Son yıllarda turizm, gelişen ve ülke ekonomisine büyük katkı sağlayan bir sektör haline gelmiştir. Turizm, ülkenin eksik kalan yerlerini tamamlayan önemli bir ekonomik araç da olmuştur. Turizm sektörü içerisinde önemli bir yere sahip olan ve ciddi ekonomik katkı sağlayan işletmelerin kurumsal bir yapıya bürünememesi, sektörü küçültecek ve ekonomik olarak zarar verebilecektir. Turizm sektöründe yer alan aile işletmelerinin bu alanda meydana koydukları durum önem oluşturmaktadır. Turizmde yer alan aile işletmelerinin en büyük sorunu kurumsallaşmadır.
Kurumsallaşma aile işletmelerinin uzun ömürlü olması ve gelişmesi için en önemli unsurdur. Aile işletmelerinin uzun ömürlü olamamasındaki en büyük unsur bir kişiye bağlı kalarak ilerlemeleridir. İşletmeler kurucuları olan ilk ve ikinci neslin çizdiği çemberin dışına çıkamayarak ilerlemektedir. Bu nedenle işletmeler kurucu kişinin ölümünden sonra kısa vadeli olmakta ve yaşamını devam ettirememektedir. Aile işletmeleri için büyüyememesindeki diğer sebeplerden biri de, aile yapısındaki dengesizliktir. Aile bireylerinin geçinememesi ve ortak karar sağlayıcı bir yapıya sahip olmamalarından kaynaklı olarak işletme gelişme kaydetmemekte ve yerinde saymaya devam etmektedir. Bunun yanı sıra kopuşlarda meydana gelebilmekte işletme ikiye ayrılıp dağılabilmektedir.
Deneyimsiz nesillerin yönetimde yer alması da başlı başına bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Esas sahipleri işletmeyi deneyimsiz, bilgisiz ve yeteneksiz genç kuşağa vermesi işletmenin çöküşüne sebep olabilmektedir. Kurumsallaşma, aile işletmelerinde verimliliği sağlamakta ve ülke ekonomisinde önemli yol kat edilmesine imkan sağlamaktadır. Kurumsallaşmanın gerçekleşmesi için gerekli duyulan kriterlerin yerine getirilmesi gerekmektedir. Diğer bir nokta ise eksikliklerin giderilmesi esasıdır. Kurumsallaşmanın sağlanması için hangi noktalardan gelişimin gerçekleşmesi gerekliliğinin tespit edilmesi ve iyi bir politikanın uygulanması gerekmektedir. Bu hususlar neticesinde işletme uzun ömürlü ve verimli bir yapıya bürünebilmektedir.
Sonuç olarak eğer işletme kurucunun hakimiyetinde devam eder ve hiçbir değişiklik sağlayamazsa kurucunun ölümünden sonra işletme de uzun ömürlü olamaz. Mevcut durum tüm aile işletmelerinde geçerlidir. Güncel kalabilen, dünyayı takip eden, sürekli değişen ve gelişen aile işletmeleri ülkeye ekonomik anlamda katkı sağlamaktadır. Bunun yanı sıra genç nesillere istihdam alanı sağlayabilen önemli bir iş sahası olabilmektedir. Bu şekilde hem ülkesine hem de işletmenin kendisine büyük yararlar sağlayabilecektir. Sayılan sebeplerden ötürü aile şirketleri ailenin ekonomik kalkınma sağlaması yönünden değil, hem ülke hem de toplum için büyük önem arz etmektedir. Bu sebeple aile şirketlerinin planlı bir şekilde kurumsallaşmaları ve gelişmeleri gerekmektedir.