20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Türk şükür Japon intihar eder

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

A+ A-

Mega İstanbul’a yaz yağmuru yağmış. Ahaliyi su basmış. Sel kenti felç etmiş. Sular çekilince çamur devreye girmiş. Meteorolojinin ‘yağmur yağacak’ haberini ‘kavurucu sıcaklıktan kurtuluyoruz’ diye sevinçle karşılayan hayırdan şer doğacağını bilseydi bu temennide bulunmazdı. Trajik-komik görüntülerle şehri İstanbul’un içler acısı halinin fotoğrafları alemin gündeminde. Hani ‘boynun neden eğridir?’ diye deveye sormuşlar ‘nerem doğru ki’ demiş ya işte o haldeyiz.
Adettendir. Hemen suçlu bulma avına çıktık. Pennsylvania ve hapishanedeki müritleri, “Beddualarımız duyuldu” diye bayram ediyor. Türkiye’nin başına gelecek tüm felaketlerin sebebini kendilerine yapılan haksızlığa bağlıyor. Kandil ha gayret İstanbul sel ile boğuşurken Dimyat'taki pirinci götürelim umuduyla yaşıyor. Erbil, ‘fırsat bu fırsat Türkiye iç sorunlarıyla boğuşurken Barzanistan’ı kurayım’ rüyası görüyor. ‘AK Sultanın işini de kolaylaştırırım. ‘Biz sel ile boğuşurken Barzanistan’ı kurmuşlar, Suriye’nin Kuzeyine de tam yerleşmişler suçsuzum’ diyebilmesi için bahane üretirim’ diyor.

FITRATTA SEL VAR MI?

Kentin, vatandaşın, canın yorganı olan malın iflahı kesilmiş ama bizim Mega Başkan Kadir Topbaş ‘şükür can kaybı yok’ demiş. Ana muhalefet için bulunmaz fırsat. ‘Biz ağaç diktik her tarafı yeşile boyadık ağaç düşmanı AK Sulta oduna doymayan fırın misali ağaçla besleniyor’ açıklamaları yapıyor. Birçok mega fesat CHP belediyelerini bilmesek Türkiye’ye ilk ağacı onlar dikmiş ve ilk ağacı iktidar kesmiş sanacaktık. AK sultanın riyakâr fetvacıları ise “İnsan ve doğanın kaderinde ölüm ve sel faciaları vardır” hadis-i aksulta tekerlemesini okuyor.

Tokyo alemin en yoğun nüfusuna sahip süper mega bir kent. İstanbul’un nüfusu 15 milyon Tokyo’nun 38 milyon. İstanbul’a yılda düşen ortalama yağış miktarı 800 mm Tokyo’ya düşen miktar 1300mm. Japonya Tsunamilerin, depremlerin, volkan patlamalarının, su taşkınlıklarının, sel felaketlerinin anavatanı. Tokyo geçmişte birçok yıkıcı sel felaketlerine maruz kaldı. Ancak Asyalı Moğol ırkının akrabası olan Japonların hatalardan ders ve felaketlerden ibret aldıkları görüldü.

JAPON ÇÖPTEN ADASI

Tokyo körfezine kent ahalisinin çöpünden beş devasa ada inşa etmişler. Adalar ‘muhakkak dandiktir’ demeyin. Üzerinde havalimanları, üniversiteler, şirketler, AVM'ler devasa parklar var. Japonya’da nadiren yetişen portakal-limon-mandalina üretimi yapılıyor. Japonların sel baskınlarını nasıl önlediklerini yerinde görmek üzere her konuya maydanoz olanları Tokyo’ya götürmeli. Muazzam bir sistem kurmuşlar. Bu sistemin toplam ücretini mi merak ettiniz; belediyelerimize ödenen bir yıllık rüşvet parası.

'YABANİ'NİN MEDENİYETİ

Japonya mahalli dilde Nippon’dur. Japon İngilizce yaban diye telaffuz edilir. Japonya’nın Arapçası Yaban ve Japon Yabani demektir. Medeni Süryani Araplar bu uzak diyarlarda “vahşice” yaşayan” medeniyetten uzak insanları görünce bunlar görgüsü olmayan, kaba ve hoyrat vahşi hayvanlar misali yaşayan yabani (Japon) demiş. Yabancı kelimesinin de kökenidir. Şimdi bu yabaniler medeniyetin zirvesinde yaşıyor. Eski medeni milletler yabani olmak için gayret ediyor.
Peki, Japonya mutlak emsal bir ülke mi? Tabi ki hayır. Alkol, kumar, depresyon, pornografi, işkolik ilişkili hastalıklar, rüşvet, boşanma, mafya ve daha nice sorunlarla boğuşuyor. Ancak bu hastalıklar zuhur ettiğinde gereken bedel neyse amasız limi-cimi yok ödeniyor. Biz de ise bu bedeli her daim en alttakiler ödüyor.

YIKILAN KÖPRÜ HARAKİRİ YAPTIRIR

Genç nesil hatırlamaz. Anlatalım. Birinci Boğaz Köprüsü Japon-Türk mühendislerin eseriymiş. Köprü tamamlanmış açılış günü gelmiş. Yerli-yabancı devlet erkânı ve millet açılışta hazır bulunmuş. Konuşmalar yapılırken köprü sallanmaya başlamış. Korku ve dehşet herkesin gözlerini fal taşı gibi açmış. Köprü daha şiddetli sallanmış. Halatlar kopmuş ve köprü büyük bir gürültüyle Boğazın sularına düşmüş. Ağlayanlar sızlayanlar ah ve vah sesleri göğü bile hüzünlendirmiş.
Japon Başbakan utancından başını kaldıramamış. Japon mühendislere katılmış. Kısa bir seremoniden sonra, ‘biz bu utançla yaşayamayız’ kararı çıkmış. Harakiri yapmışlar topluca intihar etmişler. Bizim Başbakan “kazalar köprülerin kaderinde vardır” demiş. Ardından Türk mühendislerini toplamış. “Bu ne iştir?” diye sormuş. Başmühendis herkes adına,” Sayın Başbakanım hamd ve şükür olsun ki beraberce demirden çimentodan yürüttük. Maazallah dürüst davranıp yürütmeseydik aha halimiz şu manyak Japonlar gibi olacaktı” demiş.