Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Evren Devrim ZELYUT

Evren Devrim ZELYUT

Türk ekonomisi neden uçuşa geçemiyor?

Osmanlı neden geri kaldı? Neden teknoloji yaratamadı? Teknoloji ve üretimden kopunca neden borca sarıldı? Sonunda ekonomi, maliye neden çöktü? Cevap çok basit, nüfusunun tamamını modern eğitimle buluşturamadı. Bilimsel faaliyetler kimi yerde günah diye yapılmadı, özgür düşünceye olanak verilmedi. Sonunda toplum üretmek, teknoloji geliştirmek yerine safsataların peşinde, dini ve millî değer bezirganlarının elinde mahvoldu, parçalandı. Bu yanlışlar silsilesinin en önemli parçası da kadını toplumdan uzaklaştırmak, kafesin arkasına kapatmak oldu.
Oysa bir toplumun gücünün yarısı kadınlardan gelir. Yaşama ne kadar katılırlarsa o toplum, o kadar üretken, verimli olur. Böylece toplum, kadın erkek tüm yetenekli insanlarını kullanarak ekonomide hedeflerine varabilir. Ancak siz nüfusunuzun yarısını evde tutarsanız başarılı olmanıza imkan yoktur. Bunun ispatı ise günümüzdeki gelişmiş ülkelerin toplumsal yapısıdır. Ulu önder Atatürk bunu gördüğü için, Türkiye'nin kalkınması adına kadını kafes arkasından çıkarmış, onları eğitimle buluşturmuş, ülkenin büyümesine katmıştır.
Son yirmi yıldır Türkiye'yi yöneten zihniyet kadını tekrar kafes arkasına kapamak için Cumhuriyetin kurum ve kuralları ile büyük bir savaşa girmiştir. Ülkemizin Osmanlı gibi parçalanmaması için ekonomisinin sağlam olması şarttır. Bunun için de tüm toplumun, kadınıyla erkeğiyle çabası gereklidir. Ekonomiler iki motorlu uçağa bezer, tek motorla kalkış ve uçuş yapamazlar.
Bakın, kadına verdiğimiz değeri, kadın cinayetlerini yazmıyorum bile. Ancak istatistikler kadının mevcut rolü ile Türkiye'nin bir refah devleti olamayacağını göstermektedir.
TÜİK, 'İstatistiklerle Kadın, 2020' isimli raporunu yayınladı. Bu rapordan size birkaç rakam paylaşmak isterim:

"2020 yılında, kadın nüfus 41 milyon 698 bin 377 kişi, erkek nüfus 41 milyon 915 bin 985 kişi oldu. Diğer bir ifadeyle; toplam nüfusun %49,9'unu kadınlar, %50,1'ini ise erkekler oluşturdu."
"En az bir eğitim düzeyini tamamlayan kadınların oranı %85,7 oldu. 25 ve daha yukarı yaşta olup en az üniversite mezunu olan kadınların oranı 2019 yılında kadınlarda %18,5 oldu."
Burada büyük bir sıkıntı var. Kadınlarımızın yaklaşık %15'i hiç okulla buluşmamış. Yaklaşık %80'i de yüksek okul mezunu değil. İşte bu tablo Türk ekonomisinin geri kalmasının önemli gerekçelerinden birisi oluyor. Ne kadar eğitimsiz nüfus, o kadar geri kalmışlık, fakirlik, sefalet demek...
Kadınlar ne yazık ki ekonomiye destek veremiyor. Çünkü hapsedilmiş durumdalar. Rapor aynen şunu söylüyor: "Kadınların istihdam oranının erkeklerin yarısından daha az olduğu görüldü. İstihdam oranı erkeklerde %63 kadınlarda ise %28'de kaldı."
Kadınları cinsel bir öğe, sadece çocuk bakan, yemek yapan insanlar olarak görmekten vazgeçmeliyiz. Bunun için devlet, kadınların toplumda daha güvenli hissedecekleri, eğitime kolaylıkla ulaşacakları, eşit çalışma koşullarında rekabet edebilecekleri durumu meydana getirmek için gerekli düzenlemeleri yapmalıdır. Eğitimden başlayarak kadınların köle edildiği bu düzeni değiştirmelidir.
Büyük bir Türkiye hayali ancak kadınlarımız da ekonomik savaşa girerse mümkün olacaktır. Biz Arap değiliz! Biz Türk'üz! Türk kadını Nene Hatun'dur, Halide Onbaşı'dır, Nezahet Onbaşı'dır, Şerife Bacı'dır, Erzurumlu Kara Fatma'dır, Bahriye Üçok'tur, Sabiha Gökçen'dir, Muazzez İlmiye Çığ'dır, Türkan Saylan ve adını sayamadığımız milyonlarca kıymetli insandır.

Onların yeri sadece mutfak değil üretim ve teknoloji savaşının içidir...

 

Yazarın Diğer Yazıları