Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Referandum tartışma-larının ardından yine Suriye odaklı bir gündem ve sınır ötesi harekâtlar söz konusu... Olası hedefler arasında terör örgütü PKK’nın “ikinci Kandil” yapmaya çalıştığı Kuzey Irak’taki Sincar’ın yanı sıra bizim de daha önce sıkça gündeme getirdiğimiz (16 Şubat, 04 Mart, 02 Nisan 2017 tarihli yazılarımız )Süleyman Şah Türbesi’nin Suriye’deki eski yerine taşınması var. Tabii Cumhurbaşkanı’nın ABD Başkanı’yla yapacağı 16-17 Mayıs’taki görüşmeyle bağlantılı olarak. Çünkü Suriye’nin kuzeyinde oluşturulmak istenen Kürt koridorunu kesecek en stratejik konumdaki o topraklar şu anda PYD/YPG’nin kontrol altında tuttuğu bölge Menbiç’in içinde. Yani orada ABD var ve Rakka operasyonunda kara gücü olarak kullanmayı düşündüğü PYD/YPG’ye silah desteği veriyor. Dolayısıyla Trump’un ne diyeceği çok önemli. Ancak bu hamle Türkiye açısından da hayati değerde. Dahası uluslararası anlaşmalar gereği sözü edilen yer Türk toprağı...

Haberin Devamı

Peki Trump bu görüşmede ne derse ne olur? Süleyman Şah Türbesi’nin bir an önce eski yerine taşınmasının Kürt koridorunu kesecek şu andaki en akılcı ve tek hamle olduğunu ısrarla yineleyen emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu, şöyle diyor:

“Türkiye Süleyman Şah Türbesi’ni taşımadı, zaman kaybetti. Keşke taşısaydı. Mesela iki sene önce, bir sene önce taşıyabilirdi. Şimdi 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nda olduğu gibi risk alarak beka sorunum için taşıyorum diyecek ve oraya taşıyacak. Kime rağmen? ABD’ye... Çünkü olaylar Türkiye’nin lehine gelişmiyor. Orada PKK veya PYD koridoru olduğu sürece ki artık oradan gitmesi pek mümkün görünmüyor. Zira zırhlı araç, ağır silah desteği alıyor. Kim sağlıyor? ABD. Bu durumda ABD Süleyman Şah Türbesi’ni ‘gel buraya taşı’ der mi? Demez, ancak şöyle olur. Bölgeyi şu an kontrol altında tutan ‘PYD ile işbirliği yaparak taşıyın’ diyebilir. Türkiye bunu yapar mı? Düşünün bir arazi terör örgütüne ait siz de geleceksiniz bu araziye kendi Türk toprağınızı konuşlandıracaksınız, böyle bir anlaşma yapmanız onları kabul etmek demek. İster yazılı, ister sözlü olsun. Türkiye bunu kabul eder mi? Etmez, etmemeli zaten.”

Haberin Devamı

Trump zaman kazanmak için Rakka operasyonu sonrasında değerlendirelim derse?

“Rakka harekâtını bekleyelim derse Türkiye bekleyebilir. Diyelim ki 6 ay sürdü. ABD zaman kazanmasına rağmen sıcak bakmıyor o zaman Türkiye orası Türk toprağı BM 51. madde gereği meşru müdafaa hakkımı kullanıyorum diyerek taşıyacak...”

Ya Trump ‘olmaz’ der ve diretirse?

“Yapacak, yapmazsa bu beka sorunu devam eder. Yaparsa ABD savaşmaz ancak PKK’ya daha çok destek verir. Bir de diplomatik yönden birkaç hamle yapacaktır. Türkiye bu ikisinden birini seçmek zorunda...”

MHP’li muhaliflerin yol haritası

Referandum öncesinde olduğu gibi sonrasında da en çok konuşulan, tartışılan ve de eleştirilen parti MHP... Hem yeni sisteme yaktığı yeşil ışık hem de partisinin oylarındaki düşüş nedeniyle. Gerçi Bahçeli bunları kabullenmiyor, hatta eleştirenlere öfkeleniyor ama matematik biliminin en eski ve en temel dalı aritmetik (toplama, çıkarma, çarpma, bölme, üs alma, kök alma) tam tersini söylüyor. Dolayısıyla da herkes Bahçeli ile parti içi muhalifler ve onlar lehine gelişen taban desteği arasında yaşanan, hatta karakolluk olan “kurultay” kavgasının ikinci raundunu konuşuyor. Bu noktada en çok merak edilen yeni parti arayışları. Çünkü her ne kadar biri hala partide, diğerleri ihraç edilen 4 genel başkan adayı da “henüz değil” dese de nabız yokladıkları da bir gerçek... Özetle MHP cephesinde bugün itibariyle yanıt aranan soru şu:

Haberin Devamı

Şimdilik düşünce ve istikşafi görüşme aşamasındaki parti içi hesaplaşma aynı minderde mi olacak yoksa başka mecraya mı kayacak? Kayarsa da nasıl olacak?

Dün bu durumu bir zamanlar Bahçeli’nin en yakınındaki bir muhalifle konuştum. Şu anda üç maddeli bir takvimden söz ederek şunları anlattı:

Bir kere muhalefetin lehine bir karar çıkacağını düşünmemekle beraber her halükarda yapılan ama Genel Merkez tarafından geçersiz sayıldığı için mahkemeye taşınan kurultayın durumunun netleşmesi lazım. 20 Haziran’da mahkeme karar verecek. Tabii verirse çünkü hukukta eşi benzeri olmamış bir uygulamayla iki seferdir karar erteliyor. 20 Haziran’da vereceğini ilan etmişti yine ertelemezse o beklenecek. ikinci adımda referandumun neticelerinin her ne kadar YSK itirazları reddetse de AGİT sürecinin ortaya çıkması.

Yani şu anda yeni parti söz konusu değil. Zaten bir partileşme olacaksa da bu Ahmet, Mehmet istifa etti partileşme geliyor diyerek olmaz. Bu çok ciddi bir istişare ile bir araya gelişlerle olur. Türkiye’nin bir çok bölgesinde en azından peş peşe yayılacak, belli bir zaman diliminde tabii ki toplantıların neticesinde çıkan kurucular kuruluyla olur. Sadece MHP’lilerden kopacaklarla bir parti olmaz artık. Oluşumun içinde herkesin olması gerekir. Yoksa dağ fare doğurur.”

Özetle; her ne kadar bu gelişmeler ve öngörüler Bahçeli’yi kızdırsa da önümüzdeki dönem AKP’nin meşhur sloganı MHP’nin teşkilatlarında da sık sık yinelenecek gibi:

Durmak yok, tartışmaya devam...