Türkiye ‘demokrasidikta yol ayrımında’

25 Mart 2017 Cumartesi

Yandaşı, ana akım medyası tekmili birden 24 saat hizmette yetmemiş, olağanüstü hal koşullarının haksız, hukuksuz dayatmaları eklemlenmiş, kamu gücü, kaynakları toptancı evetçiler kampanyasına seferber edilmiş..
Cumhurbaşkanı ağırlıklı bütün kanallarda gündüz gece saatler tutan canlı yayınlarda, Başbakan, bakanlar, evetçiler korosu sıralanıyorlar.. Ara boşluklarda yer kapabilen CHP Başkanı’na toplam 17 saat kalmışsa, evetçi Cumhurbaşkanlığı korosundan Cumhurbaşkanı’nın payına 300 küsur saat düşmüş... HDP’nin payının dakikalarla, diğer partilerinin paylarının daha da az olduğunu da unutmazsak.. Haksız, eşitsiz, hukuksuz referandum kampanyasındaki seçmene yönelik tehditlerin boyutları katlanıyor..
Cumhurbaşkanı son canlı yayın seslenişlerinde inatla yargısız infaz niyetine tutuklu 146 gazeteci olduğunu söylerken gazetecilik eylemlerinden değil, terör örgütleri ilişkileri, eylemleri bağlantılarından suçlamasında direttiler.. Hukukçu, insan hakları, kadın hakları savunucusu, CHP milletvekili Şenal Sarıhan, Erdoğan’ın bu son suçlamalarını yanıtlarken tutuklu gazetecilerin son sayısının 154 olduğunun altını çiziyor. Söz konusu tutuklamaların terör örgütü ilişkisiz gazetecilik faaliyetleri, eylemleri ile bağlantılı olduğu gerçeğinin altını çiziyor.
Gazetecilerin haksız hukuksuz tutukluluk hallerine son verilmesi çağrılarını bir kez daha yineliyor.. Cumhuriyet ailesinden haksız, hukuksuz 146 gündür tutuklu 10, 85 gündür tutuklu bir arkadaşımızın gazetecilik çalışmalarından çarpıcı örneklerle; teröre, FETÖ’cülüğe karşı gazetecilik ilkeleri, basın özgürlüğü kapsamı içinde yapılmış başarılı gazetecilik çalışmalarından aktarımları paylaşıyor.
Sarıhan, tutuklu gazetecilerin diğerleri, tümü için benzer haksız konumları da paylaştıktan sonra gazeteciler için de geçerli kılınmaya çalışılan terörist suçlamasının haksızhukuksuzluk vahameti üzerinde duruyor..

***

Sarıhan’ın altını çizdiği üzere terörist suçlaması kavramı tarihinin en geniş hacmine ulaşmış.. Algımızda en kapsamlı acımasız terörist suçlaması genellemesinin, haksız, hukuksuz, yargısız infaz cezalandırılmalarının 12 Eylül askeri darbesi sürecinde, cezaevlerinde yaşandığını düşünürüz değil mi? On binlerin cezaevlerinde yaşadıkları unutulamaz kuşkusuz. Ancak İktidarları erki kapsamında, hem de sivil iktidar erki eliyle, 1. - 2. Silivri yargılamaları süreçleri içinde yaşatılan sözde sivil yargılanmaların haksızlık, hukuksuzluk, hele de terörist suçlaması kapsamındaki geleceğe de yönelik, geniş kapsamlı toplumsal sonuçlarını hafife alabilir miyiz?
Irak işgali projesi kapsamında, ABD’ye onay vermeyen Ecevit, koalisyon hükümetinin yıkılışını, deprem-ekonomik kriz bağlantılı okumak tek başına ciddi yalnış olabilir. Fazilet içinden üretilen AKP kuruluşunu asıl doğru okuyabilmek anlamlı olabilir. Sürpriz projenin cephe, cemaat, taban ittifakları, hele de kuruluş, oluşum destekçileri, oluşacak İktidarları icraatlarının öncelikleri çok ama çok önemlidir..
Ortadoğu, İslama yönelik yeni dünya düzeni, çıkar dengelerinin aynası, çok hızlı, çok çarpıcı çıkar dengeleri çatışmalarının da yansımalarını okuyabiliriz.. ABD odaklı kendi terörü ile baş edebilme gerekçeli Irak, Afganistan işgalleri günlerinden, askeri ile doğrudan savaş alanında yer almaktan vazgeçme günlerine çok hızlı geçildi. Ilımlı İslam, yeni Osmancılık, Arap Baharları.. süreçleri başlarken düş olabilme içeriklerini yitirdiler..
Otoriterleşme, diktatörleşmenin önü açılıyor. İslam dünyasının tek laik Cumhuriyeti, eksikli gedikli olsa da, Osmanlı’da kurulmuş meclisi, kurtuluş, kuruluş, Atatürk devrimleri ile donatılmış, 1961 Anayasası, sendikal, demokratik örgütlenme yasaları ile çağdaş demokrasiye yol almış ülkemizde bu gidiş nereye?
Demokrasiyi koruma, geleceğimizi güvenceye alma savaşımında demokrasilerde bir benzerinin söz konusu olamayacağı, ne parlamenter ne de başkanlık modellerinde örneği olabilecek güçler ayrılığını, çoğulculuğu katleden sivil diktatörlüğün hem partili hem de kurumların özerk işleyişlerini ortadan kaldıran başkanlık modeli, evetçi referandum kılıfına uydurulmuş olsa da olur mu?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bayram benim neyime? 9 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları