Geçtiğimiz yıl, ‘Türkiye’nin Hafızası’ olarak nitelenen 72 yıllık Milli Kütüphane, 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye resmen lağvedilmişti. Bunun üzerine yoğun tartışmalar yaşandı.
“3 MİLYON KİTABIN AKIBETİ NE OLACAK?”
Son olarak Adana Milletvekili İsmail Koncuk, bir soru önergesi hazırladı. “3 milyon kitabın akıbeti ne olacak? Teşkilat yapısı ve envanterin yeniden düzenlenmesine dair bir çalışma var mı? Nereye taşınacak? Mevcut eserlerin tamamı korunacak mı?” diye sordu.
FOTO: SÖZCÜ-ARŞİV“CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİNE UYUM ADIMI”
Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, gecikmeli de olsa geçtiğimiz günlerde cevap verdi. Ersoy özetle şunları söyledi:
* Gerek hukuki olarak, gerekse fiiliyatta Milli Kütüphane’nin kapatılması söz konusu olmadığı gibi; yalnızca idari takdir gereği, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine uyum adımları kapsamında Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü teşkilat yapısı içinde konumlandırılmıştır.
* Çalışmaları aynen devam etmektedir. Mevcut bulunan eser ve yayınların devredilmesi taşınması, satılması bir yana, yapılan özverili çalışmalarla Milli Kütüphane koleksiyonu her gün ve her yönüyle sürekli bir gelişim içerisindedir.
FOTO: SÖZCÜ-ARŞİV“HALK KÜTÜPHANESİNE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ”
Bakan Ersoy’un açıklaması çok net görünüyor ama gelişmeleri yakından izleyen Kültür-Sanat Sen oldukça endişeli. Kültür Sanat-Sen Genel Başkanı Hülya Eryetli, “Yeni yapılandırma olumlu bir değişiklik gibi gösterilmeye çalışılıyor. Son durum şekil itibariyle kapatma, devretme içermiyor ancak niteliksel olarak maalesef durum böyle değil” dedi.
Eryetli, “Bu daraltılma ve işgal sonucu elbette şeklen ‘kapatılma yoktur’ denilebilir ama gerçekte Milli Kütüphane ‘Tabela Kurum’ haline dönüştürülmüştür” diye konuştu.
Eryetli tespit ve eleştirilerini şöyle sıraladı:
* Milli Kütüphane halk kütüphanesi statüsüne çevrildi.
* Daha iyileştirilmesi gerekirken, kurum kimliği yok edilerek işlevsizleştirildi.
* Personel ve işleyişte yer darlığı nedeniyle kaos yaşanıyor.
* Rahatlıkla başka bina bulunabilecekken, söz konusu genel müdürlük Milli Kütüphane binasını işgal etti.
* Taşınma ile birlikte fiziki koşullar daraldı. Personele yer açmak için salonlar yok edildi.
* Kütüphanede salon kapatıldı.
* Elbette her gün yeni yayımlar geliyor. Ancak eserler mekan darlığı ve yetersizliği nedeniyle koridorlarda yığınlar halinde bekliyor.
* Matbaa makinaları Konya’da bir üniversiteye devredilerek kapatıldı.
* Kalkınma için, milli değerlerimizin hizmete sunulması, daha çok bilim insanına ve araştırmalara ışık tutması önemlidir.
FOTO: SÖZCÜ-ARŞİVDEPREM GÜÇLENDİRMESİ İÇİN İHALE AÇILDI
Tüm bu tartışmalar sürerken Kültür ve Turizm Bakanlığı “Milli Kütüphane Hizmet Binasının Deprem Güçlendirme ve Güncel Yönetmeliklere Uyumululuğunun Sağlanması İçin Proje Hazırlanması” başlıklı ihale açtı. İdare sadece projenin hazırlanması için 225 gün yaklaşık 7 ay süre öngördü. Proje hazırlama ihalesi 17 Şubat’ta yapılacak.
'TÜRKİYE'NİN HAFIZASI'
1946 yılında fiilen kurulan Millî Kütüphane 16 Ağustos 1948’de hizmete açılmış ve 29 Mart 1950’de kabul edilen kuruluş kanunu ile de yasal kimlik kazanmıştı. 1983 yılına kadar hizmetlerini Ankara’da Güvenpark’ta bulunan tarihi binada devam eden Millî Kütüphane, 1983 yılında hâlihazırda hizmet vermekte olduğu Bahçelievler’deki 3 bloktan müteşekkil binasına taşınmıştı. Toplamda 42 bin metrekare kapalı alana sahip kütüphane; okuyucu salonları, konferans salonları, sergi salonları, koleksiyon depoları ve idari birimleri ile hizmet veriyor. Türkiye’nin en büyük derleme kütüphanesi olan Millî Kütüphane ülkemizde basılan her kitabı, gazete, dergi ve süreli yayımı derlemenin yanında pek çok önemli belge, fotoğraf, resim, afiş gibi millî hafızayı teşkil eden çok sayıda materyali, toplamaya, tasnif etmeye, korumaya ve uygun şekillerde kullanıma açmaya devam ediyor. Millî Kütüphane, yıllık 700 binin üzerinde kişiye 7/24 hizmet veriyor.
