Yukarı
1

Sinan Kara

Tunç Soyer raporu…

16 Ekim, 2018

   Seferihisar’ın CHP’li Belediye Başkanı Tunç Soyer hakkında epey bir süredir çok sayıda iddia dile getiriliyor. Bu iddiaların birçoğu medyaya yansımış durumda. Astronomik şekilde arsa/mülk satışları ve sıkça yaptığı yurt dışı seyahatleriyle de yoğun şekilde eleştirilen Soyer hakkındaki iddialar sadece bunlarla da sınırlı kalmıyor.

   CHP’den Seferihisar Belediye Meclis Üyeliğine seçilen ancak Soyer’in yanlış işler yaptığını iddia ederek, bağımsız Meclis Üyesiliğine geçmek zorunda kalan Mehmet Şenel’in hazırladığı “Tunç Soyer Raporu” bir dosya halinde Genel Merkez yetkililerine iletilmiş durumda. Bu raporu edindik. Ve noktasına, virgülüne dokunmadan aynen sizlerle paylaşmak istiyorum. Seferihisar Belediye Başkanı sn Tunç Soyer’in, Ege’nin Sesi’nde dilediği zaman bu iddialara cevap kullanma hakkı olduğunu da ayrıca belirtelim…

   -İşte o rapor…

   •      Partiye üye olacaklara kadar karışan Belediye Başkanı, Seferihisar CHP İlçe yönetim kuruluna seçtirilen yönetim kurulu üyelerinin Belediye içerisinde aktif görevlere getirilen kişiler ile 1. Dereceden akraba olması sonucu ilçe yönetimi tamamen Belediye Başkanı yönetimindedir. Bu şekilde hem ilçe örgütünü hem de personeli baskı altına almayı başarmıştır. Kişisel olarak sorun yaşadığı üyeleri partiden ihraç ettirmek, üye olmak isteyenlerin üyeliğini engellemek içinde yönetim kurulu üyelerini görevlendirdiği ayrı bir tartışma konusudur.

   •      Geçtiğimiz  hafta belediye başkanı aday adayı olmak için istifa eden İlçe Başkanının Belediye ve Belediyenin Şirketi ile olan ticari ilişkisinin yanı sıra Gençlik Kolları Başkanı olan Akın İldeniz’in (Kardeşi Tarımsal Hizmetler Müdürlüğü’nde ve kuzeni Mali hizmetler Müdürlüğünde çalışan) Belediye ile gerçekleştirdiği ticari ilişki, hayatın olağan akışına aykırıdır. Mobilyadan perdeye, bordür taşından elektronik malzemeye 1.2  Milyon TL alışveriş gerçekleştirilmiştir. Bunun 650 Bin TL’si kendi firmasından, 550 Bin TL’sı ise bulduğu taşeronlara aracılık yapılarak gerçekleştirilmiştir. Aynı firmalardan alınan tekliflerin piyasanın çok üzerinde olmasının yanı sıra kabul komisyonu kurulmadığı için ambar girişleri gözükmeyen alımlar şaibeli olup muhalefet içinde siyasi malzeme olarak kullanılmaktadır.

   •      Bu şekilde hem içeriden hem de dışarıdan yıpratılan Partinin, yıpratılmaması için bir önlem almayan Başkan CHP’nin marka değeri altında hem maddi hem ideolojik kamu zararı yaratmaktan vazgeçmemektedir. Belediye Başkanının İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile girdiği yarışta, yürüttüğü politika sürecinde aynı partili kurumlar arasında işbirliğini engellemeye çalışmakta, kente gerekli olan yatırımların İBB tarafından yapılmaması için ilgili talepleri ulaştırmamaktadır. Kent ihtiyaçları vatandaş çabaları ile İBB’ye ulaştırılmakta ve kent ihtiyaçları bu yolla giderilmeye çalışılmaktadır. Ancak bu süreç diplomatik ilişkilere zarar vermekte ve hizmetin halka ulaşmasında vakit kaybına yol açmaktadır.

   •      2016 yılı mal ve hizmet alımı 53 Milyon 942 Bin Lira iken,  2017’de 74 Milyon 316 Bin TL olmuştur. 4734 sayılı kanununca Kamu ihale kanununun hiçe sayılarak alımların yapılmasına ve denetim komisyonun tüm itirazlarına ve tüm bilgileri tüm meclis üyeleri ile mecliste paylaşmalarına karşılık  bu faaliyetler hız kesmeden devam etmektedir. 2010 yılından itibaren kentin proje başvuruları sonucu kullanmış olduğu hibe ve teşvik mekanizmalarının ¾’ü kente fayda sağlamamakta ancak tüm projeler gündem yönetiminde ve reklam amaçlı kullanılmaktadır. Basınla paylaşılan projelerin %75’i algı yönetimi olup, fikir olarak başarılı olup basında kullanılıp,  sonuçları hezeyan yaratmıştır.

   •      Belediyenin sürdürülebilir mali yapısı yok edilmiş, iflasın eşiğine getirilmiştir. Her yıl ortalama 30 milyonluk satış gerçekleşmiş, bütçe bu şekilde dengelenmiştir. Seferihisar’da toplam 650 Dönüm  yer satışı gerçekleşmiştir.   Satılan yap işlet devret modelli Belediye Başkanının kendisine ait otelin satışı sözleşmenin bitmesine 14 yıl kala üst yapı hakkı ile Albayraklar Grubuna satışı 14 Milyon TL’ye gerçekleşmiştir. İlgili gayrimenkullerin değerleme raporlarıyla oynanmıştır. Gerçek bir değerleme firmasıyla tekrar değerleme yapıldığında aradaki astronomik rakamlar ortaya çıkacaktır. Otelin şu an muhafazakar otel anlayışında olduğu gibi kadınlara ayrı plaj ve iskele açması İzmir’e yakışmamaktadır.

   •      Satıştan elde edilen gelir, büyükşehir belediye başkanlığı için lobicilik faaliyetlerinde “sözde Seferihisar tanıtımı” faaliyetlerinde kullanılmaktadır. Temel belediyecilik hizmetleri göz ardı edilmiş, vatandaşın memnuniyeti ciddi oranda düşmüştür.

   •      İzmir Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen meşhur mazot hırsızlığı davasındaki söz konusu akaryakıt şirketi, malum tarihlerde belediyeden ihaleyle gayrimenkul satın almıştır.  2011’de 600 Bin TL’ye aldığı arsanın şu andaki değeri 32 Milyon TL’dir. Süreci üstlendirilen Belediye personeli 8 kişinin halen ağır cezada yargıları devam etmektedir.

   •      Devletle anlaşmalı olarak engelli çocukların rehabilite edildiği merkezin sahibine 1 Milyon Liralık arsa tahsisi yapılmıştır. Kanunları atlatmak üzere kağıt üstünde dernek kurularak sivil toplum kavramının içi boşaltılmıştır. Bu merkez ticari işletmedir ve rehabilite ettiği çocukların ücretini devletten almıştır. Bunun üzerine yine aynı ticari işletmeye Hukuk Komisyonu’na teklif sunarak 250 Bin TL’lik müştemilat kararı çıkarmak istemiş, karara itiraz eden meclis üyeleriyle ciddi tartışmalar yaşanmıştır. Sonrasında aynı yardım, bir müteahhit firmaya usulsüz bir şekilde “haricen” yaptırılmıştır.

   •      Bu ve benzeri süreçler asla üye alınmasına izin verilmeyen belirli dernek ve kooperatifler ile sıklıkla yürütülmekte olup mevzuat dışı hareketler gündemden düşmemektedir.

   •      Seferihisar’la Aziz Kocaoğlu arasında mesafe yaratmak ve İBB Seferihisar’a hizmet etmiyor algısı yaratmak için birçok İBB alanındaki hizmetle ilgili olumsuz görüşler oluşturulan yakın çevre  tarafından kamuoyuyla paylaşılmaktadır. Aziz Kocaoğlu’nun Seferihisar’ı 24 Haziran seçimleri ziyaretleri süreci bile İlçe örgütü tarafından paylaşılmamıştır.

   •      Cittaslow (Sakin Şehir) markasıyla bağdaşmayacak şekilde şehirleşmeye izin verilmesi ve süreçte geliştirilen büyük müteahhitlerle ilişkiler, çarpık kentleşmeye sebep olmuştur. Bu süreç hem Seferihisar’ın yerli halkında hem de sakin şehir konseptine inanarak gelip yerleşen kentliler içerisinde  ciddi anlamda memnuniyetsizlik yaratmaktadır.

   •      İlçe Örgütü içerisinde oluşturulan belediye ile organik bağların daimi tehdit unsuru olması sonucu örgütü kutuplaştırıcı hareketler hız kazanmıştır. Bu süreci yöneten Belediye Başkanı Eşinin belediye personeli üzerinde yaratmış olduğu baskı ve mobbing süreci örgütü zayıflatmaktadır.

   •      CHP Genel Merkez’de  yaşanan dalgalanmalardan da süreç içerisinde  gösterilecek yerel seçim adayları çemberi dışında kalmamak için partinin tüm tarafları (Hem Sayın Kemal Kılıçdaroğlu hem hem de Sayın Muharrem İnce) ile  yakın ilişki kurma çabası özellikle İzmir siyaseti açısından ciddi sorunlar teşkil etmektedir.

   •      SODEM’in kullanılış şekli ile hizmet amacı ve gösterilen faaliyetlerin ortaya koyduğu sonuçlar yine reklam amaçlı kullanılmaktadır ancak tüm reklam mekanizması bir STK’nın ya da örgütün menfaatine değil kişisel çıkarlar için kullanılmaktadır. Tüm bu yaşananlarla beraber süreç içerisinde ortaya atılan fikirler ve sonuçsuz kalan projeleri ile basın ilişkilerinin çok iyi olduğu bilinen Tunç Soyer, 2009 seçimleri ile ilk defa CHP kapısından içeri girmesinin yanı sıra, kişisel tanınırlığının artmasını İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan adayı olabilmek için kullanmaktadır.

   •      Mali olarak da sürdürülebilir bir yapısı kalmayan Seferihisar Belediyesine artık bankalarda kredi vermemektedir. Son alınan kredi ile maaşlar ödenmiştir…



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

İbrahim Tatlıses oğluna ‘Yok artık öyle beleşten hayat’ dedi: Mirasını açıkladı

Oğlu Ahmet Tatlıses ve torunu Mert Tatlıses ile davalık olmasıyla gündeme gelen İbrahim Tatlıses miras açıklaması yaptı. İbrahim Tatlıses ‘Aramızda Kalmasın’ isimli magazin programına gön...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Uzmanı uyarı: Grip deyip geçmeyin

Prof. Dr. Gürdal Yılmaz, "Grip deyip geçmemek gerek. Hafif de olsa altta yatan, eşlik eden hastalığı olan kişilerin bir sağlık kuruluşuna başvurması ve gerekli önlemeleri zamanında alması gerekiyor" dedi. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Farabi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Gürdal Yılmaz, ilkbahar gelinceye kadar sonbahar ve kış aylarında en çok influenza vakalarıyla karşılaşıldığını söyledi.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR