Trabzon siyasetinde önceleri genelde partiler arası krizler gündemi belirlerdi. İktidar ve muhalefet arasında sert tartışmalar şehre hizmet adına büyük ses getirirdi. 

Ama bakıyorum son günlerde muhalefetten çok iktidar partisi kendi iç kavgaları ile gündeme geliyor. 

Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu’nun Trabzon başkan adayı olarak ismini açıklanmasının hemen ardından aslında parti içinde büyük bir kriz ve eleştiri bombardımanı başlatılmıştı. 

Bu şehirde adam kalmadı mı tartışmaları. 

Ama bir önceki başkanın da Ankara’dan geldiğini unutmuşlardı. 

Çünkü mesele teşkilat değil kendi nefisleri, kendi adamları idi. 

Ve kendilerini dava adamı olarak niteleyen birçok isim kendi partisinin açıkladığı adayı kayyum olarak niteleyerek kamuoyunda böyle bir algı oluşmasına sebebiyet verdi. 

Süreç devam ederken özellikle seçim çalışmaları döneminde bu kez bazı alım satım ve tanıtım faaliyetleri büyük kavgalara sebebiyet verdi. Zaman zaman bu kavgalara milletvekilleri de dahil oldu.  Parti binasında sesler yüksekli, odalar terkedildi. 

Derken meclis üyeliği listelerindeki ısmarlama isimler bu kez partide kriz oluşturdu. 

Herkes listeye bir isim verme peşine gitti, kimse liste bütünlüğünde şehrin menfaatlerini göz önünde bulundurmadı. 

Onu kırmayalım bunu kırmayalım istediğimizi listeye koyalım peşine gidildi. 

Meclis toplantılarını takip ederseniz ne demek istediğimi çok iyi anlarsınız. 

Hiçbir tartışmanın olmadığı her kararın geldiği gibi geçtiği bir meclis ortada. 

Allah’tan muhalefette iki tane korkusuz ve beklentisi olmayan isimler var da bazen neyin ne olduğunu şehre gösteriyor, anlatıyorlar. 

Seçim bitti herkes istediğini aldı, Başkan Zorluoğlu’nun ‘Yeni yönetim anlayışı ile kendi ekibimi kuracağım’ hamlesi ve bu hamle esnasında bazı teşkilat mensuplarının belediyedeki görevlerinden tırpanlanması, parti organlarını rahatsız etti. Ama başkanın en önemli ve kabul gören seçim vaadinin bu olduğu, vatandaşın en büyük beklentisinin bu olduğu unutuldu. 

Teşkilatlar ayaklandı, istifa sesleri yükselirken Ankara olaya el attı. 

İlginçtir bu esnada milletvekillerinden kimse olaya müdahale etmedi. 

Sonunda Ankara’dan taraflara kişisel ihtiraslarınızı bir kenara bırakıp şehre hizmet adına görev ve sorumluluklarınızı yerine getirin, partiyi bölmeyin, birleştirin talimatı verildi. 

Basına birkaç birliktelik görüntüsü verilse de, sonrasında teşkilatın rahatsız olduğu birkaç atama daha meydana geldi. 

Gevşeyen ipler bu kez daha da gerildi. 

Derken, Ortahisar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğündeki görev değişikliği meselesi gündeme bomba gibi düştü. Düne kadar kimsenin tanımadığı ilçe milli eğitim müdürü binlerce öğrentmenin yüzlerce şube müdürünün önüne geçti şehrin kahramanı oldu… 

İyisiyle kötüsüyle partinin Trabzon’daki en üst kimliğinin bilgisi dahilinde Trabzon İl Milli Eğitim Müdürü, Trabzon Valisi ve en önemlisi altında Milli Eğitim Bakanının imzası olan kararname iptal edildi. Koca Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk attığı imzanın ardında bir gün duramadı. 

Koca Trabzon, Ortahisar’a atanan Trabzonlu Dünya Şampiyonu Müdürünü yani Ali Turan hocayı bir anda sildi. 

Oysa yanında boy boy poz verdikleri günü nasıl da unuttular. 

Kesinlikle burada Şükür Köse hocanın bir kabahati bir başarısızlığı veya yanlış bir şey yaptığını söylemiyorum. O gerekeni yaptı sustu geri çekildi, gereken yerlerle görüştü ve sessizce geri dönüp işine koyuldu.  

Partide il başkanlığı yapmış isimler, muhalefetin sert tepkilerine hak vererek, onlara siz haklısınız biz yanlış yaptık diyerek, partinin en önemli kurumu olan AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şehirdeki temsilcisi ve teşkilatının kararını muhalefetin ayakları altına serdiler. 

Acaba kendileri il başkanı iken böyle bir şey olsa ne yaparlardı. 

Ve soranlara da açık açık ‘Bizden habersiz bu şehirde bir şey yapılamaz’ demişler. 

Aile içi kavgadır, kol kırılır yen içinde kalır devri belli ki AK Parti’de kapandı. 

Milletvekillerine yakın isimler sosyal medya üzerinden ‘ayağınızı denk alın geliyoruz’ ifadeleri ile göz dağı vermeye başladı. 

Birileri koltuklarına gerilip Ortahisar atamasının iptaline kıs kıs güldü. 

Birileri artık il başkanı, gençlik ve kadın kolları istifa etmelidir, bu partimiz adına büyük garabettir dedi. 

Belli ki kongreler öncesi birileri kılıçları çekti, hücrelerini uyandırdı kendi adına ama dışardan görünen şu, 

Trabzon’da AK Parti harakiri yapıyor. 

El birliği ile partinin gücünü ve prestijini ayaklar altına sermek için gayret veriliyor. 

Tüm kurumlar emirleri altında iken şehirde huzuru ve bütünlüğü sağlayamıyorlar. 

Herkes paramparça bir taraf olmuş, ego tatmini peşinde. 

Tüm vaatler bekliyor, tüm sorunlar gözler önünde duruyor. Artık bekleyen hizmet ve sorunların ne olduğunu yazmaya da gerek görmüyor çünkü herkes ezberledi. 

Ama diyeceğim şu, parçalanışı bizlerde üzülerek seyrediyoruz, bu şehir AK Parti döneminde Ak Partililerin birlik olduğu dönemlerde çok büyük hizmetler yapmış ve karşılığında en fazla oyu almıştır. 

Şu anda gidişat tam tersini gösteriyor, birlik bozuldu hizmetler durdu. Artık gerisini siz hesap edin, 

Bir de son olarak Trabzon Büyükşehir belediyesi Ulaşım AŞ. krizi vardı onu unutuyorduk. 

Partiden kuruluş aşamasında bir isim istenmiş olabilir, ulaşım olunca da Uluslararası Nakliyeciler Derneği Temsilcisi Abdullah Özer akla gelmiş, önerilmiş, sonra kararın yeniden değerlendirilmesi istenmiş. Özer Belediye’ye davet edilmiş. Yeni

genel kurulda görev alabilir de almayabilir de: Bu meseleyi kriz gibi yansıtmak isteyenler ortalığa düşmüş. 

Kavgayı nasıl büyütür nasıl partiye ve belediyeye daha fazla zarar veririz diye. 

Valla bu şehrin çok büyük sorunlar var, şu boş işlerden nemalanma heveslerinizden bir vazgeçinde şehrin asıl meselelerine dönün lütfen. 

Trabzon ego tatmin etme şehri değildir, edecekseniz hizmet edin etmeyecekseniz de gölge etmeyin başka ihsan istemeyiz.