Trabzon'un geçim kaynağı eskiden önemli ölçüde çeşitlilik gösterirken gelinen aşamada o çeşitlilikten pek birşey kalmadığı ayan beyan görünmektedir.İnsanlar kırsal da üretip geçimini temin ederken ve kimseye muhtaç değilken bugün artık bu imkanlarda kalmamıştır.

ŞÖYLEKİ;

• 1999 yılında ilde süt üretimi 235026 ton/ yıl iken 2021 yılındaki üretim 174000 ton/ yıl'a düşmüştür.Bu durum süt ve süt ürünü türevlerinin azalmasına sebep olmuş ve Trabzonlu dışarıdan gelen ürünlere mecbur bırakılmıştır.

• 2004 yılında 136330 büyükbaş hayvan varlığı 2020 yılında aradan geçen 16 yıl içerisinde 18093 artışla 154423 olmuştur. Durum diğer küçükbaş'larda ve kanatlardan aynı seyri takip etmiştir.Kuş gribi gerekçe gösterilerek kırsalda 5-10 tavukçuluk kümesleride ellerinden alınarak bu geleneksel üretim kültürü de yok edilmiştir.Hayvancılığın azalmasındaki temel faktörlerden birisinde de trabzonun hayvancılık bölgesi olmasından çıkarılması olmuştur.

• Yine hayvanların beslenmesinde çok önemli olan kaba ve kesif yem temini ileotlatma alanlarınin( Mera veÇayır alanları) ağaçlık ve fundalığa dönüşmüş olmaları, ayrıca sahil kuşağındaki meraların hemen hepsinin TOKİ inşaatı amaçlı kullanılmış olmasından kaynaklanmaktadır.

• Devlete ait olan ve trabzonun Yomra ilçesindeki sebze fidanı üretim serisinin sökülerek yerine kaşüstü belediye binasının yapılması.Bugün yine aynı alanda binalar ve oteller yapılarak toprak talanı sürdürülmekte ve çiftçilerimiz dışarıdan gelen hibrit tohum üretiminden elde edilen ithal tohum sebze fileleri kullanma mecburiyetinde bırakılmışlardır.

•Devlete ait yormada ki süt fabrikası özelleştirme adı altında satılarak yerinde lüks daireler yapılmıştır.

• Yine yormada yılda üç ürün alınan ayrıca hayvancılık yapılan ziraat meslek lisesi kapatılıp bu devasa üretim alanı özel kuruluşlara tahsis edilerek dev otellerin yapılmasına zemin hazırlanmış trabzönün önemli ihtiyaçları bundan karşılanırken bugün Trabzon insanı ege ve Akdeniz'e gelen ürünlere mahküm edilmiştir.

• Bölgesinde tek olan et ve Balık kurumu satılarak yok edilmiştir.

• Trabzon büyük şehir olunca envanterine geçen tüm hazine arazileri ve hatta Yine kamuya ait olan patika yollar satılmış ve satılmaya devam etmektedir

•HES'ler( Hidroelektrik Santali) yapılarak derelerde şu kalmamış ve kırsalda bir sektör haline gelen alabalık üretim tesislerinin0/090'nı kapanmış ve insanlar milyarlarca lira zarara uğramış ailelerin iş ve istihdam imkanları ellerinden çıkmıştır.

• 2008 yılında TEKELİN özelleştirilmesi sonucu ilimizde tütün tarımı yapılan 12000 dekar alan atıl kalarak binlerce insan hem işsiz kalmış ve hemde 60-70 yıllık üretim kültüründen mahrum kalmış ve devlet bu insanlara yeni bir üretim yapma anlamında yardımda bulunmamıştır.

• Çimento fabrikası satılarak il dışından gelenlere alarak Akoluk mahallesinin içinde Yeni bir fabrika kurarak Trabzonlular çimento satmakta ve yine burada binlerce işçi mağduriyete uğradılmıştır.

•Akçaabat Işıklar'da bulunan ve 1927 yılından bu yana enerji üreten HES yine il ďışından bir firmaya satılmıştır.

• Taşımalı eğitime gelişmesinde dolayı köylerde boşalan okul binaları ve arazileri satılmaktadır

• İlimizde yaklaşık 100km'lik sahil şeridi yokedilerek Trabzon insanı sadece 7.5 km'lik kumsala mahküm edilerek Trabzon sırtını denize dönmek durumunda bırakılmıştır.

• Trabzon bölge müdürlüklerinin bulunduğu bir il olup bölge ölçeğinde( Giresun, Rize,Artvin Gümüşhane) illere hizmet verirken  Zirai karantina bölge müd.Topraksu bölge müd.Toprak iskan,Teknik ziraat mud.Su ürünleri bölge müd.leri kapatılmış ancak yerlerine aynı işlevselliği icra edecek kurumlar oluştürülmadığı gibi bu kurumlardaki kurmay kadrolarda tasfiye edilmiştir.

• İlimizdeki yeraltı madenleri 49 yıllığına yabancılara verilmiştir

• Fiskobirlik bir çok eksiğini rağmen hizmet verirken bu Üretici örgütü çökertilerek gayrimenkullerinin birçoğu satılmıştır

• Karadeniz bölgesinin en büyük entegre fındık fabrikası Ülkemizde yedi fabrikası daha bulunan bir yabancı şirkete satılmıştır.

SONUÇ...

Daha yazılacak çok şey var ama burda bitirmek istiyorum.Şurası bir gerçeklik ki bir ilin yerel ve bölgesel kurumları kapatılıp, yerüstü ve yeraltı zenginlikleri satılarak insanları göç travmasıyla karşı karşıya bırakmak kalkınmanın bir gösterkesi olabilirmi.Buna rağmen Trabzon 3.sırada kalkınmış bir statüde gösterilmekte ancak olsa olsa bu durum kağıt üzerinde olabilir  ancak bunu fiiliyatta görme imkanı bulunmamaktadır.İlin ve kırsal kesimin kaynakları azalırken ve üretime yönelik hiç bir yatırım yapılmazken ve yılda sadece AVM'lerden 500 milyona yakın para il dışına çıkarken hangi gayri safi milli hasıla kalkınmaya katkıda bulunuyor anlaşılabilir değil.Onun için Trabzon gelece yönelik hiç bir ivme yakalanmadan tarihi birikimleri Trabzon insanının hakkı yok edildiği ve yarınki kuşaklara bırakacak laftan başka ne olabilir ki Onun için şimdiden bile önlem alınırsa TRABZON 'DAN BİRŞEYLER BELKİ YARINLARA BIRAKILABİLİR