|
Torba yasanın getirdikleri

TBMM, geçtiğimiz hafta çok önemli yasaları kabul ederek tatile girdi. Bunlardan en önemlisi, 11. Kalkınma Planının kabul edilmesi idi. Bir diğeri ise, günlerdir kamuoyunda tartışılan adından da anlaşıldığı gibi içerisinde birçok konuyla ilgili kanun maddesi bulunan Torba yasanın Mecliste kabulüydü.



Torba yasada, gerek kamu dengelerini kurmak gerekse piyasadaki bazı bozulmaları düzeltmek için birçok konu birlikte ele alınmış. Vergi teşvikleri, varlık barışı, Merkez Bankası’nın yedek akçelerinin hazineye devri, gümrüklerde kalan taşıtların yasallaştırılması, enerji sektörüne destekler, sorunlu kredilerin yeniden yapılandırılması, kamu-özel iş birliği ve diğer çeşitli alanları ilgilendiren toplam 32 maddeden oluşan ve 15 farklı kanunda değişiklik yapılmasını içermektedir.

Torba yasanın dikkat çeken ve en çok tartışılan konusu, TCMB’nin yıllık safi karının %20’sinin ihtiyat akçesine ayrılacağına yönelik hükmün kaldırılması. Son dönemde Merkez Bankasında yedek akçede biriken para 46 milyar TL’ye ulaşmıştı. Bu oluşan kârın hazineye aktarılması hazinenin borçlanma ihtiyacını da aşağıya çekecek. Dolayısıyla, faizleri de aşağı çekebilecek bir durum. Bu işlem bir para basma olayı değildir. Bu Merkez Bankası’nın bilançosundaki bir kaynağın hazinenin mevduat hesabına geçmesi olayıdır. Yani kullanılmayan bir kaynağın harekete geçirilmesidir.

Bugün dünyadaki gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere baktığımızda, MB’ları kârının %85’i hazineye devredilmekte. Örneğin; Kanada, Meksika, Polonya ve Çin merkez bankaları kârlarının yüzde yüzünü hazineye devretmektedirler. Güney Kore ile Güney Afrika’ysa kârın yüzde 90 seviyesini hazineye aktarmaktadır. Dolayısıyla, şu anda karın %67’sini devreden TCMB, karar sonrası dünya örnekleriyle uyumlu hâle gelmiş olacak.

Diğer bir madde ise, para politikası aracı olan zorunlu karşılıkların etkinliğini artırmak için bankaların ve uygun görülen diğer mali kuruluşların bilanço içi veya dışı kalemlerinin de zorunlu karşılığa tabi tutulması.

Bu madde değişen piyasa koşullarında etkendir. Özellikle, 2018 yılı kur ataklarının başlamasından sonra genelde özel bankaların son dönemlerde kredi kullandırma konusunda daha isteksiz davranmaları, bu kararın alınmasında etkili oldu. Böylece mevduat toplayan bankaların kredi vermeleri konusunda biraz daha aktif davranmaları zorlanmış olacak. Çünkü, bazı bankalar sadece mevduat toplama işlevi gerçekleştiriyor.

Hatta bazen teşvik ettiğiniz sektörlere yani büyümesini istediğiniz sektörlere kredi verilmesi için bile bu zorunlu karşılıklar kullanılabiliyor. Bunun örneklerini dünyada Brezilya’da, İsrail’de ve Çin’de görebiliyoruz. Bu ülkeler çok etkin bir şekilde bunu kullanmakta. Hatta Çin; bazı teşvik ettiği, özellikle tarım kredileri, kentsel dönüşüm kredileri gibi alanlara kredi kullandırılması hâlinde sıfır munzam oranı uygulamakta.

Yine hem bankacılık kesimini hem de reel sektörü en çok ilgilendiren konulardan bir diğeri; borçlu firmalara, geri ödeme yükümlülüklerini yerine getirebilmeleri için finansal yeniden yapılandırmayla ödeme kolaylığı sağlanması hususu. Şimdi bu maddeyle hem alacaklı kuruluşlar hem bankalar hem de borçlular; tapu harcı, ipotek, damga vergisi, banka ve sigorta muameleleri vergisi ve kaynak kullanımını destekleme fonundan muaf tutulacak.

Böylece. bankacılık sektöründe 3, 4 ve 5. grupta yer alan yaklaşık 400 milyar TL kredi ve 200 binin üzerinde firma yararlanmış olacak. Bunun sonucunda finansal güçlük yaşayan borçlu firmalara ödeme gücü kazandırılırken, firmaların katma değer yaratmaya ve istihdam oluşturmaya devam etmeleri sağlanmış olacak.

Torba yasadaki en önemli maddelerden bir tanesi de varlık barışı ile ilgili teklif. Varlık barışı İlk 2008 yılında uygulamaya konuldu. Buradaki esas amaç yurt dışında bulunan varlıkların Türkiye’ye getirilerek milli ekonomiye kazandırılması idi. O günden bugüne kadar yaklaşık 50 Milyar TL getirilebildi.

Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası aracına sahip gerçek ve tüzel kişiler, 31 Aralık 2019’a kadar Türkiye’deki banka veya aracı kuruma bildirim yaparsa bu varlıkları serbestçe tasarruf edebilecek. Banka ve aracı kurumlar, kendilerine bildirilen varlıklara ilişkin %1 oranında hesaplayacakları vergiyi, vergi dairesine beyan edecek ve aynı sürede ödeyecekler.

Bütçeye önemli katkı yapacak olan bu torba kanun; son dönemde G-20 görüşmeleriyle zirve yapan olumlu hava ile ihracat ve turizmdeki olumlu gelişmelerle birlikte, 2019 yıl sonu YEP hedeflerinin çok rahat tutacağı beklentisini doğurmaktadır. Tabi, ekonomide oluşan Merkez Bankası Başkanının 25 Temmuz’da PPK’da faizle ilgili nasıl bir karar vereceği beklentisi de (piyasa beklentisi MB’nin en az 300 baz puan faiz indirimi) burada çok etkili olacak.

#TBMM
#Kalkınma
#Plan
#Yasa
#TCMB
5 years ago
Torba yasanın getirdikleri
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle