Güncel - Yaşam 14.09.2017 23:10 Güncelleme: 15.09.2017 00:38

"Türkiye yüksek faiz düşük kur döngüsüne sokulmak isteniyor"

​Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli, Türkiye'nin yüksek faiz düşük kur döngüsüne sokulmak istendiğini söyledi. Ayrıca Gedikli, "Faizin aşağı gelmesinin kuru yükselteceğini zannetmem." dedi.
"Türkiye yüksek faiz düşük kur döngüsüne sokulmak isteniyor"

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli, Türkiye'nin yüksek faiz düşük kur döngüsüne sokulmak istendiğini söyledi. Ayrıca Gedikli, "Faizin aşağı gelmesinin kuru yükselteceğini zannetmem." dedi.

Habertürk TV'de konuşan Gedikli, siyasilerin her zaman Merkez Bankası ile ilgili açıklama yaptıklarına dikkat çekerek, Merkez Bankası’nın kanun gereği hükümet hedefleriyle uyumlu çalışmak zorunda olduğunu vurguladı.

Bülent Gedikli açıklamasında, “Yıllardan beri kavgasını verdiğimiz bir konu. Ben size bir örnek vereyim bakın; Trump Merkez Bankası ile ilgili açıklama yaptı mı yapmadı mı Amerika’da.Yaptı değil mi? Kaç defa yaptı. Başkan ile ilgili, faizle ilgilide yaptı.Faizlerin yükselmemesine dair açıklamaları oldu. Merkel, Merkez Bankası ile ilgili açıklama yaptı mı yaptı. Bunlar Merkez Bankası’nın yaklaşımlarına müdahale midir? Her siyasi Merkez Bankası ile ilgili açıklamalar yapıyor” dedi.

Gedikli konuşmasını şöyle devam ettirdi: 

“Şimdi Türkiye’de olan biteni tek başına teorik olarak değerlendiremezsiniz. Fed’in Faiz artıramayacağını 3 seneden beri söylüyorum. Artıramaz diyorum ve hatta bazı programlarda iddiaya bile girdik artıramayacağına dair. Dünyada kur savaşları var. Hiç kimse parasının değerli hale gelmesini istemiyor çünkü ihracat yapmak istiyor. Bakın Amerika’da bunun için doların değerini düşürdü. Trump’ta doların değerinin düşmesi için hareket etti. Son 1-2 ayda ki açıklamalarına bakın. Amerika’yı ihracat ve yatırım potasına oturtmak istiyor. Bizde Türkiye ekonomisini yatırım ve ihracat potasına oturtmak istiyoruz. Bununda yolu yüksek faiz düşük kur değil herhalde di mi? Yıllarca Türkiye sıcak parayla yani yüksek faiz düşük kur... Bakın sayın Cumhurbaşkanımızda faizlerin yüksek olduğunu söyledi ve aşağıya bunun gelmesi gerektiğini ifade etti .Aynı döngüye Türkiye sokulmak isteniyor. Yüksek faiz düşük kur.. Bunun sonucu nedir. Ucuz ithalat ve tüketim. Tüketim kredilerini verin ucuz ithalat yapılsın ama üretim güme gider bu durumda. Türkiye üreten ülke olmak zorunda, Türkiye büyüyen ülke olmak zorunda, Türkiye yatırım yapan ülke olmak zorunda. Gelen büyüme verilerine baktığımızda da son derece olumlu biliyorsunuz yüzde 5’i aşan bir büyüme oranı yakaladık. Ama yatırımlarla alakalı istediğimiz tabloyu tam bulmuş durumda değiliz. Makine, tesisat olarak baktığımızda orada bir düşüş var.. Sanayi verileri şimdi çok iyi geliyor. Bu gelen verileri daha da güçlü hale getirmemiz için bizim ekonomi politikasını bu manada belli bir şeye oturtmamız gerekiyor. Bunun yolu yüksek faiz değil. Faizlerin aşağıya doğru gelmesi ve kurlarında gerçekçi bir hale gelmesi.”

Kurlar aşağıya doğru belki 3 liranın altına doğru ivme kazanacağının altını çizen Gedikli, “Bazı çevrelerin zaten niyetinin bu olduğunu biliyoruz. Aldığımız verilerle, yaptığımız çalışmalarla nabız tutarak fonlardan gelen bilgileri değerlendirerek bu açıklamaları yapıyoruz. Amaç oydu aşağıya doğru çekip sonra birdenbire yukarıya doğru zıplatmak. Bakın Türkiye’de sermaye girişlerine bir bakın. 2017’de de sermaye girişleri hızla devam ediyor. Birileri ne diyordu? Türkiye’ye sermaye girişi olmayacak, bu tür yaklaşımlar vardı. Olumsuz bir hava veriliyordu. Şimdi bakın kurlar aşağıya doğru geldiğinde ne olur? 3,70’ten girenler var dimi dolarda, çıkması daha kolay olur .O döngüyü başlattığınızda gelir ucuza alır, vatandaşada ucuza bozdurtturur, vatandaşada psikolojik operasyonlar yapılır, vatandaşta bu daha aşağıya gidecek herhalde diye döviz bozdurur. Bu oyunlar Türkiye’de çok oynandı. 1999-2001 arasını sizinle bir programda konuştuk. Sabit kurdu biliyorsunuz. Kur, TL aşırı değerli hale gelmişti develüasyon yapılması ihtiyacı vardı, ama sabit kurdan ötürü bu yapılamıyordu .İhracat durdu, cari acık patladı, aldı başını gitti ondan sonra bir baktık ki Merkez Bankası o günkü başkan el altından yabancı bankalara 5 tane bankaya sabit kurdan satış yapmış. Ertesi günüde dalgalı kura geçiliyor. Biz bunları yaşadık yani biz bunları biliyoruz.” dedi.

“Kur faiz ikilemini, denklemini iyi oturttuğumuz zaman inşallah bu performans çok daha iyi bir noktaya gelecek. vurgusu yapan Başdanışmanı Bülent Gedikli, “5,1 dünyanın arayıpta bulamadığı bir rakam. Kimse bunu küçümseyemez. 5,1’den bahsediyoruz. Bunun kalitesi ayrıca konuşulabilir ama sadece başlı başına birinci ve ikinci çeyrek büyümeleri zaten Türkiye’nin geleceğinin son derece parlak olduğunu gösteriyor. Üçüncü çeyrekte tabi bununda üzerindedir büyüme rakamı. Ama biz istiyoruz ki burda ihracatın ve yatırımların katkısının büyümeye olan etkisi çok daha fazla olsun. Biz cari açığı olan bir ülkeyiz. Hala 35 milyar dolar civarında cari açığı olan bir ülkeyiz. Kurla değerlendirdiğinizde bunu kurla baktığınızda bunun bir dengesi olması lazım. İhracatı teşvik edecek, cari açığın büyümesini engelleyecek bir kur faizi denklemi kurmak lazım. Bizde bu yıllarca sıcak para perspektifiyle kuruldu. O da tüketim ve ithalat yapısını getirmiş oldu. Ama şimdi artık büyümenin yatırım ve ihracat bazlı olması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

Denge nasıl sağlanacak, faiz nasıl aşağıya çekilebilecek? şeklindeki soruya da, Bülent Gedikli, “Bundan sonraki süreçte inşallah bankalarla bu konuların konuşulma süreci hem de kaynakların yeniden dizaynı suretiyle faizlerin aşağı geleceği ortamın oluşacağını düşünüyorum. Dünya ve küresel ekonomideki gelişmelerde bunu destekliyor. Bakın Avrupa Merkez Bankası açıklamasını yaptı. Likit falan öyle kolay değil. Bunu yapamazlar çünkü dolar değer kaybetmiş avronun da o kadar değer kazanmasını istemezler. Dolayısıyla onlar likitide bu ortamı devam ettirmek zorundalar. Bu son derece büyük bir avantajdır. Hammadde, metal, petrol fiyatları düşük kalmaya devam edecek ki bizim ithalatımızda bunlar önemli bir yer tutuyor tabi. Biz bunları hala ithal etmeye devam edeceğiz. Bu da Türkiye açısından son derece olumlu bir ortam doğuracak, dolayısıyla faizlerinde aşağı gideceği bir ortamın kaynak açısından oluşacağını düşünüyorum. Bizim şunu yapmamız lazım. Ülke pasifi dediğimiz bir yaklaşım var. Ben öyle bir isim veriyorum.Ülkemizin kendi kaynaklarını devreye sokmak anlamında. Mesela diyelimki BES böyle birşey, kıdem tazminatı böyle birşey olacak yani kendi kaynaklarımızı devreye sokacağız. Altın üzerine mesela menkul kıymetler oluşturulması böyle birşeydir. İnsanımızın elindeki altın ve diğer değerli madenleri ekonomiye enjekte edecek süratle oluşturmamız lazım.” şeklinde konuştu.