Türkiye’nin enerji ihtiyacına etkili çözüm: Biyokütle

Türkiye’nin enerji ihtiyacına etkili çözüm: Biyokütle

Ege Üniversitesi Güneş Enerjisi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Günnur Koçar, Biyokütle enerjisinin Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını azaltmada ve yenilenebilir enerji kullanımında önemli bir potansiyele sahip olduğunu belirtti.

 

Koçar, 80 binden fazla kişiye istihdam sağlama potansiyeli olan biyokütle enerjisinin çevre kirliliğine karşı da en etkili önlemlerden biri olduğunu söyledi. 2030 yılına kadar sera gazı emisyon değerini yüzde 21 oranında azaltmayı hedefleyen Türkiye, enerjide dışa bağımlılığı azaltma politikalarına ağırlık verdi. Bu politikalar içinde yenilenebilir enerji kaynaklarından daha fazla yararlanılması büyük rol oynuyor. Hatta Haziran ayında İstanbul’da yapılan Dünya Petrol Kongresinde Başbakan Binali Yıldırım, 2023 yılında Türkiye’nin enerji sepetinde yenilenebilir enerjinin yerinin yüzde 30’a çıkartılmasını hedeflediklerini dile getirmişti. Türkiye’de yenilenebilir enerji denildiğinde akla ilk olarak su, güneş ve rüzgâr enerjisi geliyor. Oysa henüz gündemde yeteri kadar kendine yer bulamayan biyokütle enerjisi, potansiyeli ile enerji kaynakları arasında dikkat çekiyor. Tarımsal ve hayvansal kökenli artıklar ve atıklar ile insan faaliyetleri sonucu oluşan katı atık ve arıtma çamurları başta olmak üzere değişik formları bulunan biyokütle kaynaklarının, alternatif, temiz ve yenilenebilir enerji kaynağı olarak önemli bir potansiyele sahip olduğunu belirten Ege Üniversitesi Güneş Enerjisi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Günnur Koçar, biyokütle enerjisinin sadece belli bölgelere özgü olmama, daha küçük ölçekte ve ekonomik şekilde enerji üretebilme gibi önemli avantajlara da sahip olduğunu hatırlattı. Koçar, nüfusunun yüzde 35’inin tarımsal faaliyetler içinde yer alması, topraklarının yüzde 55,6’sının ekilebilir alanlardan oluşması ve yüzde 15’inin de ormanlarla kaplı olması sayesinde Türkiye’nin 77 milyon tonluk tarımsal biyokütle potansiyeli bulunduğunu söyledi.

Ekonomik ve hemen uygulanabilir

Prof. Dr. Koçar, Türkiye için biyokütle enerjisi kullanımının sadece enerji bağımlılığının azaltılması değil, aynı zamanda tarımsal ve endüstriyel atıklardan kaynaklanan kirliliğin önlenmesi anlamına da geldiğini söyledi. Biyokütle enerjisi çevrim teknolojileri sonucunda elde edilebilecek katı, sıvı ve gaz biyoyakıtların, fosil yakıt kullanan mevcut enerji sistemlerinde, olduğu gibi ya da küçük modifikasyonlarla kullanılabildiği bilgisini de aktaran Koçar, “Bu da sıvı/gaz yakıtlı araçlar, termik santraller gibi mevcut alt yapının tamamen tasfiye edilmesini gerektiren teknolojilere göre, biyokütle enerjisinin ekonomik yönden daha cazip ve kısa vadeli çözüm olduğu anlamına gelmektedir” dedi. Biyokütle enerjisinin diğer bir avantajının da Türkiye’nin sanayi alt yapısının mevcut haline uygun prosesler içermesi olduğunu belirten Günnur Koçar, “Biyogaz, biyodizel, biyoetanol üretimiyle ilgili sistem bileşenlerinin, makina ve kimya endüstrisinin var olan alt yapısıyla üretimi söz konusudur. Bu da yerel üretime yeni bir pazar olanağı sunmakta, istihdam kapasitesinin artırılabilmesine olanak sağlamaktadır” açıklamasında bulundu.

80 binden fazla kişiye istihdam olanağı

Kaynak çeşitliliğinin ve potansiyelin fazla olmasına rağmen, Türkiye’de şu an biyokütle enerjisi konusunda faaliyet gösteren 56 adedi biyogaz üretimine yönelik olmak üzere toplam 69 adet biyokütle gazlaştırma, atık ısı ve pirolitik yağ enerji santrali bulunuyor. Ayrıca 1 adedi biyodizel ve 3 adedi biyoetanol olmak üzere sıvı biyoyakıt üretimi gerçekleştiren toplam 4 adet firma mevcut. Biyokütle enerji sistemlerinde MW başına kurulumda ortalama 2 kişinin, işletiminde ise ortalama 4 kişinin istihdamının gerektiğini belirten Prof. Dr. Koçar, “Ülkemizin biyokütle potansiyeli göz önüne alındığında, potansiyel kurulu güç kapasitesi 20600 MW olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu da sistemlerin işletilmesinde 47 bin 400, kurulması aşamasında ise 82 bin 400 kişinin istihdam edilebileceği anlamına gelmektedir” dedi.

BESTMER ile sistem kurulum çalışmalar hız kazandı

Kalkınma Bakanlığı ve İzmir Kalkınma Ajansı’nın desteği ile Ege Üniversitesi Güneş Enerjisi Enstitüsü tarafından yürütülen “Biyokütle Enerji Sistemleri ve Teknolojileri Merkezi (BESTMER)” projesi çalışmaları hakkında da bilgi aktaran Prof. Dr. Günnur Koçar, sözlerini şöyle sürdürdü:

Proje kapsamında Biyokütle enerjisi ile ilgili 335 adet test-analiz, 16 adet fizibilite çalışması ve farklı illerde 6 adet biyogaz sistemi kurulumu da gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda, T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı-Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı, Eskişehir’in Mahmudiye ilçesinde yer alan büyükbaş hayvan çiftliğinde, 250 kW elektrik üretme kapasiteli ve 4 milyon TL’yi aşkın yatırım bedeli olan bir biyogaz sistemi projelendirilerek hayata geçirilmiştir. Ayrıca, yüzde 100 yerli üretimli üniversite-sanayi işbirliği şeklinde; Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi ve Elazığ’da bulunan Fırat Üniversitesi’nde kullanılmak üzere çeşitli büyüklüklerde biyogaz sistemleri tasarlanmış, eğitimleri verilmiş ve hayata geçirilmiştir. Ayrıca biri Çorlu, diğeri ise Diyarbakır’da olmak üzere 2 ayrı biyogaz sistem kurulumu da devam etmektedir.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.