Trump 'Suudi ineği' sağmaya geliyor

Suri bir dostum “muhalif” kesimden dinlemiş. Dini-dar şeyhler bir hurafe “nübüvet hadisini” tedavüle sokmuş. Buna binaen kahinler Suriye sahasında patlak verecek olan savaşı asırlar önce öngörmüş. Bu “şeytani” savaşın fitilini yakanlar Farisi-Şii tahripkar kuvvetlermiş. Bu “gayri Müslim istila” önce Irak, Suriye, Lübnan, Filistin ve hatta Türkiye’de büyük bir başarı kazanacakmış. Amma ve lakin “farisi-Şii İblis”, nihai zaferi elde ettiğini sandığı bir lahzada, ”ilahi bir müdahale” ile püskürtülecekmiş. İslam ümmetinin temsilcilerini (Sünnileri) yok oluştan ve tarihi bir hezimetten “zorunlu ama muakkat bir İslam-Haçlı” ittifakı kurtaracakmış. “Haçlı ordusu” görevini tamamladıktan sonra diyarına çekilecekmiş. Geri çekilmeyi kabul etmez ise, “geçici müttefik” olarak işbirliği yapılan Haçlı ordusuna karşı direnecek ve kazanacakmış. En nihayet İslam ordusu ile birliği sağlayacak olan Müslüman komutanlık, “ilahi nizamı” bölgemize tesis edecekmiş.

DİNİ BİR KILIF GEÇİRİLMEKTEDİR

Uydurma bir dinin hasılatı olan bu büyük yalan ile arzu edilen gaye açıktır; Sahadaki piyon grupların bölgesel savaşın müsebbibi ve tetikçisi olan ABD, İsrail ve şürekası ile başından itibaren yaşadığı ve ayyuka çıkan ilişkilerin normal olduğu telkin edilmektedir. Bu işbirliği ve ittifakların, “kaderimize hükmeden Allah’ın bir emri” olduğu ve silahlı gruplarla onları fonlayan başta Suudi olmak üzere, petro-dolar “Arap” Körfez hanedanlıkların sadece bu emre biat ve itaat ettikleri tedavüle sokulmaktadır. Onlarca yıldır kene misali kendi halklarının kanını emen bu fesat hanedanlıkların el koyduğu trilyonlarca dolar kıymetindeki servetin bu “ilahi” sebepten mütevellit Batı ve İsrail’in silahına harcandığı algısı yaratılmaktadır. Bölge halkları nezdinde “olumsuz ve başta Filistin birçok acının sorumlusu” olarak telakki edilen ABD, İsrail ve Haçlı Batı kuvvetleri ile ikame ettikleri ilişki ve ittifaka “dini” bir kılıf geçirilmektedir.

SUİSTİMAL VE İSTİSMAR EDİLDİ

Bölge tarihinden yoksun olanlar, cüzdan için vicdanlarını haçlıya satanların temcit pilavı gibi sundukları bu tür uydurma hadislerini yeni olarak görebilir. Halbu ki, Osmanlı-Türk imparatorluğuna karşı İngiliz casusların lejyonerleri olan Vahhabi-Suudi kabile şefleri Arabistan yarım adasında başlattıkları isyan ve talan faaliyetleri için de benzer uydurma hadisler ürettiler. Filistin’i “Yahudi” Siyonistlere sattılar. İngiltere ve Fransa’nın yanında Osmanlı-Türk idaresine karşı “Arapların bağımsızlığı, hürriyeti ve emced halifeliği” için savaştılar. Osmanlı-Türk düşmanlığı, şüphesiz ki bu imparatorluğun yığınla hatası, talanı, ihmali, adaletsizliği ve yanlışlıkları söz konusudur. Ancak bunlar sadece daha büyük yalanlar, talanlar ve işgaller için suistimal ve istismar edildi, uydurma Allah, Kur’an, hadis ile beslendi.

En nihayet bir bütün olarak Osmanlı-Türk idaresi tarafından yönetilen “Arap Coğrafyası” yerine birçok devletçiğin zuhur etmesine vesile oldular. Büyük Suriye (Şam) coğrafyası yerine bağımlı ve piyon Suriye, Ürdün, Lübnan, Filistin ve Hatay devleti kuruldu. Suriye yeniden bölündü. Sünni, Alevi, Dürzi, Hristiyan Maruni erkler inşa edildi. Suriye’nin Güneyi Filistin’e yahudi devleti ekildi. Suriye’den ne kaldıysa korumak, etnik ve mezhep babında inşa edilen ucubeyi yıkmak için binlerce şehit verildi ve 26 sene zorlu bir savaş yaşandı.

PARAMPARÇA EDİLMEK İSTENİYOR

Şam düşünce Anadolu işgal edildi. Ermenistan, Kürdistan, Türkistan, Helenistan, Halifestan adıyla birçok etnik devlet zuhur etti. Türkiye’nin bağımsızlığı için binlerce şehit ve çetrefilli bir siyasi mücadele verildi. Kuveyt Irak’tan alındı ve İngilizler tarafından Arabistan’dan taşınan El-Sabah kabilesi bu bölgeye musallat edildi. Arabistan yarım adasından Katar ve Bahreyn koparıldı. El-Sani kabilesi Katar’ın, El-Halifa kabilesi Bahreyn’in başına geçirildi. İngiliz-Fransız-İsrail ve ABD’nin işgal projelerinde memur oldular.

Bu görevlerini ifa etmeye devam ediyorlar. İsrail’in ekonomik ve askeri varlığına hizmet, ABD ve şürekasını İran, Suriye ve mümkünse Rusya’ya karşı istihdam etmek için, “Şeytan Farisi-Şii-Alevi” argümanları ile İran, Suriye ve müttefikleri hadef alınmaktadır. “Şii İran yayılmacılığını engellemek ve Alevi Esad’ın zulmünü sonlandırmak” için El-Kaide, IŞİD, El-Nusra ve sahada türeyen onlarca dini-dar yapılanmalar Irak ve Suriye üzerine sürüldü. İsrail’in varlığına okkalı bir tehdit oluşturan ve bir bütün oluşturan İran-Irak-Suriye-Lübnan coğrafyası paramparça edilmek isteniyor. Bu ülkelerin yerine ikinci Filistin trajedisi misali yeni etnik ve mezhep erkleri dayatılıyor. Bölge devletlerin milli karekteri, ülkelerin tarihi, halkların ortaklığı ve birlikteliği yok edilmek isteniyor.

Bu gaye uğruna Suudi-Katar inisiyatifi, yüzlerce milyar dolarları ABD, İngiltere, İsrail ve Türkiye’nin desteği ve milyar dolarları ile “Sünni İslam” ordusu inşa hamlelerine şahit olduk. Suudi hanedanlığını sağılmalık bol sütlü ineğe benzeten, parası bittiğinde kesip etiğini yemeyi teklif eden Trump, maddi yükümlülüğü ve askeri sorumluluğunu ABD için yük olarak gördüğü, üye ülkeler arasında yaşanan çıkar çatışmaları sebebiyle asli görevini etkili ifa edemeyen NATO yerine dini-dar bölge örgütleri ve hanedanlıkların toplama ordularını bölge projelerinin tahakkuku için İran, Irak ve Suriye’ye karşı tanzim etmek istiyor.

Kaldı ki, dün Irak ve Suriye arasında önemli askeri ve siyasi ittifaklar vuku buldu. Bu güç birliği İran ve Rusya tarafından destekleniyor. Suudi-Katar-İsrail- ABD-İngiltere ve şürekası arasında bina edilecek y-nato İslam Ordusu karşısında güçlü ittifaklar zuhur edecek. Bu ittifak zincirinde mafkut olan halka Türkiye.

Trump ineğin yağlı sütüne talip. ABD ekonomisine oksijen arayışı içindedir. Bu oksijen sayesinde ülkesinde sallantıda olan saltanatını pekiştirme peşindedir. Sağmaya geldiği Suudi hanedanlığı, üstaklı israil ve ABD’deki borazanları bunu idrak etmektedir. Trump idaresini dini-dar bölge projeleri için kullanmaya çalışacaktır. Bol dolar vaatlerle savaş konseptlerine dahil etmeye çalışacakalrdır. Amma ve lakin Trump İran ve Rusya ile dolar hanedanlıkları için bir savaşı göze alamayacaktır.