AK Parti Trabzon Milletvekili Av. Salih Cora, gazetemizin Yazı İşleri Müdürü Ahmet Kamburoğlu’nun canlı yayın konuğu olarak önemli açıklamalar yaptı.



AK Parti Trabzon Milletvekili Av. Salih Cora Ankara’dan katıldığı Büyükliman Postası Gazetesi TV Ahmet Kamburoğlu’nun canlı yayınında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.

“TÜRKİYE’DE GERÇEKTEN EZBER BOZAN İŞLERE İMZA ATIYORUZ”
Milletvekili Av. Salih Cora, Virüsle mücadele anlamında hastalığın tamamen kontrol altına alındığına dair bir şey söylemek söz konusu değil. Vakalar belirli bir oranda seyir ediyor. İyileşme oranları yükseldi. Vefat sayımız azaldı. Bundan dolayı Bilim Kurulu ve Sağlık Bakanlığımızın tavsiyeleri ile bir esneme söz konusu. Fakat bu esneme bir rehavete bizi sürüklememesi gerekiyor. Bundan sonraki süreç çok önemli. Ne zaman öğrendiğimiz alışkanlıklarımızı unutmaya çalışırız veya farklı bir şekilde yaşamaya alışırız, O zaman bence süreç normalleşir diye düşünüyorum. Kısacası bu virüsün aşısı bulunmadan eskisi gibi alışkanlıklarımızı sürdürebileceğimiz bir düzeni kurgulayamıyorum. Hep birlikte zor bir süreci yaşıyoruz. Birlik ve berberlik içerisinde kurallara uyarak bu sürecin içinden birlikte çıkacağız. Sağlık Bakanımızın ve Bilim Kurulunun kararlarına hep birlikte uymalıyız. Bu zor süreçde bile 58 ülkeye tıbbi malzeme gönderebilecek bir potansiyelimiz var. Türkiye’de gerçekten ezber bozan işlere imza atıyoruz. 4,5 milyon firma kısa ödeme ödeneğine başvurdu. 3,5 milyon kişi ise bu kısa çalışma ödeneğinden faydalandı. Trabzon’da özellikle 5 binin üzerinde firma kısa çalışma ödeneğine başvurdu. 23 bin kişi ise bu kısa çalışma ödeneğinden faydalandı. Bu süreçte 34 milyon TL ödeme yapıldı. 4,5 milyon kişiye biner TL ödeme gerçekleştirdik. Sadece Trabzon’da 1 milyon 300 bin maske dağıtımı gerçekleşti. Bu süreçte herhangi bir sıkıntı yaşanmadan, vatandaşımız daha az mağduriyetle bu süreci atlatmasının çabası içerisindeyiz. Bu süreç uzadığında hiçbir ülkenin ekonomisinin buna dayanacak gücünün olduğuna inanmıyorum. Sıkıntılar yaşamamıza rağmen çok şükür ayaktayız. Yeni yapılan düzenlemeler ile bazı sektörlerde esneme olması gerekiyordu. Bunu sağlamaya çalışıyoruz.

“ÜLKEMİZ DARBE GİRİŞİMLERİ İLE HEP GERİYE GİTMİŞTİR”
Ülkemiz darbe girişimleri ile hep geriye gitmiştir. Çökertilmiş bir durumda olmuştur. Bu tür konuşulan darbe söylemleri şuan ülkemizin konuşması gereken bir söylem olmaması gereken konudur.  Bu konular Türk demokrasisi açısından hatırlamak istemediğimiz olaylardır. Türkiye’nin birlik ve beraberlik içinde kenetlendiği bir noktada böyle söylemlerin çıkarılmasını doğru bulmuyorum. CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel’in darbe gecesi mecliste çıkıp darbeye karşı dik duruş sergilediğini ve darbeye karşı olduğunu söyleyebilirim. Ama bunun yanı sıra CHP İstanbul İl Başkanlarının aynı duruşta olduğunu söyleyemem. Asıl enteresan olan şey ise devamlı söylemlerinde ya gideceksiniz ya gideceksiniz gibi söylemlerinin dile getirilmesidir. Orta da bir seçim yok, hakkımızda açılmış bir kapatma davası yok, milletvekillerimizin başka bir partiye geçtiği bir süreci yaşamıyoruz. Siyasi anlamda olağanüstü bir durum yok. Sarayı başınıza yıkacağız, bu anayasa yok hükmündedir. Bu rejim meşru değildir. Bu söylemler ve bu imalarda bulunmak yanlıştır. Merhum Adnan Menderes ile birlikte Sayın Cumhurbaşkanımızın resimlerini yan yana koyup makûs talihten kaçış yoktur gibi söylemler içerisinde bulunulması darbe imasından başka bir şey değildir. Bildiğiniz bir şey varsa, eğer kulağınıza bir şey üflendiyse, eğer demokrasiye inanıyorsanız dik duruşunuzu ortaya koymanız gerekmektedir. Sonuçta Türkiye AK Partiden ibaret değildir. AK Parti sadece bir siyasi partidir. Bunlardan daha önemlisi ve anlamlısı milli iradedir. Milli iradeye karşı bizim bir sadakat hükümlülüğümüz var. Bu tür darbe söylemlerini yadırgıyorum. Özellikle ülkemizin şu corona virüs ile mücadelesinde ortaya koyduğu irade, dünya da yaklaşık 60 ülkeye yardımda bulunması, bütün dünya da teveccühe mazhar olması, ardından milletimizin bu mücadeleyi takdir ile karşılaması yaşanan sorunlar karşısında ve krizler karşısında kriz yönetme kabiliyetinin üst düzeyde olması nedeni ile tekrar AK Parti’nin ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın çok üst düzeyde bir karşılığının olması nedeni ile darbe çığırtkanlığı yaparak Türkiye’nin mutlu olan gündemini başka bir karamsar tabloya çevirmeye çalışmaktadırlar. Milletimizin bu tür açıklamalara itibar etmemesi gerekiyor. Bu tür söylemlerde bulunan ve açıklama yapanlar hakkında da yasal işlemler başlatılıyor. Bunların hukuk ve yargı önünde hesap vermelerini temenni ediyorum. 

“CHP ZİHNİYETİNİN YERLİ VE MİLLİ OLAN HERŞEYDEN RAHATSIZLIĞI VAR”
Trabzon ve Büyükliman bölgesinde ki CHP’lileri tenzih ediyorum. Fakat CHP’nin içerisinde kontrol edilemeyen bir grup var. O grup haricindekilerin ne kadar vatanına, milletine, bayrağına bağlı olduğunu biliyoruz. Devletimize yaklaşımlarından hiçbir şüphemiz yok. Fakat CHP’nin içinde kontrol edilemeyen bir yapı oluşmuştur. Veliağa Baba gibi bu kontrol edilemeyen yapı, yerli ve milli olan her şeye karşı olan bir anlayış içerisindedirler. Ayrıca başarıyı karalama çabası içerisinde olan bir zihniyeti gözlemliyoruz. Türkiye’nin Ortadoğu’da dengeleri bozduğu, terörle mücadelede ezberleri bozduğu bir başarılı dönemi yaşıyoruz. Terörle mücadelede başarının sağlanması noktasında özellikle üretmiş oldukları İHA ve SİHA ile buna katkı sağlayan bir şirketin sahibi Selçuk Bayraktar’ı asılsız iddialarla, iftiralarla karalamaya çalışmak çok cehaletçe bir davranıştır diye düşünüyorum. Biz her zaman başarılı olan Selçuk Bayraktar gibilerin yanındayız. Bu CHP zihniyetinin yerli ve milli silahlardan ve ayrıca yerli ve milli olan her şeyden rahatsızlığı vardır. Türkiye Cumhuriyetinin başarısını engelleyemeyecekler. Yılmadan bu mücadeleyi devam ettireceğiz. İnşallah teknolojide iyi yerlere geleceğiz.

“KUR’UN YÜKSELMESİNİN KONJEKTÖREL OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”
Euro ve dolarda yükselme olduğunu gözlemliyoruz. Fakat bu salgın dolayısı ile üretimin düştüğünü biliyorsunuz. Hassas bir süreçten geçtiğimiz için yapısal bir reform hemen yapmamız beklenemez. Buna rağmen ekonomimiz güçlü bir durumdadır. Dolar kurunun yükselmesinin konjektörel olduğunu düşünüyorum. Hayatımızda ki normalleşmeyi sağladığımızda Euro ve dolarda düşüşe geçecektir. Üretimin olmadığı bir yerde bu çıkışlar normaldir. İthalat ve ihracat düştü. Devletimiz buna rağmen hem maaş ödemesi yaparken hem de virüs nedeni ile esnaflarımıza kısa ödeme ödeneği sağlıyor. Fakir ailelere nakit para desteği veriyor. Ayrıca dış güçlerin Türk lirasına karşı yaptıkları değersizleştirme girişimlerine de hep birlikte şahit olduk. Bu kadar etkiye rağmen yine dimdik ayaktayız.  

“LİGLERİN OYNATILABİLECEĞİ KANAATİNDE DEĞİLİM”
Korona virüs ile mücadele kapsamında en çok hassasiyet gösterilmesi gereken konulardan biriside spor müsabakalarıdır. Spor müsabakalarında tenis dışındaki branşlarda müsabakaların oynanabileceğini ben ön göremiyorum. Türkiye futbol federasyonu Liglerin 12 Haziranda oynatılmasına yönelik böyle bir karar aldı. Fakat ben yine Liglerin oynatılabileceği kanaatinde değilim. Zaman ve süre kazanma stratejisi olarak görüyorum. Ağustos ayından önce oynanabileceğini öngörmüyorum. Ağustos ayında da normal Ligler başlıyor.  Kalan müsabakaları yeni başlayan sezonla beraber oynatarak 34 haftayı 42 hafta olarak oynatabileceğini düşünüyorum. Ağustos ayında da normalleşme olmazsa, kulüplerin bir araya gelerek alacakları karar doğrultusunda Liglerin tescil edilmesi sağlanabilir. Ben öyle zannediyorum ki Liglerin tescil edilmesi daha doğru bir seçenek olarak görüyorum. Bu durumdan çıkacak sonuçların yakinen bizlerde takip ediyoruz. Trazonspor’a karşı oynanacak oyunlara bizlerde müsaade etmeyeceğiz. Bununda bilinmesini istiyoruz. Bu olayları sadece Trabzonspor üzerinden değerlendirmek doğru değildir. Birçok branşta birçok Lig var. Hem şampiyon ilan edilecek hem de küme düşenler belirlenecek. O yüzden tescil edilmek kolay alınacak bir karar değildir. Sağduyulu olarak olaylara yaklaşmak gerekir.

 “SAYIN BAKANIMIZ DUYGUSAL BİR İNSANDIR, MERHAMETLİDİR”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun istifa süreci hakkında da yorumlarda bulunan Milletvekili Cora, “Sayın Bakanımız Trabzon’daki bir çok yatırımın hamisi, öncüsü olmuştur. Kendisine müteşekkiriz. İçişleri Bakanı olarak da terörle mücadelede, uyuşturucu ile mücadelede, göç politikasına yönelik attığı adımlarda büyük bir başarı söz konusudur. Türkiye’de tabiri caizse nerede bir sorun ve sıkıntı yaşansa, oraya koşan ve karargah kuran, sorunları çözmek için büyük bir gayret ortaya koyan, hiçbir zaman yorulmayan bir anlayışla siyaset yapmaktadır. Bakanımız çok çalışkandır. Deprem olduğunda bir bakıyorsunuz orada çadırda kalıyor, bir sel olsa AFAD ekipleri oraya koşuyor, koronavirüsle mücadelede askerimiz, polisimiz, jandarmamız ve vefa ekiplerimiz ile birlikte kapı kapı dolaşıp vatandaşımızın bankaya gidip alacağı maaşı elden teslim ediyor, devletimizin yapacağı yardımları adreslerine giderek takdim ediyor, dolayısı ile millet odaklı siyaset icra ediyor. 12 Nisan günü Türk siyasi tarihi açısından incelenmesi gereken bir olaydır. İlk kez bir bakanımız milletimizin teveccühü ile tekrar geri dönüyor. Sayın bakanımız duygusal bir insandır. Merhametlidir. Sokağa çıkma yasağı kararının ardından yaşananlardan sonra bir sorumluluk üstleniyor. Acaba benden dolayı bir kişi hastalanırsa bu bana vicdani bir yük olur diyor. Önemli bir davranış ortaya koyarak hakikaten hiçbir kabahati ihmali olmamasına rağmen, geceleri gündüz, gündüzleri gece yapan bir anlayış ile kılı kırk yararak aldığı bir kararın bir şekilde suiistimal edilerek oluşan görüntüyü üzüntü olarak değerlendiriyor ve bir karar veriyor. Herkesin sorumluluktan kaçtığı bir dönemde çok önemli ve zor bir karar veriyor. Sorumluluğu üstüme alıp istifa ediyorum demek her siyasetçinin alacağı bir karar değildir. Milletimiz o gece kendisini bir boşlukta hissetti. Ardından virüs gelir geçer ama terörle mücadele ne olacaktı diye karamsarlığa kapılıyor ve Sayın Bakanımıza destek mesajı yağdırıyor. Cumhurbaşkanımız da İçişleri Bakanımızın istifasından yana bir tavır içerisinde hiçbir zaman olmadı. Kabul de etmedi. Milletimizin hassasiyetine ve duygularına karşılık verdi. Sayın Bakanımızın da Cumhurbaşkanımızın vermiş olduğu kararın ardından geri dönmesi de çok asaletli bir davranış olmuştur. Fedakarca bir davranış olmuştur. İçişleri bakanımızın gayretine çalışmasına ülkemizin ve milletimizin ihtiyacı vardır. Cumhurbaşkanımıza bağlı devlet ve millet için sıdk-ı sadakatle çalışan birisidir. İnşallah bundan sonraki süreçte ülkemize, milletimize çok daha hizmetler yapacağına inanıyoruz ve her zaman yanında olduğumuzu da bu vesile ile ifade etmek istiyorum” diye konuştu.
 
YENİ YASA BİR AF DEĞİLDİR, İNFAZ DÜZENLEMESİDİR”
Af yasasının oluşturulmasında benimde mesleğim gereği bilgi ve deneyimlerimizle katkı vermeye çalıştık. Toplumdan ceza infaz düzenlenmesi ile ilgili yoğun talepler gelmişti. Zaten ceza evlerimizde aşırı derecede bir yoğunluk söz konusu idi. Şunu da özellikle belirtmek istiyorum. Terör, cinsel saldırı suçu, uyuşturucu madde ticareti gibi suçların ve bunun haricinde adam öldürme suçlarının dışında kalan suçlarla ilgili bir düzenleme yapılmıştır. Öncelikle 3/2 olan infaz oranını 2/1’e düşürdük. Bazı suçlarda 4/3 olan infaz oranını 3/2’ye düşürdük. Bazı suç oranları ise 4/3 olarak muhafaza edilmiştir. Bizim kırmızı çizgi olarak nitelendirdiğimiz suçlar vardır. Bunlar terör suçlarıdır. Uyuşturucu madde ticaretidir. Cinsel saldırı suçlarıdır. Adam öldürme suçlarına karşı da bir düzenleme yapıldı. Yaklaşık olarak 60 bin mahkûmun tahliyesi söz konusu olmuştur. Denetimli serbestlik yasasında bir defaya mahsus 3 yıl olarak belirlendi. Kanun yürürlüğe girdikten sonra ise 1 yıl olarak devam edecektir. Bedelli askerlik ile ilgili olarak reform niteliğinde bir kanun çıkarttık. Artık bu kanun ile ilgili olarak daha bizlere bir sorun gelmiyor. Öyle zannediyorum ki 3/2 infazın belirli suçlarda 2/1’e inmesi ile birlikte bu kanunda da köklü bir değişikliği ortaya koyduk. Bu bir af değildir. İnfaz düzenlemesidir. Bu infaz yasasının iptali için CHP anayasa mahkemesine müracaat etti. Gerekçeleri şu; terör suçları, cinsel suçlar, uyuşturucu suçlarını bu affın dışında neden tutuyorsunuz. Bu adaletsizliğe ve eşitsizliğe neden olmaktadır. Bunun iptalini istiyoruz şeklinde anayasa mahkemesine bir müracaatta bulundular. Bizler kırmızı çizgimiz doğrultusunda infaz yasası düzenlemesi yaptık. İnşallah bu yasanın ceza infaz sistemimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

“HİÇBİR BELEDİYE BAŞKANIMIZIN BASIN KANALI İLE ELEŞTİRİLMESİNİ DOĞRU BULMAM”
Trabzon Büyükşehir belediye başkanımız Murat Zorluoğlu hakkında yapılan eleştirileri doğru bulmuyorum. Yerel seçimlerden bu yana Trabzon şehri için ve ilçeleri ile yoğun bir temas halindedir. Toplumun dinamikleri ile daha fazla diyalog kurmanın arayışı içerisindedir. Önemli projeleri merkezi hükümetle birlikte takip etmekteyiz. Mega projelerinin sonuçlanması noktasında bakanlık ve kurum ziyaretlerimiz mevcuttur ve devam etmektedir. Kendisinin ortaya koyduğu vizyon doğrultusunda inşallah Trabzon’umuza güzel ve hayırlı hizmetler yapacağına yürekten inanıyorum. Virüsle mücadele kapsamında sayın belediye başkanımız örnek çalışmalara imza atmıştır. Belediye gelirlerinin düştüğü bu dönemde müthiş ve özverili bir çalışma örneği göstererek bu sürece katkı sağlamıştır. Trabzon ilimizin her bir Belediye Başkanından Allah razı olsun. Hepsi özverili bir şekilde mükemmel çalışmalara imza atarak bu süreci doğru olarak yönetmişlerdir. Halkımıza hizmet etme noktasında gayret sarf etmektedirler. Kendilerine teşekkür ediyorum. Hiçbir Belediye Başkanımızın basın kanalı ile eleştirilmesini doğru bulmam. Bundan huzursuzluk duyarız. Bu tür eleştirilerin diyalogsuzluktan kaynaklandığını düşünüyorum. Belediye başkanlarımız görevlerini en doğru şekilde layıkıyla yapmak ve halkımıza hizmet sunmak için özverili bir şekilde bu virüslü şartlarda bile sürdürme çabası içerisindedirler.
 
“VAKFIKEBİR- TONYA- KÜRDÜN YOLU 100 YILLIK BİR PROJEDİR”
Vakfıkebir- Tonya- Kürdün yolu esasında Tonya ilçemizin çıkmaz sokak olmaktan kurtulmasına neden olacak bir projedir. Yani 100 yıllık bir projedir. Geçmişte bu sorunu dile getiren birçok siyasetçi ve belediye başkanımız olmuştur. Allah hepsinden razı olsun. Bu yolun karayoluna alınması, haritasının çıkarılması, projesinin ihale edilmesi ve tamamlanma süreci bizlerin son dönemimize denk gelmiştir. İnşallah ulaştırma ve alt yapı bakanımıza yolun tamamlanması konusunda baskı yapıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımıza bu konuyu milletvekilimiz Sayın Muhammet Balta ile birlikte anlattık. O da yapılması için gereken talimatları vermişti. Biz de bu süreci takip ediyoruz. İnşallah kısa sürede ihale ettireceğiz. İhaleyi tamamlayıp en kısa zamanda bu yolu halkımızın ve bölgemizin hizmetine sunacağız.

“TRABZON DEMİRYOLU YOL PROJE SÜRECİ İHALE EDİLDİ”
Trabzon için hazırladığımız Mega projelerin hayata geçirilmesi için çalışmalarımız sürüyor. Bu projeler 2015 Kasım ve ardından2018 seçimlerinde teklere ettiğimiz projelerimizdir.  Bu projelerle alakalı hiçbir adım atılmadığı konusundaki söylemleri kabul etmiyoruz. Trabzon’da 2. Bir devlet üniversitesi kurulması için bir kanun çıkarılması gerekiyordu. Biz bu kanunun çıkarılması için TBMM’de yoğun bir çalışma süreci yaşadık ve kanunu çıkarttık. Trabzon Üniversitesi’ni kurduk. Şehir hastanesi ile ilgili yer problemleri vardı. Yeni bir kanun çıkartarak şehir hastanesinin kurulabilmesinin önünü açtık. Trabzon şehir hastanesi yakın bir süreç içerisinde inşallah ihale edilecektir. Bu virüs süreci yaşanmamış olsa idi Mayıs ayı içerisinde şehir hastanesinin ihalesi yapılacaktı. Şehir hastanelerinin ne kadar önemli olduğunu CHP’liler bile anlamış durumdadırlar. Akyazı Stadı biz geldiğimizde durmuş durumdaydı. Bu stadı biz tamamladık. Yatırım adası için TBMM’de kanun çıkarttırdık. Bu Mega projeler TBMM’den kanun çıkartılarak yol alınan projelerdir. Kolay değil zor projelerdir. Arsin’deki yatırım adasında uluslar arası firmaların o bölgede yatırım yapacağı ve 5 bin kişinin istihdam edileceği bir projedir. Sondaj çalışmaları başladı. 17 Eylül 2019 tarihinde bu alanın ihalesiyle ilgili bir süreç başlattık. Süreç devam ediyor. 710 günlük bir iş süresi var. Bu hamle çok kritik ve önemli bir hamledir. Aynı şekilde demir yolu ile birlikte alakalı olarak 100 yıldır konuşulan bir durum söz konusu idi. Şu anda biz demir yolunun yol proje sürecini ihale ettik. Proje ihalesinden sonra inşallah yatırım programına aldıracağız. Bu konuda milletvekili arkadaşlarımızla birlikte kararlıyız. Güney çevre yolu ile ilgili olarak ulaştırma ve alt yapı bakanımızla ilgili konu hakkında görüşmüştük. Özellikle önemsediğimiz bir projedir. Akçaabat ile Darıca arasındaki 1. Etabı tamamlayabilirsek ve de kanuni bulvarı ile birleştirdiğimiz zaman 2. ve 3. Etabın ihale edilip yapılması daha kolay ve söz konusu olur. Trabzon’daki trafik sorununu ciddi bir anlamda rahatlatacağını düşünüyoruz. Bu anlamda Mega projelerimizde herhangi bir aksama durumu söz konusu değildir. Yine Trabzon’da kentsel dönüşüm projelerimiz devam ediyor. Kanuni bulvarımız devam ediyor. İlçelerimiz arasındaki yolların yapım sürecini takip ediyoruz. Trabzon ile ilgili olarak yapılacak bütün yatırımları takip ediyoruz. Bu projelerin sonuçlanmaları için milletvekili arkadaşlarımızla birlikte çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

“TRABZON ÜNİVERSİTESİNİN BÜYÜKLİMAN İLÇELERİMİZE DAİR PROJE VE ÇALIŞMALARI VAR”
Trabzon üniversitesinin Akçaabat ilçemize bir kampüs projesi olduğu gibi aynı zamanda Vakfıkebir, Çarşıbaşı, Düzköy ve Beşikdüzü ilçelerimize dair projeleri ve çalışmaları var. Bu yıl inşallah Şalpazarı ilçemizdeki Yüksek Okulu eğitim öğretime yetiştireceğiz. Aynı şekilde Beşikdüzü ilçemizde büyük bir arsanın üniversiteye tahsisi söz konusudur. Çarşıbaşı ve Düzköy ilçelerimizin Meslek Yüksek Okulu talepleri senatodan açılma kararları geçti. YÖK sürecini bizzat takip ediyoruz. Trabzon üniversitesinin açılması ile birlikte Trabzon’un batı ilçeleri yatırımlar noktasında bu fırsattan yararlanacaklar. Aynı şekilde KTÜ’den Trabzon’un doğu ilçeleri yatırım anlamında faydalanacak şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu yatırımların Trabzon ilimizde gerçekleşmesinde katkı sağlayan başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere bakanlarımıza ve milletvekili arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz.  
Sizlerin aracılığı ile tüm Trabzon’a ve bölge halkımıza hayırlı ramazanlar ve hayırlı bayramlar diliyorum. Onların her sorununu çözmek için her sorusuna yanıt vermek için özverili bir şekilde çalıştığımızdan hiç kuşku ve şüpheleri olmasın. Sizlere de böyle bir fırsatı bana verdiğiniz için teşekkür ediyorum. Tüm hem şehirlerime saygı ve selamlarımı sunuyorum.