banner25

“Türkiye'nin Bahtı Açıldı , AYASOFYA Kapalı Kalamaz”

Radyo Başakşehir’de Murat Çiçek ile Gündem programının bu haftaki konukları Emekli Albay ve Güvenlik Uzmanı Coşkun Başbuğ ile Tarihçi Koray Şerbetçi oldu. Pençe Kartal ve Pençe Kaplan ile Ayasofya’nın tekrar camiye çevrilmesi konuları ele alındı. Şerbetçi, batının Ayasofya konusunda kompleksli olduğunu, iki taraf için de psikolojik üstünlük meselesi olduğunu ifade etti.

“Türkiye'nin Bahtı Açıldı , AYASOFYA Kapalı Kalamaz”

Radyo Başakşehir’de her çarşamba canlı yayınlanan Murat Çiçek’le Gündem programında, yine Türkiye ve dünyadaki en kritik meseleler ele alındı. Programın ilk konuğu Emekli Albay ve Güvenlik Uzmanı Coşkun Başbuğ, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Irak’ın kuzeyine yönelik Pençe Kartal ve Pençe Kaplan harekâtlarını değerlendirdi.

Başakşehir Times Haber Merkezi / Hüseyin Çetiner 

‘Terörü kaynağında kurutma’ anlayışı başarılı oldu

Ordunun operasyon gücünü FETÖ öncesi ve FETÖ sonrası olarak ikiye ayrıldığını söyleyen Başbuğ, TSK’nın hainlerden temizlendikten sonra büyük bir caydırıcı güç haline geldiğini ifade etti. Murat Çiçek’in, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Terörü kaynağında yok edeceğiz” sözünü hatırlatması üzerine Başbuğ, bu anlayışla Ortadoğu ve Afrika’da denklem ve dinamiklerin değiştiğini söyledi.

Bu yaklaşımın son derece etkili olduğunu savunan Başbuğ, “Doğru olan buydu. Bataklık neredeyse onu kurutmak. 15 Temmuz’dan sonra anlayış değişince bu ordu Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı gibi büyük harekâtları gerçekleştirdi. Bu süreçte savunma sanayiinde atılan adımlar da çok önemliydi. ‘Terörü kaynağında kurutma’ anlayışının başarılı olduğu görülünce Almanlar bile silah ambargosu koymaya çalıştı.” dedi.

“ABD gibi yapsak 10 operasyon birden yaparız”

Pençe harekâtlarının başarıyla sürdüğünü ifade eden Başbuğ, TSK’nın sınır ötesi operasyonlarda çok titiz davrandığını, sivillere zarar gelmemesi için azami çaba gösterdiğini dile getirdi. Mehmetçiğin gündüz olduğu gibi gece harekâtlarını da sıfır hatayla tamamladığını söyleyen Başbuğ, ABD ya da Rusya’nın buna benzer harekâtlarda hem kayıplar verdiğini hem de sivil halka zarar verdiğini ifade etti. Başbuğ, Türkiye’nin sınır ötesi operasyonlarında bilgi kirliliğine karşı da iyi bir mekanizma oluşturduğunu söyledi. Türkiye’nin operasyonlardaki yanlış bilgileri belgelerle çürütmesi üzerine Avrupa’dan da yükselen seslerin azaldığını vurguladı.

“Biz özgürlük verdik, onlar kovdu”

Murat Çiçek’in ikinci konuğu tarihçi Koray Şerbetçi’ydi. Şerbetçi, gündemdeki yerini koruyan Ayasofya’nın tekrar ibadete açılması konusunu değerlendirdi. Ayasofya’nın Batı tarafından çok önemsediğini, onların dilinden anlattı. İngiliz devlet adamı George Curzon’un 1918’de söylediği “Ayasofya bir Hristiyan kilisesiydi, elbette eski durumuna getirilecektir.” sözünü hatırlattı.

İspanya örnek gösteren Şerbetçi, Endülüs’ten sonra hem Müslümanların hem de Yahudilerin kovulduğunu, onlara ait binaların bazılarının yok edildiğini, bazılarının ise dönüştürüldüğünü söyledi. Osmanlı’nın İstanbul’un fethinin ardından Hristiyan ve Yahudilere amanname verdiğini, sembol olan Ayasofya ve bazı kiliselerin haricinde hiçbir ibadethaneye dokunulmadığını ifade etti.

“Ayasofya psikolojik üstünlük meselesi”

Murat Çiçek, fethin üzerinden 5 asırdan fazla zaman geçmesine rağmen Batı’nın bu konuyu neden çok önemsediğini sorması üzerine Şerbetçi, Batı’nın gözünde İstanbul’un doğunun enternasyonal şehri olduğunu, bu nedenle Ayasofya’nın kilise değil müze olmasının bile onları rahatsız ettiğini söyledi. Türkiye’nin bu konuda kendi kararını vermesinin Batı hegemonyasına ters bir şey olduğunu ifade etti. “Geçmişte savaşlar zihinlerde kazanılıyordu, psikolojik olarak üstün olanın savaşmadan galip geldiği oluyordu. Ayasofya’nın camiye çevrilmesinin politik anlamda Batı’nın hegemonyasına darbe olur.” dedi.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner34

banner35