“Ereğli İçin Mücadele Platformu” Sözcüsü Niyazi Özcan,  Ereğli’de sanayici, tüccar, işadamı ve esnaflara karşı yapılan haksızlıkları gündeme getirmeye başladıklarını belirterek  “Kavga etmek, haksızlık karşısında susmamak şiarımızdır. Kavga ve hak aramak anarşi değildir. Bu kavramları yıllarca rantı elinde tutanlar korku ve baskı aracı olarak kullanmışlardır” dedi.

 

Bu güne kadar  söylediklerinin  doğru çıktığını ifade eden Özcan “Ereğli ekonomisi adına göreve geldikleri günden bu yana, hiç bir icraat sergileyemeyen Ereğli Ticaret ve Sanayi Odası yönetiminin ortaya koyduğu 4 ana hedefinin bir tanesinde bile başarı sağlayamadığı açıkça görülmektedir. Bu yönetim icraatını sadece büyük abi imaj ve pozları ile kamuoyu önünde rakiplerini aşağılayarak, suçlayarak, eleştirerek ironik demagojilerle vaktini geçirmiştir.” Sözleriyle konuştu.

 

Özcan, yük olmaya değil yük almaya geldiklerini kaydederek TSO yönetimini zalim yöneticilerle sarmaş dolaş olup zil takıp oynadıklarını da işaret ederek sözlerine şöyle devam etti:

 

“Tersaneleri canlandıracağız, formül bizde” diyenler önce tersanecilerle ardından da milletvekilleriyle kavga edip tersanecileri kendi kaderleri ile başbaşa bıraktılar. “Bu iş neden olmadı?” diye sorulduğunda suçlu olarak tersanecilerive milletvekillerini gösterip topu taca atmaya çalıştılar. Kendi bencillikleri ve beceriksizliklerini asla kabul etmediler.

 

“Öğrenci sayısını artıracağız” dediler; üniversiteye bir kantin yapıp sanki devasa kampüs yapmış havası oluşturmaya “çalıştılar. Ve maalesef Ereğli’de 4 yıl önce öğrenci sayısı neyse bu günde aynıdır. Öğrenci sayısı diğer ilçelerde hızla artarken Ereğli yerinde saymaktadır. Ereğli’ye kampüs kazandırdıklarını söyleyenler lütfen çıkıp bize kampüsü göstersinler bizde görelim.

 

“Ereğli OSB’de üretim artacak, istihdam 5 bin kişiye çıkacak” dediler ama istihdam 4 yıl önce bin 500 iken bu günde rakam yine aynı. Aynı süre içerisinde OSB’de bazı tesisler kapısına kilit vurmak zorunda kalırken, mevcut sanayicilere de sahip çıkılmayarak kendi kaderleri ile baş başa bırakılmaktadırlar.

 

“Erdemir’le diyalog ve işbirliği” dediler, kapalı kapılar ardında toplantılar, görüşmeler yapmaktan öteye gidemediler. Bu kapalı kapılar ardında neler konuşuldu, neler paylaşıldı bunu da 4 yıldır Ereğli esnaf, sanayici ve tüccarı ile paylaşmaktan hicap duydular. Özelleştiği günden bu yana şehre hiçbir katkı sunmayan, yatırım yapmayan, ihtiyaç duyduğu işçiyi bile Ereğli dışından alan Erdemir yönetimi sanayiciye, tüccara zulmederek iflasını sağlamıştır. Bu gün Ereğli’de binin üzerinde kamyoncu esnafı, 400 sac tüccarı ve 10’larca irili ufaklı sanayici Erdemir yönetimin adaletsiz uygulamaları yüzünden batmıştır. Biz Erdemir yönetimine “Haksızlık yapıyorsunuz, adaletsizlik yapıyorsunuz, Ereğli’ye zulmedemezsiniz” dedikçe mevcut TSO. yönetimi gitti Erdemir yönetimi ile sarmaş dolaş pozlar verdi. Temsil Makamı olan, temsil görevi olan bir makam, Odasının Üyesi olanbir şirket Erdemir’in alt kadro yöneticilerinin karşısında el pençe divan durdular. Mevcut TSO.Yönetimi Erdemir üst yönetimi ile diyalog kuramadığı gibi 4 yıl içerisinde Erdemir’den, Ereğli sanayici, tüccar ve esnafı adına hiçbir kazanımda sağlayamamıştır. Bu gün halen daha Erdemir yönetimi Ereğli’de esnafımıza, tüccarımıza, sanayicimize, işadamlarımıza zulmetmeye devam etmekte, mevcut TSO.Yönetimi zalim yöneticilerle sarmaş dolaş pozlar verip nerdeyse birlikte zil takıp oynamadıkları kaldı.

 

“ZAMAN SİZLER İÇİN DARALIYOR”

Buradan Erdemir yöneticilerine bir kez daha sesleniyorum; yaptığınız zulümler yanınıza kar kalmayacak. Ya zulmetmekten vazgeçeceksiniz yada biz yaptıklarınızın hesabını teker teker sizlerden soracağız. Zaman sizler için daralıyor.

 

“ÜYELERİN O KADAR SORUNU VARKEN…”

Kdz. Ereğli’de esnaf, sanayici, tüccar ve iş adamları ekonomik sıkıntılarla boğuşmaktadır. Ereğli insanı artık vergilerini/vergi yapılandırmalarını ödeyemez duruma gelmiştir. Bankalardan kredi kullanamamaktadır. İcra dairelerindeki dosya sayısı rekor denecek kadar fazladır. Bu rakamlar istendiğinde kolay bir şekilde resmi makamlardan temin edilebilir. Mevcut TSO. yönetimi bunlara çözüm bulmak yerine altlarındaki lüks makam araçlarına 350 bin TL gibi çok yüksek bedeller ödeyerek üyelerin parasını çar çur etmektedir. Üyelerimizin o kadar sorunu varken TSO yöneticileri kendi keyif ve rahatlıklarının derdine düşmüşlerdir. Buradan açıkça ilan ediyorum; Göreve geldiğimiz ilk gün o makam aracı derhal satılacak ve üyelerimizin ödedikleri aidatlardan elde edilen gelirler yine üyelerimiz için harcanacaktır.

 

“KİMSE MAŞA KULLANAMAYACAK”

La edri diyor ki, “Aklınızda olanları hayata geçirecek kadar yüreğiniz yoksa, ömrünüz cesaretli insanların dedikodularını yapmakla geçer…” Bu mesajı anlayabilecek akıl dimağı olanlar, köşe başlarında küçük olsun bizim olsun muhabbetlerinden, ufacık çıkar hesaplarından vazgeçmeli, samimi iseler ve de yöneticilik basireti kendilerinde göremiyor, ancak çalışmak istiyorum diyor iseler, bu mücadelemize çekinmeden yüreklerini ortaya koyarak destek vermelidirler. Biz tabanda ezilen insanların sesi olmaya devam edeceğiz. TSO.’yu zenginler kulübü olmaktan çıkaracağız. Kimse kendisini akıllı, vazgeçilmez/olmazsa olmaz zannetmeyecek, aklını paylaşacak, kimse maşa kullanamayacak, köze, ateşe beraber tutacağız. Yangını birlikte söndüreceğiz.

 

Yük olmaya değil, ekibimle yük almaya geliyoruz…