHA’nın sorumlu müdürü Derya Okatan ise serbest bırakılmıştı.