Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Maşallah, tanzim satışlar iyi gidiyor.

        Her ne kadar on binlerce manavın, marketin yerini dolduracak sayıda değillerse de ulaşabilenler için iyi bir hizmet.

        Bu hizmeti veren belediyelerin kâr etmek gibi derdi olmadığı için hatta maliyetin de altında satış yapmalarına kimse ses çıkarmayacağı için de vatandaş memnun.

        Bu arada fırsattan istifade, taşımacılar fiyatlarını arttırmışlar, duyuyorum.

        Tanzimlerin “üreticiden tüketiciye” mal götürme talebi, taşımacılık sektörüne de iyi gelmiş.

        İyi ama bu durum ne kadar sürdürülebilir!

        Ya da bu durum tarım sektöründeki sorunları ortadan kaldıracak mı?

        Bunu söylememin nedeni, iyi bir hizmet gibi görünen tanzim satışlar çiftçinin derdine ilaç olacak mı?

        Zannetmiyorum.

        Tarımda gelişmenin ve iyileşmenin en önemli göstergelerinden biri yıllardır değişmez.

        Çok net, çok bilinen bir göstergedir bu.

        Adı da “traktör satışları”dır.

        Tarım sektörünün iyiye gidip gitmediğini anlamak için traktör satış adetlerine bakılır.

        Traktör satışları yukarı doğru gidiyorsa tarım gelişiyor demektir.

        Aşağı doğru gidiyorsa gerileme var demektir.

        Şimdi sıkı durun, size traktör satışlarındaki gerilemenin oranını söyleyeyim.

        Tüm otomotiv sektörü gibi traktör satışları da dik bir eğriyle aşağı doğru iniyor.

        Ama traktör satışlarındaki gerileme, tüm sektörün üzerinde.

        Geçen yıldan bu yana traktör satışlarındaki düşüş yüzde 70 seviyesinde.

        Geçen yıl 100 traktör satıldıysa, bu yıl 30 traktör satıldı.

        Bu neye işaret eder çok açık.

        Çiftçi para kazanamıyor, tarımsal üretim düşme trendine girecek.

        Tarımsal üretimin düşmesi ne demek?

        İster tanzimde satın, ister pazarda, ister manavda, ister markette tarımsal ürünlerin fiyatı artacak demek.

        Tanzim satış kurşun yarasına merhem sürmektir.

        Traktör satışlarının düşmesi ise kurşunun içerde durduğunu gösterir.

        REKLAM

        ***

        Kim milyoner olmak ister!

        Memleket bütçesinin “fazla” vermesi hepimizi sevindirdi.

        Memleket demek biz demek.

        Bütçenin iyi olması hepimizin lehine.

        Ancak hesabı da iyi yapmak gerek.

        Adisyonu kontrol etmek lazım.

        Bu fazlalıkta, “Bir defaya mahsus gelirler” kaleminin etkisini gözden kaçırmasın kimse.

        Ne demek bir defaya mahsus gelirler?

        Özel bir durumdan, bir satıştan, bir tazminattan elde edilen ama bir daha elde edilip edilmeyeceği ya da bir daha ne zaman elde edilebileceği belli olmayan gelirler demek.

        Mesela “İmar Barışı”ndan bir gelir elde edebilirsiniz ama her ay bir imar barışı ilan edemeyeceğinize göre bu bir kerelik gelirdir.

        Ya da "Bedelli Askerlik" uygulamasından bir gelir elde edebilirsiniz ama her dakika bedelli askerlik uygulaması yapamazsınız, yapsanız da aynı miktarda gelir sağlayamazsınız.

        Veya Merkez Bankası’nın 30 küsur milyarlık kârını Hazine’ye aktarabilirsiniz ama Merkez Bankası her zaman aynı kârı elde edemez!

        Bu bir kereye mahsus gelirleri toplayıp, gelirlerden düşünce ortaya çıkacak olan rakam gelecekte karşılaşılacak gerçek durumu gösterir.

        Kim Milyoner Olmak ister yarışmasından kazandığı 50 bin lirayı, her ay gelecek diye bütçe yapan dar gelirli, en sonunda icralık olur!

        REKLAM

        ***

        Üşüttük mü acaba?

        “Galiba tam olarak kafayı üşüttük.” Bunu söyleyen bir hukukçu dostum.

        Nedeni ise Londra Büyükelçiliğimizin bir etkinliği.

        Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği’nde bir fotoğraf sergisi açılıyor.

        15 Temmuz’da Türkiye’nin neler yaşadığını gösteren, son derece anlamlı, doğru bir sergi.

        Konuklara darbe girişimini ve yaşananları anlatan birer de kitapçık verilmiş.

        Buraya kadar şahane.

        Sonrası ise facia.

        Sergi ile birlikte bir de defile düzenlemişler.

        Defilenin konusu ne?

        O da 15 Temmuz.

        Mankenlerin üzerinde Londra’da yaşayan bir Türk modacı tarafından hazırlanmış kıyafetler ve kıyafetlerin üzerine basılmış 15 Temmuz gecesi fotoğrafları.

        Bir mankenin göğüslerinin arasında, tank altında kalmış bir vatandaş mesela.

        Ya da poposunun üzerinde, silahlı teröristlere göğsünü siper etmiş bir delikanlı.

        Bunun adı “üşütmek” değilse nedir biri bana anlatsın lütfen.

        REKLAM

        ***

        Partiyi kapatın suçtan kurtulun

        CHP adındaki siyasi oluşuma bir tavsiyem var.

        Kendilerine “Parti” demek isterdim ama pek partiye benzer bir halleri olmadığı için bunu söylemem kabil değil.

        Bu oluşuma naçizane bir tavsiyede daha bulunmak istiyorum.

        Partiyi geçici bir süre için “kapatın”.

        Üzerine “Tadilat dolayısıyla kapalıyız” diye bir yazı asın.

        Önümüzdeki yerel seçimlere falan da katılmayın.

        Parti içindeki kavga ancak öyle biter.

        Çünkü çok açık ki, size oy veren milyonların aksine, partiniz çatısı altında siyaset yapanların, ülke, rejim, Atatürk diye bir kaygısı falan yok.

        O bizlere söylediğiniz bir yalandan ibaret.

        Partiyi kapatmanızın şöyle bir somut faydası da olacak.

        En azından ülkede olan kötü şeylerden sorumlu tutulmayacaksınız.

        Pazarda mikrofon uzatılan kadın “Hepsi CHP’nin suçu” diyemeyecek.

        REKLAM

        ***

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        "Bir toplumun ortalama kalitesinin siyasetindeki kaliteden daha yüksek olamayacağını bildiğimiz zaman."

        Diğer Yazılar